Demokrasi, hukuk, ekmek ve adalet...

Geçen cumartesi günü.
Bursa siyaset ve sosyal hayatının iki önemli ismi, Ekrem Demiröz ve Şahin Gençal'ı, Kültürpark'ta gazetecilere bişeyler anlatırken görünce, bir 2017Aralık'ında yine Kültürpark'ta toplanan 'Farklıyız, Birlikteyiz, Biz Türkiye'yiz' platformu geldi aklıma.
Aralarında Tahsin Bulut, Selçuk Türkoğlu ve Gamze Pamuk Ateşli'nin de bulunduğu yaklaşık 30 kişilik isim imza sahibi Bursalı, o gün bize, muhafazakar, milliyetçi, liberal, sosyal demokrat ve sosyalistlerin isterlerse bir araya gelebileceklerini kanıtlamışlardı.
Daha önemlisi ülke için kaygı duymanın ortak payda olduğunu göstermişlerdi.
Siyasette kutuplaştırıcı ve düşmanlaştırıcı bir dil hakimdi ve bu grup 'kardeşçe bir arada yaşanabileceğini' savunmuştu.
Son seçim sonuçları bu grubu haklı çıkardı.
Barışçıl dil kullananlar, kutuplaştırıcı ve düşmanlaştırıcı dil kullananlara oranla 'görece' başarı kazandılar.

Dönersek cumartesiye.
Ekrem Demiröz ve Şahin Gençal'ı yine Kültürpark'ta, bu kez aralarında Prof. Dr. Kayıhan Pala, Prof.Dr. Tahir Baştaymaz gibi isimlerle birlikte 'Ortak Çözüm Grubu' adı altında 'Demokrasi İçin Dayanışmaya Çağrı' başlıklı bir bildiriyi kamuoyuna sunarken gördük.
Bu kez seslendikleri kitle, CHP üyeleri.
Uzun ve anlamlı çağrıya yazar arkadaşım Namık Göz köşesinde ziyadesiyle yer verdi.
Meraklısı 'yazarın eski yazıları' bölümünden okuyabilir.
Mevcut CHP yönetimine asla ve kat'a karşı bir hareket olmadıklarını özellikle vurgulayan bu grup iki önemli çağrı yaptı bana göre.
1. CHP'ye... Parti içi demokrasi çok iyi işlemeli. Üyeler karar süreçlerine katılmalı.
2. Ülkeye... İvedilikle parlamenter demokrasiye dönüş için çalışılmalı. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bize uymadı.
Metinden çıkardığım slogan da şu: Demokrasi ve hukuk olmadan, ekmek ve adalet olmaz.

81 İL, 954 İLÇE...

Kalp kalbe karşı derler ya. Tam yukarıdaki satırları kaleme alıyordum ki, Ekrem Demiröz aradı. 'Demokrasi İçin Dayanışmaya Çağrı' başlıklı bildirinin CHP'nin 81 il başkanlığına, 954 ilçe başkanlığına ve 140 milletvekiline gönderildiğini söyledi.
Yani, 'yakılan çoban ateşi'nin CHP üyeleri tarafından görülmesi için ilk somut adım atıldı.

İNPUT-AUTPUT

İstatistik profesörü arkadaşım Erkan Işığıçok durumu pek güzel özetlemiş:
'Orucu ve abdesti nelerin bozduğu sezon açılmıştır. Din simsarları TV'lerde bunları anlatmaya devam edeceklerdir. Sorunu matematiksel olarak ele alalım:
Vücuttan bir şey çıkarsa abdest, vücuda bir şey girerse oruç bozulur.
Diğer bir deyişle, abdestliyken vücuttan bir şey çıkmayacak, oruçluyken ise vücuda bir şey girmeyecek. Bu kadar. Sadakallahülazim.'
Bakalım anlamış mıyım hocam?
Oruçluyken giriş yasak.
Abdestliyken çıkış!