Hava Durumu

1 leva 4.37 lira...

Yazının Giriş Tarihi: 11.08.2020 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.08.2020 08:03

Az önce bir skeç izledim. Oyuncular önlerindeki ekrana bakarak konuşuyor ve TL'nin istikrarını övüyorlardı!..
Birinci adam: Bak bak dolar yine değişti, 7 liraydı, 7 lira 20 kuruş oldu.
İkinci adam: Bir de bizim paraya bak, hep bir, devamlı bir!
Birinci adam: Dolara bak ya, yine değişti. Yok abi bu doların orası burası oynuyor, gözünü sevdiğim Türk Lirası, istikrar abidesi. Doların Euro'nun her krizi fırsata çevirip gözlerini yükseklere dikmesine alışığız. Ve zaten fakir fukara garip gureba dışında bu yükselişten mustarip olan da pek yok sanki. (Geçen gün yazmıştım. Toplam mevduatın yarısından fazlası döviz hesabı diye)
O değil de, başka paralar karşısında bile tutunamamamız asıl üzücü olan.


Misal Bulgar Levası!
Şimdi baktım, 1 leva tam 4.37 lira ediyor.
Çok değil, yakın geçmiş yıllarda böyle miydi?
Bulgaristan'a gitmiştik, 8-10 kişilik gazeteci grubuyduk. Oturduk bir lokantada, onu da getir, bunu da getir, donattık masayı. Yedik de yedik.
Hesap geldi, 40 leva mı ne?!
Biraz da kazıklanmışız açıkçası. Ve fakat masanın uyanıkları hemen bir hesap yaptılar ve 'ben ödeyeceğim' kavgasına başladılar. Yanlış anımsamıyorsam 40 levanın TL karşılığıyla Türkiye'de ya 2 kişi yemek yiyebilirdi, ya 3 kişi!
Ülkeye dönüşte, gazetenin emeklilerine şu aklı verdim:
'Abiler, burada çalışmanıza hiç gerek yok. Gidin emekli maaşınızı Bulgaristan'da harcayın. En kral yerde kalır, her gün dışarda yersiniz, hatta akşamları dansözlere para da yapıştırabilirsiniz. 25 gün orada yaşayın, maaşa 5 gün kala ülkeye dönün, yakınlarınızla hasret giderin, sonra yeniden ver elini Bulgaristan! Babalar gibi, paşalar gibi yaşayın! Hâlâ ne çalışıyorsunuz burada gereksiz yere!'
Aynıyla vaki bu hikayeden sonra meğer o derelerin altından epeyce su akmış. Meraklısına: Bulgaristan'da emekli maaşları 250 leva ile 1200 leva arasında değişiyor şimdilerde.

BUZDOLABI...

Koronanın sıkı vurduğu ilk günlerde evlere tıkılmış, burnumuzun ucunu bile dışarı çıkarmaya korkar olmuştuk ya.
O günlerde yalnızlıktan evdeki buzdolabına sarmıştım.
Aragon'un 'Yalnız insan merdivendir/ Hiçbir yere ulaşmayan' dizelerindeki hüznü de barındıran monologlarımdan bazıları şöyleydi:
'Buzdolabına günaydın dedim, oralı bile olmadı..'
'Ortamı ısıtmak için fıkra anlattım, gülümsemedi bile..'
'İnsan kendi buzdolabına küser mi, valla küsüz!..'
'Hiçbir beyaz eşyaya hak ettiğinden fazla değer vermeyeceksin!'
'Kime lan senin havan civan, sen soğutuyorsan ketıl da ısıtıyor, üstelik çok az yer kaplıyor!'
Şu tek tarafı sağır 'tiyalog' sürerken ve özüm ufak ufak sıyırıyoruz galiba hissiyatına yazılırken, yüreğimi soğutan, içimi ferahlatan beyanat, tıp aleminden gelmişti:
'Evdeki alet edevatla konuşmanızda sorun yok, onlar sizle konuşmaya başlamadığı sürece.'
Onlar konuşuyorsa mutlaka bir kliniğe (psikoloji tabii ki) başvurmalıymışız!
O günlerde kendime buzdolabını muhatap seçmem, sebepsiz değilmiş meğer.
Buyurun memleketin bir numaralı ismi, Türkiye ekonomisinin tırmanışa geçtiğine örnek verirken bizim vefasızın satışlarını örnek gösterdi.
Muhalefet de topa girdi, onlar da 'buzdolabı satışı mühim değil, o dolabın içi doluyor mu asıl ona bakalım' falan dedi.
Demek ki bizimkinin burnu bir karış havada, bir günaydını bile bizden esirgerken bir bildiği varmış! Hem ekonominin, hem politikanın gündemine oturacağını o günlerden öngörüyormuş!

ŞİNASİ...

Popüler de olsa, gündemi de meşgul etse, hâlâ limoniyiz.
Gerekmedikçe (resmi konuşmalar hariç) adeta tıp oynuyoruz.
Dostluğunu, arkadaşlığını hiç esirgemeyen Şinasi de (ayaklı vantilatörüm) sanırım bu konuda beni haklı buluyor.
İçinden bir türlü çıkamadığımız şu, 'The Long Hot Summer', Şinasi olmasa nasıl geçerdi, tahayyül bile edemiyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.