Hava Durumu

Opel corsa, kelle paça corona!..

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2020 07:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2020 07:59

'Corona'nın bizim kamuoyuna girişi eskilere dayanır. Futbol muhabbetlerinden de çıkmış olabilir, borsacılar arasındaki rekabetten de. Laf aynen şöyle:
'Opel corsa, toyota corona!'
Tarihteki 'sakal kestin, kolunu keseceğim!' rövanşizmi gibi bir mana içerir. Sen yendin, ben de yenerim.
O vakitler bir otomobil markasının Türkçe okunduğunda galiz bir anlama gelişi fonetiğinden türetilmişti.
Şimdi ise 'corona' dendiğinde (yeşil limonla içilen Meksika birası değil) Çin'in Wuhan kentinden dünyaya yayılan ve binlerce can alan virüs geliyor akla.
Bizim konumuz başka!

Biz, her felakete, her tehlikeye, her arızaya alışık bir millet olduğumuz için 'corona' conusunu da, pardon konusunu da, bize özgü ele aldık.
Genel olarak 'asker milletiz bize bişey olmaz!' şeklindeki düsturumuz devam ediyor diyebiliriz. Buyurun anlı şanlı profesörler oturmuşlar TV stüdyosuna, biri diyor 'kelle paça içelim, yumurta yiyelim bize bişey olmaz!'
Diğeri de onu destekliyor:'Hocamın dediği gibi bağışıklık sistemi güçlüyse üstesinden gelinir.'
İlki Prof. Canan Karatay, ikincisi Dr. Ramazan Kurtoğlu.
Neyse ki aklı başında doktor tanıdıklarımız var. Geçmiş dönem CHP Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil gibi. Sevgili doktorumuz bu muhabbeti sosyal medya hesabından bakın nasıl eleştirmiş:
'İyi güzel de kardeşim virüs bu. Virüsten kurtulmak için kelle paça çare olsaydı, sakatatın şahını yiyen Çinliler kurtulurdu.'
Devam etmiş Dr. İrgil:
'Yapmayın bunları. Şu bilimi tıbbı rica ediyorum kasap dükkanı ve baharatçı dükkanına taşımayın. Coronavirüs bildiğimiz virüs, HIV, AIDS tedavileri kelle paça ile olur mu?'
Netice itibariyle, şunu test etmiş olduk bu muhabbetle...
Ebola, HIV, çiçek, Influenza falan filan bizim için fark etmez.
Okumuşu okumamışı gelir yanınıza, maydanozu (veya kiraz sapını) kaynatıyorsun diye başlar anlatmaya. Kayınbiraderine iyi geldiğini de muhabbete ekler mutlaka.

TOPLU TAŞIMA BEDAVA!

Çocukken 'Her öleni gömüyoruz, böyle giderse tarım yapacak alan kalmayacak' şeklinde bir kara öngörüm vardı.
Bir de beyaz öngörüm.
'Gün gelecek toplu taşıma ücretsiz olacak' diyordum.
Çocukluk ütopyalarımdan biriydi. Bir türlü gerçekleşmedi.
Ve beklediğim haber sonunda geldi.

Hükümet bu işi tam 2008'den beri planlıyormuş. 12 yıllık planlamada sona gelinmiş ve 1 Mart tarihi itibariyle tüm tren, tramvay ve otobüsler ücretsiz olacakmış. Hükümet bu uygulamayla trafik yoğunluğunun azalacağını ve karbon salınımının da düşeceğini tahmin ediyormuş.
Hükümet sözcüsü, vatandaşların geçerli bir kimlik göstermeleri halinde tren, tramvay ve otobüslerde bedava yolculuk yapabileceklerini açıklamış, Lüksemburg'da!
Bu ülkede toprak o kadar az ki. Bir yere izinsiz beton dökmek bile anayasal suç. Çocukluğumun, herkesi göme göme tarım yapılacak toprak kalmayacak öngörüsü de Lüksemburg'a uyuyor.
Sözün özü, özümün çocukluk hayalleri ve karamsarlığının ülkesi, bu Lüksemburg!

DİKTATÖR GİBİ HİSSETMİYOR!

Afrika ülkesi Togo'da cumartesi günü seçim yapıldı. Seçimi mevcut Cumhurbaşkanı Faure Gnassingbe kazandı.
Gnassingbe zaten 2005'ten bu yana Cumhurbaşkanıydı. Yani 15 yıldır seçimi o kazanıyordu. Son seçimden önce de, seçime 4'üncü kez girebilmek için Anayasa'da değişiklik yaptırmıştı.
Buraya kadar olanlar yine normal, kabul edilebilir. (Orda-burda, misal Rusya'da farklı mı sanki?)
İşin daha enteresan tarafı Gnassingbe'nin ailesinin 50 yıldır iktidarda oluşu. 50 yıl ne demek, bildiğin hanedan muhabbeti yani. Eleman seçimden önce 'Diktatör gibi hissetmiyorum' demeciyle dünya gündemine de gelmişti. Haber burada bitmeli aslında.
'Her halk layık olduğu şekilde idare edilir' veciz lafa istinaden.

De, kazın ayağı farklı sanki. Muhalefet seçimin 'adil ve şeffaf' olmadığını söylüyormuş. Sandığa hile karıştığını da.
Dahası var, muhalefet adayı kazandığını iddia ediyormuş. Yüzde 57 ila yüzde 61 oranında oy aldığını da. Direnme çağrısı bile yapmış adam! Da, güvenlik güçlerinin tarafsız olamayacağı yönünde çekincesi var.
Uzun lafın kısası, adam kazandı! İşin iyi tarafı 'diktatör gibi hissetmemesi!'
Diktatör gibi hissetse, söyleyecek yani bize, o kadar da samimi. Hasılıkelam, tahtalara vuralım. 'İyi ki Togo'da yaşamıyoruz' diye dilimizi ısıralım.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.