Hava Durumu

İstanbul bizim sözleşmemiz!..

Yazının Giriş Tarihi: 26.07.2020 09:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.07.2020 09:02

Önce şunu belirtelim, az buçuk hukuk bilgimizle.
Bir ülke uluslararası bir sözleşmeye imza atmışsa...
O ülkede sözleşmeye konu olan alanda, kafana göre takılamazsın.
Çünkü dış hukuk, iç hukuku bağlar.
Yasalarını Anayasa'ya göre yaptığın gibi, Anayasa'nı da o sözleşmeye göre yapman lazım.
Uluslararası sözleşmeler o kadar çok ve çeşitli ki, insan haklarından, savaş suçlarına, kültürel varlıkların korunmasından, çocuk işçiliğin yasaklanmasına kadar envai konuda hazırlanmış ve imzaya açılmış.
Bazıları çok bilinir.
Bazılarını kimse bilmez.
Savaş suçlarını belirleyen Cenevre'yi, insan haklarını, demokrasi önceleyen ve düzenleyen Paris Şartı'nı, çevre duyarlılığı sağlayan, ormanları koruyan Rio'yu, iklim değişikliğine dikkat çeken, sera gazlarını işaret eden karbon salınımını sınırlayan Kyoto'yu falan ekseriyet bilir Kadına şiddeti yasaklayan İstanbul sözleşmesi de meşhurlardan biri.
Uluslararası bir sözleşmenin İstanbul adıyla anılması size de anlamlı gelmiyor mu?
Bu da bir tanıtım olayı bence.
Çünkü yerkürenin neresinde kadına şiddet konusu ele alınsa ve incelense, İstanbul'dan söz edilecek neticede.
Yani bir tür halkla ilişkiler (PR) bu da, bir tür marka.
Ve biz yok tarikatlar öyle istiyor diye, yok cemaatler sıcak bakmıyor diye, bu sözleşmedeki imzamızı geri çekmekten söz edebiliyoruz.
Sanki kadın cinayetlerinde dünya lideri değilmişiz gibi, sanki kadına şiddet konusunda her yıl ipi biz göğüslemiyormuşuz gibi.

BİR YETMEZ TABİİ Kİ...

AKP'li vekil, 'Hayvana tecavüz edene bir şans daha verilmeli' demiş.
Saldıray Abi mantığı!
O da ikiz yatak peşindeydi anımsarsanız.
Libido fazlalığı sebebiyle, 'bir defayı' küçümser, 'seviştin bitti gitti' derdi.
Kısır skorla yetinmez, devamlı pozisyon ve gol peşinde koşardı.
Vekilimiz 'Bir şans daha' derken tam olarak bunu mu kastetti acaba?

AYASOFYA...

Ayasofya konusunu en iyi açıklayan cümle hangisi derseniz bence şu:


Ayasofya ibadete zaten açıktı.
Cuma günü açılan Ayasofya'nın iç siyasete açılması.
Yani içerde acaba tutar mı hesabı, malzeme yapılması.
Erbaş Erbaş'a karşı..
Fi tarihinde bir ağabeyimiz vardı. Attığı palavra aynı cümle içinde kendini ele verirdi. 'Karı koca öğretmen, kendisi doktor' gibi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın hutbede 'lanet' okuması konusuna hiç girmeyeceğim.
Tersine, kendisinin laflarını peş peşe yazacağım ve..
'Karı koca öğretmen, kendisi doktor' tutarsızlığı ve tuhaflığını kendiniz göreceksiniz şıp diye. Ali Erbaş konuşuyor:
''Fetihten sonra Ayasofya'ya sığınıp haklarında verilecek hükmü bekleyen ahaliye Fatih Sultan Mehmet, 'Bu andan itibaren özgürlüğünüz ve hayatınız hakkında korkmayınız. Kimsenin malı yağma edilmeyecek, kimse zulme uğramayacak. Kimse dininden dolayı cezalandırılmayacak' demiştir.'
Ali Erbaş devam ediyor:
'Bu vesile ile Ayasofya inanca saygının ve birlikte yaşamanın en büyük tecrübesinin gösterildiği yerdir.''
Bu cümleler büyük talihsizlik eseri, maalesef peş peşe söylendi.

'ÖNCE SULTANAHMET CAMİİ'Nİ DOLDURUN!'

Ali Erbaş'ı boşverin. Ben bu konuda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a katılıyorum.
Ayasofya konusunda şöyle söylemişti yakın geçmişte. 'Önce Sultanahmet'i doldurun, sonra bakarız. Yan tarafta Sultanahmet'i dolduramayacaksın, Ayasofya'yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız.'

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.