Futbol panorama: Başlangıç

YAZI I Samet ZİNCİROĞULLARI

Malum ücretli dizi izleme platformunda son haftaların popüler bir belgeseli var; Sunderland Till I Die (Ölene kadar Sunderland).
2017-2018 sezonuna Championship'ten Premier Lig'e yükselme hedefiyle başlayan Sunderland'ın sezon sonunda büyük bir başarısızlıkla League One'a düşmesini anlatan bir hikaye.
Bunu izledikten sonra sezona turnayı gözünden vurduk nidalarıyla ve daha profesyonel olma hedefiyle başlayan, hatta ligin ilk yarısında alınan galibiyetlerden sonra takım kaptanlarının Avrupa hedefi koyduğu bir ekip haline gelen Bursaspor geldi aklıma.
DG Sivasspor maçında Aytaç, 90+6'ncı dakikadaki o golü atmasaydı bu sezon Bursaspor belki de Sunderland benzeri bir hikaye olma yolunda ilerleyecekti.
Gidişatın böyle sonlanmayacağının garantisi yok ama camia için geçen hafta alınan 3 puan bana ismen bir başka filmi hatırlattı. Christoper Nolan'ın ödüllü filmi Inception yani Türkçe çevirisiyle "Başlangıç". Bursaspor için 10 haftalık yeni bir ligin başlangıcı oldu bu 3 puan.
Umarım yolun sonundaki ışık yakın zamanda görünür.

PENALTI KOÇU OLMAZ MI?

Devre arası transfer döneminde Werder Bremen'in yolunu tutan Nuri Şahin, yeni takımında bir uyku koçu olduğunu ve oyunculara yardımcı olduğunu söylemişti.
Jurgen Kloop'un Liverpool'unun ve C. Ronaldo gibi önemli futbol figürlerinin de uyku koçları ile çalıştıklarını biliyoruz.
Bursaspor'un da buna benzer hizmetle bir psikolog ile çalıştığı bilinen bir gerçek.
Bu bağlamda konumuza gelirsek Yeşil Beyazlılar sezon başından beri kullandığı 5 penaltının 4'ünü kaçırdı. 1 tanesinin dönen topunu yine Aytaç tamamlayıp golü yaptı.
DG Sivasspor karşılaşmasında kaçan penaltı neredeyse bir sezona mal oluyordu.
Futbolda artık sonucu detayların belirlediğini bu seviyede Bursaspor'da kalan 10 hafta için bir "penaltı koçu" görevlendirmesi yapılsa fena mı olur?
Çünkü işler böyle giderse kazanılan bir sonraki penaltıda Bursaspor, topun başına geçecek futbolcu bulamayacak.

BARAJ 40'A YAKLAŞACAK

Maç başı gol ortalaması 3'ü geçen ligimizin 24 haftasında ise puan tablosunda son 8 basamakta bulunan takımlarının hiç birinin maç kaybetmemesi dikkat çekti.
Böyle giderse ki gidecek gibi duruyor küme düşme barajının uzun yıllar sonra 40'a yaklaşacağı bir yarış izleyeceğiz.
Özellikle önümüzdeki 2-3 hafta içerisinde alt sıralardaki takımların birbirleriyle oynayacak olması alt sıraların durumunu daha da netleştirecektir.
Üst taraftarda ise görüntü daha berrak.
Galatasaray kaybettiği puanla şampiyonluk yarışında M.Başakşehir'in işini kolaylaştırırken Beşiktaş son kez Kayseri'de denediği şansında adeta "Bu yarışta ben yokum" dedi.
Hakemlerimizin artık daha az VAR'a gittiğini fark ettiğimiz 24. haftada verilen veya verilmeyen penaltılar yine gündem maddesi oldu.

"SÜPER LİG'E ÇIKTIM" SENDROMU

Son not. Geçtiğimiz yıl Mehmet Altıparmak yönetiminde uzun yıllar sonra Süper Lig'e çıkmıştı BB Erzurumspor.
Mavi Beyazlı yönetim, bu başarının ardından ona sadece 6. hafta dayanabilmiş ve görevi Mehmet Özdilek'e devretmişti.
Özdilek'e de devre arasında tam 7 transfer yaptırmaları ve son karşılaşmalarda iyi performans ortaya koymalarına rağmen sadece 17 maç sabredebildiler. Ayrıca sezon başında kadrolarına kattıkları Thy ve Khubulov transferlerinde futbolcular ile alacaklarının ödenmemesinden dolayı FIFA'lık oldular.
Şimdiyse görev Hamza Hamzaoğlu'na kaldı.
Eğer tüm bu hikaye sonunda BB Erzurumspor küme düşerse klasik bir "süper lig'e çıkan takım sendromu" yaşanacak.
Ve Türkiye Futbol Federasyonu gömlek değiştirir gibi teknik direktör değiştiren kulüplere müdahale etmediği takdirde bu kötü örnekleri daha çok göreceğiz.