Öyle kolay mı İstanbul'u almak!

Tarihe not düşmek için yazıyorum. Seçim 31 Mart'ta yapıldı, dün Nisan'ın 17'siydi.
Bu 17 gün boyunca sürekli sayım yapıldı.
Ve ülkede iyi-kötü hukuk devleti olduğu kanıtlandı.
Bu satırları yazdığım sırada Ekrem İmamoğlu, mazbatasını almak için İstanbul Adalet Sarayı'na doğru gidiyordu. TSİ 16.30.
Bu saatlerde her gün medyanın önüne gelen simitçi abi de tablasını kapının önünde bırakıp 'tarihi an'ı izlemek için televizyon başına koştu. Ve, az önce vatandaşın birinin 15 simit alıp insanlara dağıttığını anlattı. İmamoğlu mazbata aldı diye sevinmiş adam, bir şeyler yapmak istemiş. (Sosyal medyada gördüm, çalışanlarına lahmacun dağıtan da vardı, çiğköfte yoğuran da.)
Kolay değildi ve olmadı İstanbul'u almak.
Ve Recep Tayyip Erdoğan'ın 27 Mart 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan bu yana, yani tam 25 yıl sonra bir CHP'li İstanbul'a başkan olmayı başardı. (O seçim yapıldığında, İmamoğlu 24 yaşındaydı.)
Bu arada, herkesin beyninin arkasında, AK Parti'nin İstanbul seçiminin iptali ile ilgili yaptığı 'olağanüstü itiraz' başvurusu olduğunu biliyorum. AK Parti'nin şu 17 günlük performansı, işin peşini bırakmayacaklarına en büyük nişane.
Gelişmeleri yaşayıp göreceğiz.
Meraklısı için şu kadarını söyleyeyim, dün yediğimiz simit sanki daha lezzetliydi...

SAKALLARDAKİ BAKTERİ KOLONİSİ

İsviçreli bilim insanlarına hayranım!
Memlekette ne seçim- sayım gerginliği var, ne soğan patates sorunsalı, onlar da ha babam de babam yok diş fırçasının iyisi (misal 3 boyutlusu) nasıl olur, yok iyi çikolata nasıl yapılır gibi konulara giriyorlar. Reklamlardan biliyoruz, iyi oldukları konulardan ikisi de deterjan ve şampuan.
Son haber şöyleydi bu abiler ve ablalarla ilgili:
İsviçreli bilim insanları, erkeklerin sakalında bulunan bakterilerin köpeklerde bulunan bakterilerden daha fazla olduğunu buldu.
Araştırmayı da üstelik tersinden yapıyorlarmış.
Acaba erkekler köpeklerden bakteri kapar mı diye bakıyorlarmış ki, aa bir de ne görsünler, köpekler erkeklerden bakteri kapıyormuş meğer!
Kadınların erkeklere oranla 'hijyen' düşkünlüğü bilindiğinden, bu haberden sonra nüfusun sakallı erkek cenahında ciddi bir erozyon yaşanacağını umuyoruz...

BERNA MI BAŞARILI, AHMET Mİ?

Prof. Dr. Erkan Işığıçok hoca sınavda sormuş:
İstatistik dersinden 70 alan Ahmet, iktisat dersinden 60 alan Berna'ya 'Ben senden başarılıyım' demektedir. Berna da kendisinin daha başarılı olduğunu söylemektedir. İstatistik dersinin not ortalaması 55 ve standart sapması 15 iken, iktisat dersinin not ortalaması 50 ve standart sapması 5 olduğuna göre, Ahmet'in mi yoksa Berna'nın daha başarılı olduğunu gerekçesiyle birlikte yorumlayınız.
Öğrenci cevap vermiş:
'İstatistik dersinden 70 alan Ahmet eğer Erkan hocanın öğrencisiyse o okulda harcanıyor demektir. Tabii öyle değilse iktisat dersinin standart sapması ve not ortalaması düşük olduğu için o derste 5 puan kazanmak gerçekten zordur. Bu yüzden Berna daha başarılıdır.'
Erkan Hoca bu yorumun üzerini kırmızı kalemle çaprazlamasına çizmiş ve öğrenciye kocaman bir '0' vermiş. (Yazıyla sıfır!)
Ve altına şu yorumu yazmaktan da kendini alıkoyamamış:
'Bence sen de bu okulda harcanıyorsun!'