8'den 80'e Cem Yılmaz!

8'den 80'e Cem Yılmaz!

Başlığı, '7'den 70'e hitap ediyor' diye bir laf var ya. Ordan deforme ettim.

Cem Yılmaz'ın son filmi 'Arif ve 216'yı izlerken yaptım bu pozitif zammı!

Adam, ki yaşı artık o kadar da genç sayılmadığı halde, hem zamane gençlerine hitap ediyor yaptığı işlerle, hem bizim gibi orta ve ileri yaş grubuna.

Ayhan Işık, Sadri Alışık, Ediz Hun, Filiz Akın, Cüneyt Arkın, Ajda Pekkan, Zeki Müren eminim bugünün gençlerinin de farkında oldukları çok değerli isimler.

Ama misal Sadri Alışık'ın meşhur 'Turist Ömer' şapkasının 2.5 liraya alınması hikayesini nereden bilsin bugünün gençleri!

Ben de Star Wars filmindeki Darth Vader karakterini bilmem misal.

17 yaşındaki kızım filme ikinci kez gidiyordu ve 'Baba' dedi bana filmden önce 'Sen büyük ihtimal 'bağzı' göndermelere dayalı esprileri anlamakta zorlanacaksın!'

Yeni nesil gençlerin izlediği filmleri bilmeyenlerin anlamayacağı esprilermiş bunlar!

Hasılı şöyle bir sahne çıktı ortaya filmden sonra.

Benim kuşağımın göndermelerini ben (m)izah ettim kızıma, onun kuşağının esprilerini de o (m)izah etti babasına.

İkimizin birden hakkını teslim ettiğimiz konu:Adam zengin bir metin koymuş ortaya. Öyle böyle değil. Çok sağlam. Kullanılan personelde ucuza kaçılmamış, kullanılan kostümde, dekorda ve mekanda da.

Teknoloji de neredeyse başrolde filmde.Yani eni konu çuvalla para harcanmış filme.

Cem Yılmaz'ı, komik film yaptığını iddia eden, 'kıyaslandığı' diğer tiplerden bariz ayıran özelliği de işte bu olgu: 'Hiçbir maliyetten kaçınmıyor oluşu!'

Özetle ucuza kaçmıyor adam. Aslında biraz maliyet düşürse, emek, zaman ve para olarak, biraz düzeyi düşürse, biraz daha basitleşse, gayet iyi biliyor, daha büyük kitlelere hitap edebilir, daha az bütçeli, daha ucuz yapımlarla, daha fazla 'gişe'ye ulaşabilir.

Ama yapmıyor, her sahne, her replik, her bakış duruş ve pozisyon, ince ve zekice bir mizahın ürünü.

Uzun yıllar geçse de üzerinden, en azından sinema- televizyon öğrencileri 'Cem Yılmaz filmleri' diye bir koleksiyondan söz edecekler, herkes unutsa bile.

NOT: Bunu başkası yazdı mı bilmiyorum. G.O.R.A ve A.R.O.G'dan da aşina olduğumuz 'Arif' karakteri bir dönemin 'Gırgır' mizah dergisinde Oğuz Aral'ın yarattığı 'Utanmaz Adam'ın ta kendisi değil mi sizce de?

Bunalttınız hocaları çocuklar!

Öyle anlaşılıyor ki, yeni nesil öğrenciler 'N'olur beni geçirin hocam!' yakarışlarını yüz yüze değil 'mail' marifetiyle icra ediyorlar.

Bunu, bu 'yakarışlar' karşısında külyutmaz iki hocanın 'sosyal medya'ya saldıkları yanıtlardan anladık. Buyurun:

1. Yrd. Doç Dr. Ahmet Sevimli (Hukuk Fakültesi)

Bu dönem 'çok zor durumdayım beni geçir hoca' e- postaları tepe noktasına ulaştı. Her biri ayrı vicdan azabı yaratacak nitelikte. Bu sorunun çözümü hukuk fakültelerinde sınavları kaldırmak gibi görünüyor. Fakülteye girdikten dört yıl sonra otomatik olarak diploma verelim. Biz de öğrencilerimiz de rahat etsin. Kimse kimseye kırılmasın. Hayat bayram olsun!

2. Prof. Dr. Erkan Işığıçok (İİBF)

Bütünleme sonuçlarına itiraz!Bütünleme notu açıklanıp kalanların tamamının bana mail göndererek ajitasyon yapması gerekmiyor. Resmi prosedür sınav sonuçlarının açıklanmasını izleyen 3 işgünü içinde maddi hata dilekçesi vermeniz yönündedir. Annenizi babanızı mail ile öldürmeniz veya bursum kesiliyor, evde kaldım, kız vermiyorlar, askere gidiyorum, okulum uzadı, boyum kısaldı vb. mazeretlere sığınmanız sonucu değiştirmeyecektir.