Bu seçimin kaybedeni?

Seçim akşamı kim ne konuşuyor acaba diye kanallar arasında 'zap' yaparken gördüğüm manzarayı şu 'tweet'i atarak özetledim:
'Bursaspor şampiyon olduğunda da daha ziyade 'Fener niye olamadı?' diye konuşulmuştu. Ana akım medyada manzara aynen bu minvalde..'
Çünkü, yine herkes doluşmuştu televizyon stüdyolarına. 'Sebilhane bardağı' gibi dizilmişlerdi. Sıraları geldikçe 'Seçimin neden kaybedildiğini' ve 'Kimler yüzünden kaybedildiğini' bulmaya çalışıyorlardı.
Bu sayıklamalardan anlaşılan şu:
Türkiye Demokrasi Ligi'nin futbol liginden farkı yok.
Birinde ya AK parti kazanıyor veya kaybediyor.
Diğerinde ya Fener şampiyon oluyor, ya da olamıyor.
Başka takım ve/veya başka parti yok, bu medya düzenine göre...

MEDYA DÜZENİ...

Medya düzeni demişken, ikinci 'tweet'imden de söz edeyim de arkamdan ağlamasın!
O da şöyle:
'Kaybettiren medya düzeni devam ediyor. Beylikdüzü'ndeki muhteşem mitingi sadece 3 kanal yayınladı.'
Medyada köşe bucağı tutmuş ekip öyle sanıyor ki, biz yazmazsak kimse bilmez, biz yayınlamazsak kimse görmez.
Abiler ve de ablalar halen ve ısrarla, cebinde cep telefonu olan herkesin artık birer ayaklı canlı yayın elemanı olduğunun farkında değil.
Fox TV'de konuşuluyordu. Portakal mı mandalina mı (!) tam kestiremedim onlardan biri, en çok izlenen ilk 8 programın tamamının Fox TV'ye ait olduğunu söyleyip -buraya dikkat- bundan şikayet ediyorlardı. Bir kanalın çalışanları fazla izlenmekten niye şikayetçi olsunlar?!
Adamlar, onlarca kanalın hepsinin tek taraflı yayın yapıyor oluşunun tezahürü olduğunu biliyorlar bu sonucun. Çeşitlilik olsun, herkes farklı bir şey söylesin, ahali kanaatini öyle belirlesin kaygısı, bu şikayetlerinin temeli. Halkın motivasyonu belli:
Bakıyor hepsine, en doğruya yakın yayın burada diye onları tercih ediyor.
Böyle bir 'reyting matematiği' ortada olduğu halde, bu pastadan pay kapmaya bile yanaşmıyor demek ki tırnak içinde, 'bizimkiler!'

SADRAZAM KELLESİ

Laf lafı açtı, yazının başındaki soruyu unuttuk!
Burada iki satır soluklanıp girizgahtaki 'kaybeden?' sorusunun ilk muhatabını işaret edelim bari:
1. İktidar yanlısı yayın yapan ana akım medya...
Şimdi hazır birinci maddeyi bulmuşken diğer maddeleri de burada şıkır şıkır sıralayacağımı sanıyorsunuz değil mi?
Yemezler!
Kaybedenler diye liste yapıp mesela Ali İhsan Yavuz'u, Süleyman Soylu'yu, Ak Parti İstanbul il Başkanı'nı, Mahir Ünal'ı falan sıralayabilirim ama, yapmam.
Sizce de biraz saflık olmaz mı bu sıralama.
Siyasette 'eskiv' adı verilen bir manevra vardır.
Baktınız eleştiri okları bünyenize doğru yönelecek. Birkaç kelle alırsınız göstermelik. 'Ben değil onlar suçlu' demenin en kolay yoludur bu. (Savaş kaybetmiş padişahlar, sadrazam kellelerini niye sergilerdi sanıyorsunuz ortalık yerde!)
Hasılıkelam, yarışma 'bir koltuk' için yapıldığına göre.
Koltuğu kaybeden Binali Yıldırım oldu. Kazanan da Ekrem İmamoğlu.
Siz bakmayın Mustafa Karaalioğlu gibilerin, '31 Mart İstanbul'un seçimiydi, 23 Haziran Türkiye'nin seçimi oldu' gibisinden ileri-geri konuşmalarına...