Hava Durumu

Kurtulmuş: Müslümanlara karşı yapılmış açık bir ihanet

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İsrail ile yaptığı normalleşme anlaşmasına ilişkin, "Bu açık ihanetin Araplara, Filistin halkına Müslümanlara karşı yapılmış açık bir ihanet olduğunu ifade etmek boynumuzun borcudur. Bunu tanımadığımızı, yanlış bir yaklaşım olduğunu öncelikle bu anlaşmayı imzalayanların kendi halklarının da buna tamamen karşı olduğunu ifade etmek isterim." dedi.

Haber Giriş Tarihi: 14.08.2020 16:35
Haber Güncellenme Tarihi: 14.08.2020 16:35
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Kurtulmuş: Müslümanlara karşı yapılmış açık bir ihanet

Kurtulmuş, Memur-Sen Genel Merkezinde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesiyle ortaklaşa düzenlenen "Aile Kongresi"nde konuştu.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump tarafından duyurulan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail ilişkilerinin tamamen normalleşmesini öngören anlaşmaya ilişkin Kurtulmuş, "Birleşik Arap Emirliklerinin açıktan 'Filistin davasını satması' işlevini telin ettiğimizi, beğenmediğimizi, bunu protesto ettiğimizi açıkta ifade etmek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

İslam coğrafyasında İsrail devleti oluşturulmadan önce sarih ihanetlerin oynandığını çok iyi bildiklerini vurgulayan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:

"Dün nasıl sarih ihanetlerle İsrail'e burada bir yurt edinme imkanı verildiyse bugün maalesef daha açık ve daha net birtakım ihanetlerle İsrail'in Filistin toprakları içerisinde hem işgali meşrulaştırılmak hem de bundan sonraki ilhak hareketlerinin önü açılmak isteniyor.

Her ne kadar geçici olarak İsrail'in ilhak planının rafa kaldırıldığı söylense de aklı başında Ortadoğu'da siyaset yapan herkes bilir ki İsrail'in gündeminden ilhak ve daha geniş bir toprak kazanma arzusu hiçbir zaman rafa kalkmayacaktır. Bu açık ihanetin Araplara, Filistin halkına Müslümanlara karşı yapılmış açık bir ihanet olduğunu ifade etmek boynumuzun borcudur. Bunu tanımadığımızı, yanlış bir yaklaşım olduğunu öncelikle bu anlaşmayı imzalayanların kendi halklarının da buna tamamen karşı olduğunu ifade etmek isterim. Ne yaparlarsa yapsınlar eninde sonunda hak galip gelecek, eninde sonunda Filistin davası, Filistinli kardeşlerimizin istediği şekilde inşallah zaferle sonuçlanacaktır."

Dünyanın en önemli toplumsal varlıklarından ailenin, korunması, geliştirilmesi ve ileriye götürülmesi bakımından fikirlerin müzakeresinin önemli olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, modern ve post modern dönemlerde bunun çok daha yakından bilindiğini söyledi.

Kurtulmuş, ailenin bütün toplumların ortak özelliklerinden biri olduğunu belirterek, "İnsanoğlunun yaradılıştan bu yana bu yapısı, bir kadın ve bir erkekten oluşan aile yuvası aslında toplumların kök hücresidir. Tıpta nasıl kök hücreden bozulmuş olan hücreleri yeniden yenilemek mümkündür. Biz aileyi sağlam tutabilirsek, kök hücre olan aileyi sağlam tutabilir, koruyabilir, iyileştirebilirsek diğer toplumsal hastalıkları da onararak şu fani toplumun içerisinde canlı tutmuş olabiliriz." dedi.

Ailenin aynı zamanda ilk insandan günümüze bütün insanların ilk mektebi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Her birimiz için öyledir. Hayata ve dünyaya ilişkin hangi temel meseleleri öğrendiysek her birimiz bunları ağırlıklı olarak aile çevremizden öğrendik. Sevgi, saygı, dayanışmayı, yardımlaşmayı, merhameti, yoksulu gözetmeyi ve bir arada yaşayabilme kültürünü ilk mektebimiz olan aileden öğrendik. Bu ilk mektebin çatısını çok sağlam bir şekilde kurmak ve devam ettirmek mecburiyetindeyiz." diye konuştu.

Kurtulmuş, ailenin aynı zamanda geleceğin de aynısı ve teminatı olduğunun altını çizerek, ailenin bir şekilde yıpranması, yıpratılması, aile üzerinde spekülasyon yapılması ya da aileye alternatif bazı yeni arayışların ortaya konulmaması gerektiğini söyledi.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aile içerisinde kadın ve erkeğin birbirlerine karşı rakibi, düşmanı, birbirlerinin hasmı olmadığı bir geleneği taşıyan bir milletiz. Kadın ve erkek birbirlerine rakip ve düşman olarak değil, cinsiyet rolleri üzerindeki farklılıkları tartışan bireyler olarak değil, birbirini tamamlayan, sevgiyi, muhabbeti oluştursunlar diye bir araya gelmiş Allah'ın iki değerli yaratığıdır. Kadının erkeğe, erkeğin de kadına zerre miktar üstünlüğü yoktur. Birileri eğer kadın ve erkeğin yaradılıştan ya da insan olmak özellikleri bakımından üstünlük ve ayrıcalık üzerinde konuşuyorlarsa bunun yanlış olduğunu ifade etmek isterim. Kadın ve erkeği birbirine düşman ve rakip hale getiren hastalık zihniyetli bir hastalıktır. Bunlara karşı uyanık olmak ve ailemizi korumak durumundayız."

Geniş ailenin iyice küçüldüğü bir süreçten geçildiğine işaret eden Kurtulmuş, geleneksel Türk aile yapısının korunması ve geliştirilmesi üzerinde çalışması gerektiğini, nesillerin mahvedilmesine izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

"KADINA KARŞI ŞİDDET BİR İNSANLIK SUÇUDUR"

Türkiye ve dünyanın herhangi bir yerinde ailenin kadın ve çocuktan bağımsız ele alınamayacağına işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Kadın haklarını sonuna kadar savunmak, kadına karşı şiddete sonuna kadar karşı çıkmak, kadına karşı şiddet gösteren birisini değil, bir adam, bir insan bile olmadığı bilinciyle kadına karşı şiddetin bütün yollarını kapatmak mecburiyetindeyiz. Kadına karşı şiddet, bizim toplumumuzun geniş kesimlerinin nefretle yaklaştığı maalesef bazı kendini bilmezlerin ise bir şekilde bunun içinde yer aldığı bir hastalıktır. Kadına karşı şiddetin, Türk toplumunun bir özelliğiymiş gibi gösterilmesini şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Kadına karşı şiddet bir insanlık suçudur."

Kurtulmuş, aile değerlerini korurken kadın haklarını da sonuna kadar savunacaklarını kaydetti.

"BÜTÜNCÜL BİR PERSPEKTİFLE OLAYLARA VE OLGULARA YAKLAŞMALIYIZ"

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da ailenin değişen dünyadan nasibini aldığını söyledi.

Dünya sistemine egemen mantığın tanımladığı yeni insan için "bağ" kavramının artık bir yük olarak görüldüğünü belirten Yalçın, şu değerlendirmede bulundu:

"Örneğin, ailenin temel unsuru nikah akdi değersizleştiriliyor. Sapkın birliktelikler ve nikahsız ilişkilerle oluşturulan gayrimeşru yapılar geleneksel ailenin yerine 'yeni aile formları' olarak ikame ediliyor. Yanı sıra başta İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanun'un dilinde aile, kadının ezildiği, şiddetin merkezi 'kriminal bir mekan', bir 'olay yeri' olarak negatif çağrışımların yıkıcılığı ile ele alınıyor. Medeniyet müktesebatımız bize büyük bir miras bıraktığı halde, aileyi toplumsal, dini, kültürel yapımıza yabancılaşmış fikirleri taşıyan düzenlemelerle koruyamayacağımız artık görülmelidir. Bu noktada bütüncül bir perspektifle olaylara ve olgulara yaklaşmak zorundayız."

Çalışma hayatının dinamiklerinin, aile hayatını etkilemenin ötesinde adeta onu yeniden şekillendirdiğine dikkati çeken Yalçın, çalışma hayatının sağlamlığının, ailenin sağlamlığının teminatı, fay hatlarının da aile hayatındaki depremlerin önemli bir sebebi olduğunu dile getirdi.

Yalçın, çalışma hayatında aileyi örseleyen her düzenlemenin aile hayatında yıkıma neden olduğuna işaret etti.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Musa Kazım Arıcan da konuşmasında ailenin önemine işaret ederek, "İnsanlık tarihi boyunca aile toplumun ve insanlığın temel yapı taşı olarak görülmüştür." dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.