Futbol Panorama: Tutunamayanlar

HABER | SAMET ZİNCİROĞULLARI

SOMUT VE SOYUT TARAF

Bursaspor- Göztepe maçının hikayesini anlayabilmek için önce karşılaşmanın hemen öncesine gitmemiz gerekiyor.
Tamer Tuna ve Mesut Bakkal. Biri 42 diğeri 55 yaşında. Yani iki farklı jenerasyon.
Yayıncı kuruluşun karma alanında mücadeleye 30 dakika kala yapılan röportajlarda iki teknik adamın sevdiğimiz bu güzel oyuna bakış açısı çok farklıydı.
Nitekim bunu 90 dakika boyunca gördük. Tamer Tuna "Bizim için sezonun maçı. Rakibimizi iyi ezberledik. Tribünlerdeki atmosfer harika ama futbol sahada kazanılıyor" derken Mesut Bakkal ise "Bursa'da bir bayram havası var. Bazı maçların taktiği olmaz. Bu karşılaşma da öyle. Umarım futbol şansı yanımızda olur" ifadelerini kullandı.
Biri somut diğeri ise soyut tarafta.
Bu satırların yazarı bu satırlarda her hafta artık modern futbolda "Allah Allah nidalarıyla" maç kazanmanın sadece tesadüflere dayalı olduğu görüşünü savunuyor.
Zaten bu görüşü benimseyen taraf karşılaşma sonrası istediğini aldı.
İstediğini alamayan tarafınsa haftalardır işlemeyen oyun sisteminde tesadüfler üzerine kurulu bir oyun planında işlevsellikten uzak olması çok normaldi.
Biri sahaya asıl işi savunma olan sadece 2 oyuncuyla çıkıp (Titi ve Beto) karakter gösterdi, diğeri "selefine" özenerek hiçbir cesaret örneği sergilemedi.
Merak ediyorum Bursaspor tüzüğünde "Yeşil Beyaz renklere sahip kulübümüzün karşılaşmanın gidişatı ne olursa olsun her maç 4-2-3-1 sistemiyle sahaya dizilmesi mecburidir" kuralı mı var?
Bursaspor Mesut Bakkal ile çıktığı 560 dakikada akan oyunda tek bir gol dahi bulamadı.
Bazı maçların taktiği vardır Mesut Hoca.
Umarım bunu anlamak için çok geç değildir.
Oğuz Atay'ın edebiyat tarihimize geçen en önemli eseridir "Tutunamayanlar".
Mesut Hoca da tıpkı 3.5 senedir mevcut yönetimin eskittiği hocalar gibi kimsenin gözünde tutunamadı.

HEPİNİZ TANIYORSUNUZ

1986'dan itibaren 26 yıl süresince Manchester United'ı çalıştıran ve sayısız kupa kazanan Menajer Alex Ferguson'un otobiyografisinde ilginç bir detay vardır.
Kendisi der ki, "Futbol takımlarından birçok önemli olgu, ilgilenmeniz gereken birçok nokta vardır. Ama milyonlarca taraftarı olan bir futbol takımının en önemli kişileri düzenli oynayan 13-14 futbolcusudur."
Doğru planlanmamış futbol takımlarında kiralık oyuncular fazla olur.
Bu konunun ligdeki taze örneği Fenerbahçe'dir.
Bursaspor yönetiminin her alanda olduğu gibi bu sezon da hesaplayamadığı nokta kiralık oyuncu güruhu oldu.
Timsah'ın düzenli süre alan 6 (Sakho, Umut Nayir, Lima, Saivet, Tunay ve Chedjou) kiralık oyuncusu var. Kısmen Chedjou haricinde hangimiz bunların her şeylerini sahaya verdiklerini söyleyebilir? Kiralık oyunculardan nasıl takımın iskeleti oluşturulur?
Peki, bunu sezon başı öngöremeyip böyle bir oyuncu grubunu bir araya getirmek hangi futbol aklının eseridir?
Tanıyorsunuz aslında. Devre arasında transfer yasağı alacağını öngöremeyip sezon başı Jorquera ve ocak ayında Stancu ile yollarını ayıran, bazı oyuncular sevmiyor diye Jires Kembo'yu devre arası kampına götürmeyip Bursaspor'u maaş verdiği en yetenekli oyuncusundan bu kadar kolay vazgeçen "ustalık" dönemindeki futbol aklından bahsediyoruz.
Bursaspor için her şey bitti mi? Hayır.
Ama umutların şarjı %1.

OYUNCAK AYI TEORİSİ

33. hafta itibariyle şampiyonluk kupasını müzesine koyan takım belli oldu. "Daha iyi olanın" değil "en az kötü olanın" zirveyi göreceği ligimizde 69 puanla Galatasaray şampiyonluğu garantiledi.
Yakın tarihte Sarı Kırmızılılar geçen sene 75, Beşiktaş 2017'de 77, 2016'da ise 79 puanla ipi göğüslemişti.Takip edenler bilir Avrupa'daki futbol yazarları bizim gibi hakemlere veya yan etkenlere önem vermeyip saha içini ve oyunu sevdikleri için farklı farklı konulara kafa yorarlar.Son zamanlardaki favori konuları ise "Bir futbol takımından teknik direktörün etkisi % kaçtır?" mevzusu.
Bazıları "oyuncak ayı" teorisini öne atıp "iyi bir futbol takımında teknik direktörün kim olduğu fark etmez" düşüncesini, bazıları ise "bir oyuncu grubunu "futbol takımı" haline getiren birinci etmen teknik direktördür" düsturunu savunuyor. Bizim ligimizde ise teknik adamın takımına etkisi bazen oyuncu grubunun potansiyelinden bile fazla olabiliyor.
Bunun en somut örneği ise Fatih Terim. Terim futbolun Obradovic'i gibi.
Kaostan besleniyor, yetinmiyor, başarı için gözünü karartıyor. Egosunu kendi menfaati doğrultusunda kullanmayı çok iyi biliyor.
Futbolculuk döneminde yaşadığı skandalları yahut bir buçuk sene önce milli takımdan kovulmasını kimse hatırlamıyor. Çünkü o bu süre içerisinde adeta kendisini yeniden ispat edip Galatasaray'da 2 şampiyonluk daha yaşadı.
Ve Galatasaray şimdiden önümüzdeki sezon da ligin en büyük favorisi.

SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ(!)

Ankaragücü ve Antalyaspor'un farklı galibiyetleriyle öne çıktığı 33. hafta sadece bir deplasman takımının evine 3 puanla dönmesi,4 maçın berabere bitmesi, tarihinin en kötü sezonunu geçiren Fenerbahçe'nin üst üste aldığı 3 galibiyetle Trabzonspor'un men edilme ihtimaline karşı Avrupa kupalarına katılma durumunun doğması öne çıkan detaylardı. Bu hafta sonu son maçları oynanacak ligimizden düşen 2 takımın halen belli olmaması ise son yıllarda görmeye alışkın olmadığımız bir durum. 2018-2019 futbol sezonunun bitmesine sadece 9 maç kaldı.
Sabırsızlıkla bekliyoruz.

Haftanın maçı: Trabzonspor-Beşiktaş

Gol krallığı:

1) Diagne (Galatasaray) : 30 gol
2) Burak Yılmaz (Beşiktaş) : 16 gol
3) Papiss Cisse (A.Alanya) : 16 gol
4) Rodallega (Trabzonspor): 14 gol

Asist krallığı:

1) Edin Visca (Başakşehir): 14 Asist
2) Quaresma (Beşiktaş): 11 Asist
3) Emrah Başsan (Erzurum): 10 Asist
4) Trezeguet(Kasımpaşa): 9 Asist

Haftanın oyuncusu: Feghouli (Galatasaray)

Haftanın asisti: İlhan Parlak(A.Gücü)

Haftanın golü: H. Alpsoy(Antalyaspor)

Haftanın takımı: Galatasaray

Haftanın Teknik Direktörü: B. Korkmaz(Antalyaspor)