CHP Genel Başkan Yardımcısı Berberoğlu'ndan Bursa'da flaş açıklamalar

CHP İl Başkanlığının davetlisi olarak Bursa'ya gelen Berberoğlu, Crowne Plaza’da basın mensuplarının sorularını cevapladı. Berberoğlu, düşünülen başkanlık sisteminin sultanlık olduğunu ve şu anda iktidarla değil devletle karşı karşıya olduklarını söyledi. Berberoğlu, “Yeni Türkiye’den kastının ne olduğunu Sayın Cumhurbaşkanı açıkça ifade ediyor. Bunun kısaca adı güçler birliğidir. Yürütme, yasama, yargı ve medyanın tekelde toplanması, yeni Türkiye’nin bence özetidir. CHP’nin muhalefeti de bu yeni Türkiye’ye geçit vermemek içindir. Mevcut parlamenter demokrasi için meclis grubumuzdan son üyemize kadar bunun savaşını vereceğiz. Biz şu an karşımıza devleti aldık, devletle uğraşıyoruz. Bir HSYK seçiminde bir partili cumhurbaşkanlığı kontenjanından seçiliyor. Bunu anlamak gerçekten çok zor” dedi.

Başkanlık sisteminin temelini bilmediğini ifade eden Berberoğlu, “Fransa’da, Amerika’da veya dünyada uygulanan ülkelerde herhangi bir sistemde olduğu gibi ilk önce onun denetimi konuşuluyor ama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bununla ilgili tek bir şey bile söylemedi. Herhangi bir kararını dengeleyecek hangi kurum olacak? Parlamentonun gücü yeni sistemde ne olacak? Bunların hiçbiri belli değil. Bu zamana kadar bizlere anlatılan başkanlık sistemi, 'Ben söyleyeceğim, siz yapacaksınız'dır. Yani bunun adı başkanlık değil, sultanlıktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin geride bıraktığı sistemdir. Ben kişi olarak da başkanlık sistemini uygun görmediğimi daha evvel dile getirdim” diye konuştu.

Uzun zamandır can kaybına yol açmadan Türkiye’nin Kobani meselesiyle ilgilenmesine her Türk vatandaşı gibi sevindiğini belirten Berberoğlu, “Ama bu işin ve çözüm sürecinin illüzyon olduğu, Kobani eylemlerindeki 40’a yaklaşan can kaybı ile otaya çıktı. Benim esas bakmak istediğim budur. Dış politika ise saplantılarla değil, gerçeklerle yapılır” dedi.

Akreditasyona 28 Şubat’ta da karşı çıktığını dile getiren Berberoğlu şunları söyledi:  “Akreditasyonun hiçbir yerde uygulanmasının mantığı olduğunu düşünmüyorum çünkü akreditasyon medya temsilcilerine değil, onların okurlarına ve izleyicilerine uygulanıyor. Yani vatandaşımız cezalandırılıyor.”