Bu denizleri hak etmiyoruz!

Şu gördüğünüz çöpler Erdek'te, çay bahçelerinin önündeki alandan, sadece 2 saatte çıkarıldı.
Bandırma Rotary Kulübü el attı, Erdek Dalış Kulübü çalıştı ve manzara bu.

Ege ve Akdeniz sahilleri dünya güzeli. Hele Marmara 'bizim' denizimiz.

Vakti zamanında önlem alınsa, sadece Marmara'dan çıkan 28 balık türüyle, tüm Dünya'ya balık satacak bir potansiyelimiz vardı. Bu değerin değerini bilmeyen gelmiş geçmiş iktidarlar, yine bu değerin değerini bilmeyen, doğrusu bu kıyılarda yaşamayı hak etmeyen 'bizim' insanımız el ele verdi ve maalesef geldiğimiz nokta bu.
Ne diyelim, bu denizleri hak etmeyen bir insan topluluğuyuz biz.
Denize çöp atmayı akıl etmeyi bile beceremediğimiz için, henüz giremedik yok olan türlere, biyolojik kirliliğe, kimyasal kirliliğe ve diğerlerine.
Hasılıkelam, 'çevre' konusunda anaokulundan ilkokul bire geçemedik milletçe.

Sormagir Apartmanı gibi!

Kimi 44 bin kişilik olduğunu yazmış, kimi 43 bin 331 diye. Bursaspor'un resmi sitesinde kapasitenin 45 bin olduğu yazılı.
Yani, ülkenin en büyük 2-3 stadından birine sahibiz.
Rakip GS veya Fener'se, eh dolmadığı da söylenemez. Doluyor dolmasına da.
Stat dolu olduğu halde, seyirci sayısı nasıl 32 bin 677 diye açıklanıyor?
Anlayan beri gelsin.

Spor Müdürümüz Süha Gürsoy'un maçla ilgili yazısı şöyle bitiyordu dün:
'Stat kapılarında bir sıkıntı var. Benden söylemesi...'
45 binden 32 bini çıkarınca 13 bin kalıyor!
13 bin bedavacı varsa ortada.
Passolig massolig hikaye abi.
Benim anladığım; bizim stat Sormagir Apartmanı gibi.

Yine eşik, yine atlayamadık!

Amerika'dan kızım gelmiş. Bursa'daki kızım Bursaspor formasını giymiş gelmiş.
Tam 'aile saadeti' hali.
'Akredite' olduğum halde, yani basın tribününde yerim ayrıldığı halde, sırf bu mutlu aile tablosunu bozmamak için, maçı eve yakın bir lokalde izledik.
İlk yarı kızlarım ve ben, bahtiyardık.
Ve fakat ikinci yarı resmen sefilleri oynadık.
Bir takım, iki devrede nasıl böyle kimlik değiştirir?
Şu maçı kazansak, resmen zirvenin ortağı olacaktık ve tarih kesinlikle başka türlü akacaktı.
Öylesine bir maç değildi bu, yıllardır tanığı olduğumuz 'eşik atlama maçlarından biri'ydi.
Ve maalesef bu kez de atlayamadık o eşiği.
Şampiyon olduğumuz sene bile Ankara'daki Gençlerbirliği, İstanbuldaki Belediye maçları kazanılsaydı... 'Şampiyonluk ilanı' gibi olacaktı. Anımsayacaksınız, o iki maçı da kazanamamış ve şampiyonluk şansını Fenerbahçe'ye resmen hediye etmiştik.
Şampiyon olduk, ayrı konu!
Şu eşit atlama maçlarını neden bir türlü kazanamıyoruz?
Bu da Bursa'da kadim soru.