Hava Durumu

Ölmeden mezara konan gazeteci!..

Yazının Giriş Tarihi: 02.01.2019 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.01.2019 07:58

Bir dönemin gazeteciliği böyleydi. (80'li yılların sonu, 90'ların başı!) Dilenci kılığına girilirdi haber için. Pazarcı ve zabıta da gördük. Arap Şeyhi kılığına gireni de. (Sedat Öztürk)
'Köprüyü satarım- sattırmam' ulusal gündeminin yerel yansıması olarak, Heykel'deki eski vilayet binasının önündeki üstgeçidi 'satılmış gibi' kapatıp, bilet kesen arkadaşlarımız oldu.
Üstgeçitler bile satılıyor hesabı halkın reaksiyonunu ölçmek için! 3 gazeteciden biri biletçi, biri üstgeçidi satın alan işadamı, biri de muhabir rolü oynuyor.
O zamanlar bu tip numaralar yaygındı zaten.
İstanbul Beyoğlu'nda Nazi askeri kılığına girip kimlik kotrolü yapan tiyatrocular oldu.
Yoldan geçenlere 'Kimlik bitte!' diyerek. Nazi askerlerine kimliğini göstermeyen kimse çıkmaması, çok acı!
Nokta dergisi muhabiri de adamın birini boynundan zincirlemiş. Parktan geçenlere 'Şurada iki dakikalık işim var, ben gelene kadar tutun' diye kölesini vatandaşa emanet ediyor. Kimse de demiyor ki, kölecilik tarih öncesinde kaldı.
Zinciri tutan tutana.
Kan donduran habercilik atraksiyonları.


Kan donduran demişken, geçen yılın son günü gazeteci arkadaşım Bilal Kayaaltı böylesi bir gazetecilik çalışması yaptı.
Gitti yattı teneşire, gassallara yıkattı kendini, akabinde kefene sardırdı bünyeyi. (Pamuk olayı mı yaşandı, silikonla mı sonuca gidildi, bu detayı bilmiyoruz!)
Bununla da yetinmedi Bilal, mezarını kendi kazdı, içine de yattı.
Hatta üzerine de kabir tahtalarını örttürdü. Üzerine toprak da attırsa, Allah muhafaza!
Gerek teneşirdeki halleri, gerekse de mezarın içinde tansiyonunun düşmesi, betinin benzinin atması gibi izlenimleri de okuyucuyla paylaştı.
Adeta 'yılın haberi'ne imza attı, 'yılın gazetecisi' unvanına aday oldu.
Ama daha mühimi tüm bir yılın muhasebesinin yapıldığı günlerde, ahaliye 'ölüm var!' demiş oldu. Asıl mesajı da şuydu: Herkes biraz daha insan olmaya baksın, madem ölüm var, madem kimseye kalmayacak buralar...

BİRAZ YARATICILIK LÜTFEN...

Türk mizahının babalarından Oğuz Aral, yetiştirdiği öğrencilerine 'herkesin aklına gelen esprileri yazmayın, yapmayın, çizmeyin' tavsiyesinde bulunurdu.
Yılbaşının son günü 'seneye görüşürüz' diyenlerden size de gına gelmedi mi?
Kimileri de 'amortiyi tek rakamla kaçırdım!' demekte ısrar ediyor. 'Büyük ikramiyeyi 7 rakamla kaçırdım' diyenler de var. Yeter, hakikaten yeter, lütfen...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.