Bu kadar mı geç başlanır, saymaya?

Yakında gireceğimiz yılın sayısı kaç?
2 bin onsekiz!
Emin misiniz?
Dünyanın yaşı 4 buçuk milyarken, nasıl oluyor da sadece 2018'e girebiliyoruz!
Bir 'sapiens' akıl edememiş mi, mağara duvarına bir çentik atmayı. Homoerektus'un dikilmesi misal '1' sayısını niye çağrıştırmadı diğerlerine. (Taş yontma ve cilalama işinde çok vakit kaybettiniz be abi.)
Tamam, hepi topu 150-170 bin yıldır buralardayız. Ve fakat en azından tarım toplumuna geçildiği sırada, misal Aktopraklık'ın yerlileri saysaydı bari. Veya Göbeklitepe ahalisi.
2018 ne ya hakikaten! En azından 12 bin 18 daha havalı değil mi, sizce de?
Hasılı yıl saymaya başlamamızın, başka deyişle 'takvim'i bulmamızın bu kadar 'geç' kalmasını izah edecek bir babayiğit bilim insanı yok mu ortalıkta...

Meri de krismıs!
Sosyal medya 'yılbaşı' havasına girdi. Çok güzel paylaşımlar salınıyor ortalığa.
Biri şöyle:
'Kadınlar ölür ses yok. Tecavüze uğrar ses çıkmaz. Yolsuzluk yapılır ses yok. İş kazaları olur ses yok. Vergiler artar susar. Şehitler gelir susar. Ölsen fıtrat der, kader der. Yılbaşında ortaya çıkar 'Müslüman Noel kutlamaz' diye pankart açar.'
Bir diğeri de şöyle:
'Kutlama da var, içki de içcez, çamı da süslücez, cingıl da bels, meri de krismıs, hepi de nüvyıir, kusura da bak, çatla da patla!'

Korku imparatorluğu
Bir Amerikalı bir tarihte Hindistan'da tecavüze uğramış ve öldürülmüş. O yıl, tüm Hindistan rezervasyonları iptal edilmiş. Bu olayı 'Korku İmparatorluğu' kitabını yazan adam şu soruyu sormuş:
'Her yıl ortalama 7 Amerikalı kendi küvetinde boğulup ölüyor. Ama hiçbir Amerikalı banyo yapmaktan vazgeçmiyor!'
Lafı nereye getireceğimi anladınız.
Geçen sene yaşadığımız 'Reina katliamı'nın insanların bilinç altında yarattığı hasar, bu yılbaşında ortaya çıkacak.
Bana öyle geliyor ki, bütün zamanların en sönük yılbaşı kutlaması yapılabilir.
Oysa tam tersi, inadına çıkmak lazım sokağa, inadına gitmek lazım terörün üzerine üzerine...

Bursa'nın sorunlarına 'fransız' değil...

Bursaspor Teknik Direktörü Paul Le Guen Spor Müdürümüz Süha Gürsoy'a verdiği mülakat sırasında, Bursa'nın 'baba' sorunlarına 'fransız' kalmadığını açık etmiş.
Şöyle demiş Fransız Hoca:
'Bursa'da iki sorun var. Biri trafik öteki de rüzgarın olmadığı günlerdeki hava kirliliği.'
Le Guen'in okuyan eden entelektüel bir yapısı olduğu zaten biliniyor. Süha'yla yaptığı mülakatta bir soruya 'politik' yanıt vermesi üzerine, laf 'annesi'ne de gelmiş.
Meraklısına: Paul'un annesi Marie- Françoise Le Guen Bretegna'da 25 yıl belediye başkanlığı yapmış büyük bir itibara sahip siyasi bir kişilikmiş.
NOT: Fransız yazarken 'F' harfi büyük yazılır. Ama bir konuyu anlayamama durumuna ilişkin 'fransız kalmak' deyimindeki 'fransız'ın 'f'si küçük.
Örneğin, 'Fransızlar insan haklarına fransız' gibi...