Hava Durumu

Yıldırım Belediye Başkanı Edebali'nin büyük hedefi ne?

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, ‘kutlu bir diyar’ dediği Yıldırım için projelerini ve hedeflerini anlattı.

Haber Giriş Tarihi: 22.06.2014 09:26
Haber Güncellenme Tarihi: 22.06.2014 09:26
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Yıldırım Belediye Başkanı Edebali'nin büyük hedefi ne?

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, aile hayatından siyasete kadar birçok konuda gazetemize samimi açıklamalar yaptı. Edebali; yerel yönetimlerin güçlenmesiyle beraber şehrin rekabet gücünün daha çok ön plana çıktığını ve günümüzde hep şehirlerin yarıştığını ve şehirler arasında kültür, sanat ve sportif yarışların önemine değiniyor ve ekliyor; “Biz de hem Bursa’nın, özelde de Yıldırım’ın o rekabet gücüne ulaşması için çalışıyoruz”.

Alçakgönüllülüğüyle herkesin kalbini kazanmış, 20 yıldır siyasetin içinde büyük başarılara imza atmış, efendiliği, saygınlığı ve kibarlığıyla Bursa’da isim yapmış başkanlarımızdan İsmail Hakkı Edebali… ‘Bursa’nın kıymetini hepimizin bilmesi lazım dağıyla, deniziyle, toprağıyla, temiz havasıyla, akarsularıyla gerçekten kutlu bir diyar’ diyen Başkan Edebali, Yıldırım ile ilgili hayallerini anlatırken şöyle konuşuyor; “Evliya bahçesi bir şehir. Gelecekte bu şehrin rekabet gücünün çok daha artacağı çok daha yaşanılabilir refah içinde yaşanılabilir bir şehir için çalışıyoruz. Biz ideal şehir oluşturmak istiyoruz Bursa’da. Bursa’da yaşayan insanları da ideal insan olarak rahat huzurlu mutlu şehirlerinde yaşamaktan mutluluk duyacak insanlar olarak yaşamalarını arzu ediyoruz. İnşallah Bursalıların desteğiyle hep birlikte bunu gerçekleştiririz.
Ailesine düşkün, 3 erkek evlada sahip, hem başarılı bir sporcu hem de iyi aile babası. Açıkgönüllülükle A’dan Z’ye tüm yaşantısını konuştuk. Haydi röportajımıza başlayalım.

Öncelikle sizi sizden dinleyerek başlayalım sohbetimize, kendinizi, eğitim yıllarınızı anlatır mısınız?

İsmail Hakkı Edebali: 1966  Ağrı doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Ağrı’da tamamladım. 1986 yılında Ağrı İmam Hatip Lisesi’ni bitirdim. Elazığ’da Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü okudum. 1988’de Bursa’ya yerleşip yüksek lisansımı Okan Üniversitesi’nde Ulusal Basın ve Yerel Yönetimler üzerine yaptım. Yapım yönetim konusunda mühendislik aynı zamanda proje denetçisiyim. 1990’da mesleğime başladım 2014’e kadar da serbest inşaat  mühendisi olarak çalıştım.

Peki aileniz, nasıl bir babasınız. Bu kadar yoğunluğunuzda, ailenize zaman ayırabiliyor musunuz?

Elimden geldiğince iyi bir baba olmaya çalışıyorum.

3 erkek evlat babasısınız, bize biraz çocuklarınızdan bahseder misiniz?

Büyük oğlum  Yekta Onur, Yıldız Teknik Üniversitesi harita mühendisliği 2. sınıfta okuyor. Yusuf, üniversiteye hazırlanıyor. En küçüğümüz ise Mehmet Uğur; ilköğretim 3. sınıfta, seçim çalışmalarında benim şehirle ilgili ortaya koyduğum bir tabir var “ideal şehir’’ aile içerisinde de’’ ideal baba’’olma çabam var ama eksik taraflarım da var.Uzun yıllardır siyasetin içinde olmam ve siyasetin de zaman mefhumu olmaması sürekli insanlarla iç içe olmanız siyasi çalışmalar ve parti faaliyetlerinden dolayı ailemize yeterli zamanı ayıramıyoruz açıkçası. Doğrusu ben çocuklarımın nasıl büyüdüğünü takip edemedim. Ve onların büyüme aşamalarını bir daha yakalayamıyorsunuz. Ama yoğun koşuşturma içerisinde eşim en büyük destekçim.

Sizin yokluğunuzu eşiniz dolduruyor?

Eşim ev hanımı, bu yüzden avantajlıyız. Çocuklarımın eğitimiyle ilgili evdeki aile düzenimizle ilgili benim en büyük açığımı eşim kapatıyor.

Eşinizin desteği siyasi hayatınıza da katkı sağlıyor mu?

Tabii eşimin desteği olmasa zaten siyasette de başarılı olmamız mümkün olmazdı. Çünkü babanın oluşturduğu boşluğu  anne doldurursa o eksiklik tamamlanır. Mümkün olduğu kadar zaman buldukça çocuklara vakit ayırmaya çalışıyorum özellikle hafta sonları.

Eğitim ve iş hayatı arasında siyasetle yollarınız nasıl kesişti?

1992 yılında Refah Partisi Yıldırım ilçe yönetiminde başladım. O dönem küçük bir partiydi. Ama bizim yaşantımızla örtüşen bir partiydi. AK Parti’nin kuruluşunda görev aldım. Kurulduğu zamandan beri de değişik alanlarda görev aldım. En son 2011 genel seçimlerinde İl Seçim Koordinasyon Merkezi başkanıydım. Partinin tüm saha çalışmalarını yaptım. Son görevimde il teşkilat başkanlığıydı. Orada 2014 genel seçimleri için Yıldırım’dan aday adayı olduk.

Seçim dönemi rakiplerinizi bile tebrik edebilecek kadar büyük bir yüreğiniz var. Ne dersiniz?

Siyasette görüşlerimiz farklı olsa bile aynı toplumun içinde yaşayan bir bütünün parçalarıyız. Hayatta yüz yüzeyiz. Birbirimize ihtiyacımız var. Siyaset de bence bir nezaket alanı rakip de olsak birbirimize  o toleransı o hoşgörüyü göstermek lazım. Niyetler ayrı olsa dahi fikirler yine aynı; topluma, kamuya hizmet etmek. Yapıcı diyaloglar bizlere çok şeyler kazandırır. Toplum artık daha yapıcı bir siyaset anlayışında herkesin özgürce fikrini söylerken eleştirisini de yapan ama yapıcı eleştirisiyle hoşgörü ortamında sürdürmek lazım.
Bursamızın Yıldırım  ilçesi manevi değerlerin hamurunun yoğrulduğu coğrafya. Emir Sultan’ın, Piremir’in, Musa Baba’nın, Molla Arap’ın ve daha nicelerinin ebedi ikametgâhı. Balkanlar’dan, Kafkaslar’dan ve Anadolu’nun dört bir yanından gelenleri anne şefkatiyle kucaklayan kutlu bir diyar.

Bu kadar çok özellikleri taşıyan bir ilçemizin belediye başkanı olmak nasıl bir duygu?

En büyük zenginliğimiz bu aslında  çok onur verici bir şey. Bütün coğrafyamızın unsurları var birlikte Türkiyeyiz diyoruz. Kafkaslar, Anadolu, Balkanlar’la birlikte Türkiyeyiz. Tüm bu unsurlar Yıldırım’da yaşıyor. Bizim en büyük zenginliğimiz de bu. Bu zenginliği aslında biz ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Yıldırım Türkiye’nin kardeşliğine model olabilecek bir ilçesidir. Yıldırım Türkiye’nin birliğine model olabilecek bir ilçe. Bu dönüşüm çalışmalarını sosyal boyutuyla birlikte yaptığımız zaman o modeli oluşturabileceğimize inanıyorum. Benim için de hem gurur verici bir olay hem de o kardeşliği geliştirecek. Yıldırım sadece kendi coğrafyasıyla sınırlı bir ilçe değil. Bizim medeniyet hafızamıza hitap eden bir ilçe Balkanlar’la, Kafkaslar’la, Anadolu’nun bütün şehirleriyle temaslarımız var. Yıldırım bizim medeniyetimizin özeti adeta. Onun için bu kutlu şehirde belediye başkanlığı yapmak benim için de ailem için de çok büyük bir şeref.

YILDIRIM’A KiMLiK KAZANDIRACAĞIZ

Yıldırım için en büyük hayaliniz kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşümle ilgili planlarınız  nelerdir?

Yıldırım’ın ana sorunu kentsel dönüşüm olduğu için ana planımız da bu yönde oluyor dolayısıyla. Şehrimizde 700 bin nüfusumuz var. Bütün kullandığımız mekansal konutlarımız problemli %80 kaçak ya da projeye aykırı plansız büyüyen bir şehiriz. Metropol büyüyen bir şehiriz ama kendi içinde parçalara bölünmüş bir şehir demek bile çok zor çünkü entegre bir kent yaşamımız yok. Dolayısıyla biz bu şehrin potansiyelini ortaya çıkaracak yeni bir planlama yapmak istiyoruz. Bunu yaptığımız zaman Yıldırım tarihi, kültürel zenginliğiyle ortaya çıkacak, Yıldırım doğal güzelliğiyle ortaya çıkacak, her mahalleye kurgulayacağımız mimari estetikle bir ruh, bir kimlik kazandırmış olacağız. Ve en önemlisi güvenli binalarda sağlıklı bir çevrede ve kompakt şehir  “ideal şehir’’ dediğimiz yaşamaktan insanların mutluluk duyduğu, refah seviyesine göre kriterlerin uygun olduğu, en hızlı şekilde kitle iletişim araçlarına ulaşabilen, kişi başına düşen yeşil alan miktarı yüksek, suç oranlarının az olduğu ve insanların yaşamaktan mutluluk duyacağı şehir planlamak lazım. Yıldırım’ın bir potansiyeli var. Biz o potansiyeli ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Tabii zor bir konu ama toplumsal bilinç oluşursa insanları da inandırırsak yol gösterici çalışmalar da yaparsak hem mühendislik çalışmalar hem sosyal boyutunu insanların sosyal yaşamına uygun kültürümüze uygun bir yapı modelini ortaya çıkarırsak Yıldırım’ı ideal şehir yaparız.

ROTAYI HALK ÇiZER

Haftada en az bir gün halkın içinde  pazarları, mahalleleri, sivil toplum kuruluşlarını, esnaflarımızı akademik odalarımızı ziyaret edip  halkımızla buluşuyorsunuz. Halkla iç içe olmanın size sağladığı artıları nelerdir?

20 yıldır siyasetin içindeydim hep halkla iç içeydim. Yerelde de aslında halkla iç içe siyaset yapmak lazım. Yerel yöneticilerin mutlaka halkın nabzını tutacak bir çalışma yapmaları lazım. Halktan koptuğunuz an adeta istikameti olmayan bir gemi gibi rotayı şaşırırsınız.

Rotayı halk çizer. Biz de o nabzı çok iyi tutmaya çalışıyoruz. Hiçbir zaman halkla irtibatı kesmiyoruz. Sürekli esnaflarımızla, vatandaşlarımızla aile sohbetleriyle, kadın, gençlik programlarına da katılarak vatandaşın nabzını tutmak istiyoruz. Bizim en büyük destekçimiz her zaman halkımız. Onun için halkımızla diyaloglarımızı hep sürdüreceğiz. En iyi yön veren de politikaya da, yerel yöneticilere de halkın ta kendisidir. Hizmetlerin öncelik durumundan tutun da hangi hizmetlerin yapılması gerektiğini halkla istişare ederek yaparsanız en doğru kararı almış olursunuz. Karar alma süreçlerini halkı ortak ederek halkla iç içe hareket ediyoruz ve birlikte başarıyı yakalıyoruz.

Siyasetin içinde 20 yıla yakın bir zamanınız geçti şimdi belediye başkanı olarak siyasetteki  hedefleriniz  neler?

Şu anda geldiğimiz nokta itibariyle daha önce siyasi alanda hizmet etmiştik şimdi yerel alana hizmete geçtik. Tabii ki en büyük hedefimiz Yıldırım’da bizi %51 oyla seçen tüm vatandaşlarımızın teveccühüyle aldığımız emaneti 5 yılın sonunda hiçbir leke sürmeden, temiz bir şekilde ve insanların beklentilerini karşılamış bir şekilde, bu şehrin idealleri için koşturan biri olarak, emaneti o gün layıkıyla ve itibarımdan bir şey kaybetmeden bitirmek en büyük hedefim.

Rekabet gücünüzü Yıldırım’ın tarihi değerlerini ortaya çıkaracak projelerde kullanıyorsunuz. Bu heyecanlı projelerden bahseder misiniz?

Potansiyeli yüksek bir ilçe, bazı bölgelerde bizim tarihi mirasımız çok güçlü, bazı bölgelerde kültürel mirasımız güçlü, bazı bölgelerde sanayi üretim gücümüz çok güçlü. Tüm o bölgelere uygun bir sektör çalışmasıyla o unsurların öne çıkması lazım. Mesela Balaban Bey Kalemiz var. Bursa için de Türkiye için de medeniyetimiz için de çok önemli bir kale. Neden? Çünkü Osmanlı ilk Balaban Kalesi’yle Bursa’yı fethetmiştir. İmparatorluğa giden yol Balaban Kalesi’nden geçmiştir. Balabanbey Kalesi bizim Molla Arap mahallemiz var, onun sınırları içerisindedir. Biz Balaban Bey Kalesi’ni o eski tarihi dokusuyla birlikte ortaya çıkarmak istiyoruz ve oraya bir göç müzesiyle, Osmanlı Savaş Eserleri Müzesi’yle birlikte prestijli projelerimiz var. Kızık köylerimiz var. Kızık kültürü de aslında medeniyetimizin en derin, en köklü kültürlerinden Osmanlı’nın oluşumundan önce Kızıkların o boyların mahallelere yerleşmesiyle orada da hem medeniyetimizi ortaya çıkaracak planlamayı hem de birini Osmanlı mahallesi olarak kurgulamak Osmanlı tarihini yaşatmak adına, alışverişin nasıl yapıldığı, o günkü kıyafetlerin canlandığı, bir çarşı  komşuluk ilişkileri misafirperverlik anlayışı Osmanlı’nın Adeta bugünün mirasçıları olarak tarihi genç kuşaklara bir hafıza bırakmak için yaşatmak istiyoruz. O da önemli prestijli projelerimizden.

“Günümüzde ülkeler değil kentler yarışıyor” derken konuyu biraz açar mısınız?

Küresel dünyada artık sınırlar kalktı, artık rekabet gücü kentlerin rekabet gücüne döndü. Her şehir kendi  rekabet gücünü oluşturmak için tüm kendi dinamiklerini koordine edecek bir planlamayla o şehrin rekabet gücünü  yukarda tutmaya çalışıyor. Bazı şehirlerin sanayisi güçlüdür bazılarının tarihi kültürel mirası, bazılarının nüfus yapısı, bazılarının teknolojik gelişimi; dolayısıyla şehrin rekabet gücünü oluşturacak sizin de o dinamikleri harekete geçirmeniz lazım. Bursa da aslında rekabet gücü çok kuvvetli bir şehir. Hem jeopolitik konum itibariyle hem üretim gücü itibariyle güçlü bir şehirdir. Dolayısıyla bizim şehrimizin gücünü ortaya çıkaracak dinamikleri de yerel yöneticiler olarak koordine etmemiz lazım. Yerel yönetici sadece kendini yerel hizmetlerle sınırlı tutmaması lazım.  Aslında şehrin tüm planlamasından geleceğinden sorumlu kişilerdir. Şehri geleceğe taşıyacak 10 yıl sonra, 15 yıl, 50 yıl sonraki şehrin vizyonunu aslında yerel  yöneticilerin sorumluluğunun da olması lazım ve 20 yıl sonra o şehir hangi güce sahip olacak hangi sektörlerde öne çıkacak bunun planlamasını şimdiden yapmak lazım. Dolayısıyla yerel yönetimlerin güçlenmesiyle beraber şehrin rekabet gücü daha çok ön plana çıktı ve günümüzde de hep şehirler yarışıyor dikkat ederseniz. Şehirlerarasında kültür, sanat, sportif yarışlar var. Biz de hem Bursa’nın özelde de Yıldırım’ın o rekabet gücüne ulaşması için çalışıyoruz.

Seçim sonrasında rekor sayıda ziyaretçi akınına uğradığınız. Çok mu seviliyorsunuz, sizce sebebi ne olabilir?

Sevgiden ziyade Yıldırımlılar sıcakkanlı insanlardır. Yıldırım hem büyük bir şehir hem de aynı zamanda değerleri yaşatan,Anadolu’nun kültürünü yaşatan bir aile anlayışı olan gelenekleri değerleri yaşatan aileleriz. Birbirimizi tebrik etmeyi, birbirimizi kutlamayı severiz. Biz de o kapıyı açık tuttuğumuz için insanlarımız gelip tebrik ediyor, görmek istiyorlar. Ondan da şikayetçi değiliz. 33 gün içerisinde 13 bine yakın insan makam odamıza geldi çıktı. Benim için çok güzel bir onurdu.

MAKAM KAPISINI HALKA AÇTIK

Adaylık açıklamanızda ‘halkla aramızda makam kapısı olacaksa ben o kapıyı menteşeleriyle söküp atacağım’ demiştiniz. Makam kapınızın son durumunu merak ediyorum doğrusu.

İlk gün söktük. Görevi devraldığımız gün o sözümüzü yerimize getirdik. Ben makamımın kapısını kaldırdım. Vatandaşımıza verdiğimiz bir sözümüzdü. Makam kapısı olmayan arkadaşlarımızı eleştiri anlamına gelmez ben söz verdiğim için yaptım. Vatandaşın memnun olduğu bir işi yapmaktan biz de memnunuz.

Spor hayatınızın neresinde?

Fırsat bulduğumda futbol oynamaya çalışıyorum. Sporla aram iyi. Belediyelerimizin de spor kulüpleri var. Gençlerimizin enerjilerini harcamalarını sağlamak, kötü alışkanlıklardan korumak için bedensel, ruhsal kişiliklerini geliştirmek için spor önemli bir alandır. Sporu önemsiyorum. Yıldırım’da da önemseyeceğiz.

Hangi takımı tutuyorsunuz?

Bursaspor

Bursaspor’un geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Potansiyeli itibariyle her zaman liderliğe oynayacak bir takım Bursaspor.

Son olarak Bursalılara neler söylemek istersiniz?

Bursa’nın kıymetini hepimizin bilmesi lazım; dağıyla, deniziyle, toprağıyla, temiz havasıyla, akarsularıyla gerçekten kutlu bir diyar. Evliya bahçesi bir şehir. Gelecekte bu şehrin rekabet gücünün çok daha artacağı, çok daha yaşanılabilir, refah içinde yaşanılabilir bir şehir için çalışıyoruz. Biz ideal şehir oluşturmak istiyoruz Bursa’da. Bursa’da yaşayan insanları da ideal insan olarak rahat huzurlu mutlu şehirlerinde yaşamaktan mutluluk duyacak insanlar olarak yaşamalarını arzu ediyoruz. İnşallah Bursalıların desteğiyle hep birlikte bunu gerçekleştiririz.(Şebnem Sakder YILMAZ)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.