Panorama'yı gördün mü?

İlk şoku Bulgaristan gezimizde uğradığımız Panorama müzesinde yaşamıştık. Birkaç basamak çıkıyorsun ve küt 'Plevne Savaşı'nın tam ortasındasın! Nutkun tutuluyor, konuşamıyor, 3-5 saniyelik bir şok yaşıyorsun. İtiraf edeyim İstanbul'daki Fetih 1453'te o kadar fazla etkilenmedim. Konuyu bildiğim içindir belki de.
Ve Bursa'daki Panorama 1326...
Şu kadarını söyleyeyim, gördüğüm 'panorama'ların içinde en güzeli.
Plevne'de 360 derecenin çapı taş çatlasa 1-2 kilometreydi. Gördüğün alan o kadar. Bizim Panorama'da yarıçap 10 kilometreden fazla. Yani durduğun noktadan 20 kilometre uzağa bakabiliyorsun. Yakın plan zaten 'dondurulmuş' 1326 yılı.
Henüz halkın ziyaretine açılmadı. Tavsiyem, açıldığında koşa koşa gidin.
Arkadaşlarınıza, Bursa dışındaki hısım- akrabalarınıza söz edin.
Yıllardır Bursalı turizmciler, çok kısa konaklama sürelerinden yakınırlar. Bu kadar tarihi ve doğal güzelliği olan bir kentin turizm pastasından yeteri kadar pay alamadığını konuşurlar.
İyi işte. Özellikleri say say bitmez Bursa'ya çok vurucu çok baskın opsiyonel bir özellik daha katıldı bence. Panorama'yı görmeye çok turist gelecek, öngörüm böyle.

ÜÇÜNCÜ GÖZ...

Eskişehir ve Bursa'dan hareket eden iki kamyon Bozüyük'te çarpışsa, bu kazanın haberini Eskişehir'de ayrı, Bursa'da ayrı okursunuz.
Yerel gazeteler kendi kamyonlarını cici, başka kamyonları terörist gösterir çünkü.
Bu hataya düşmemek için 'üçüncü bir göz'e ihtiyaç var, her zaman.
Klişe örnektir. Falkland Adaları için İngilizler ve Arjantinliler savaşa başladığında, o adalara Falkland demek bile 'yanlı yayın'cılık sayıldı. BBC misal yarı resmi ve ödenekli bir kuruluş olduğu halde o adalardan 'Falkland ve Malvinas' diye söz etti. Nispi de olsa tarafsızlığını korudu.
Buraya kadar olan girizgahtı. Olay şöyle:
Abhazya Başbakanı Gennadi Leonidoviç Gaguliya geçenlerde trafik kazasında yaşamını yitirdi. Türkiye'nin 'resmi' haber ajansı Anadolu Ajansı bu haberi yayınlarken, Abhazlardan 'ayrılıkçı' diye, merhum Başbakan'dan ise 'sözde' diye söz etti.
Abhazlar'la Gürcüler'in arası iyi değil, tamam! Abhazya 1992'de bağımsızlığını ilan etti. Akabinde Gürcistan'la savaştı. Ve son tahlilde, beğen- beğenme orada bir ülke var 25 yıldır, 8 ülkenin tanıdığı. Konu diplomasinin konusu. Haberciyi ilgilendirmez gerisi.
AA'ya soruyorum: 'Sen niye taraf oluyorsun bir ölüm haberinde bile!'
Haberi AA'dan alan TRT, Sabah, Yeni Şafak, Akşam ve Milliyet de haberde aynı 'üslup'u kullanmış. Demek ki bir tane gazeteci yok bu kadar 'ciddi' kurum içinde!
Üçüncü bir göze sahip!

BÜYÜME Mİ, KALKINMA MI?

Türkiye'nin ikinci çeyrekte 5.2 büyüdüğü nedense çoğu insana inandırıcı gelmedi.
Oysa büyümüş olabilir, bu büyüme vatandaşa nasıl yansıyor, asıl ona bakmak gerek. Bunun için ekonomi tahsil etmeye gerek yok. Buyurun vatandaş Mehmet Aydın'ın zihin açan şu paylaşımına:
'Büyüme ve kalkınma aynı şey değil. Büyüme ve refah da aynı şey değil. Büyüme, herhangi bir mal ve hizmet üretiminin niceliksel artması. Halbuki kalkınma, bütün halkın yaşantısına etki eden sosyo- ekonomik yapının aşamalı olarak değişmesi demek. Kaldı ki tarımdaki çöküşe, her şeyi ithal etmemize rağmen nasıl büyümüşüz anlamak mümkün değil. Büyümeden ziyade insani gelişmişlik endeksi, okuyazar oranı, bebek ölümleri daha önemli gösterge. İlle bakılacaksa, büyüme yerine kişi başına düşen gelirde artış var mı ona bakmak, daha rasyonel bence...'