Papaza kızıp oruç bozmak

Fransa'nın geneli değil, aralarında Sarkozy'nin de bulunduğu 'kerameti kendinden menkul' bir 'güruh' olarak nitelendirdiğim 300 kişilik bir grup, Kuran-ı Kerim'den ayet çıkarma hadsizliğine kalkışınca...
Türkiye buna önce üniversitelerin Fransızca bölümlerinin kapatılması ile kontra yaptı. Akabinde Fransızca eğitim veren liselerden Fransızca dersinin kaldırılmasıyla.
Tipik ve karakteristik bir 'papaza kızıp oruç bozma' ameliyesi.
Milliyetçi olduğu Devlet Bahçeli'nin karşısına genel başkan adayı olarak çıkmasından belli Sinan Oğan bu durumu şöyle yorumluyor:
'YÖK'ün diplomasiye ve uluslararası ilişkilere ne kadar 'fransız' olduğu aldığı Fransızca kararıyla belli oldu. Avrupa ve Rusya yıllar yıllar önce Türkoloji bölümleri açtığında Türkiye'yi çok sevdiği için mi açmıştı behey cahiller!.. Rakibin dilini bileceksin ki etkili mücadele edesin.'
Aynı Sinan Oğan 'Türkiye ille de tepki gösterecekse, ocakta Erdoğan ve Macron tarafından imzalanan 25 uçak alımı anlaşmasını iptal etsin' de demiş.

O değil de, yazarken aklıma geldi. Nasıl bir fırsat kaçırdığımız. Bursaspor'un teknik direktörü Paul Le Guen biliyorsunuz Fransız'dı!
Baktın iki ülke şu aralar papaz! Zaten adamı göndermek için bahane arıyorsun. Çağıracaktın adamı, 'Buyurun Mösyö' diyecektin, 'Çıkış bu taraftan!'
Ne acayip havamız olurdu ana haber bültenlerinde:
'Fransa'ya bir tepki de Bursa'dan geldi sayın seyirciler! Bursaspor Kuran'dan ayet çıkaran Fransa'ya Fransız hocayı kovarak tepki gösterdi.'
Nasıl, çocukça değil mi? Hangi beynelmilel tepkimiz yetişkinlere özgü ki zaten!
Hepsi çocukça.
(Başlıktaki deyimi, Mektebi Mülkiye'nin efsane hocalarından Baskın Oran'dan yürüttüm.)

Batalla'nın son forması!
Manchester United'ın 'ceo'su bir röportajında, 'Bizim nihai amacımız taraftara 5. formayı satabilmek!' demişti. 4 formayı peynir-ekmek gibi satıyorlarmış meğer, hasılatı artırmak için hedefe beşinci formayı koymuşlar. Küresel futbol kulüplerinin böyle 'ticari kaygıları' olur. Her fırsatı pazarlamaya, satışa, dolayısıyla paraya tahvil etmeye uğraşırlar.
Duydum ki, Bursaspor da Pablo Martin Batalla ile ilgili böyle bir 'son forma' çalışması içindeymiş. Kendi adıma söyleyeyim, hiç tereddüt etmez, parayı bastırır hemen alırım.
Çünkü herkes gibi çok büyük hayranıyım.

Perinçek'e imza vermiş CHP'li psikolojisi...
Okul arkadaşım Enver Öztürk, 'Kolum kırılsaydı da imza vermeseydim!' diye yazmış sosyal medyaya ve kolu alçıda bir fotoğraf paylaşıp eklemiş:
'Kolum zaten kırıktı gerçi!'
Kırık demişken, imza veren CHP'liler Doğu Perinçek'e hakikaten çok kırık!
Gittiler, kuyruklara girdiler sırf Perinçek cumhurbaşkanı adayı olabilsin diye yağmur- çamur demediler beklediler imzalarını attılar. Geldiler oturdular TV ve bilgisayar başına ve gördüler haberi:
Perinçek: 'İkinci turda İnce'yi desteklemeyeceğim.'
Az sörf yaptım alemde, Perinçek sadece İnce'yi değil, kalırsa Meral Akşener'i de desteklemeyeceğini açıklamış.
Hasılı hangisi daha büyük karar veremedim:
Perinçek'e imza verenlerin hayal kırıklığı mı büyük?
İmza vermeyenlerin imza verenlere bakarak yaşadıkları hayal kırıklığı mı?