Hava Durumu

Paris, Tokyo, Berlin bütün dünyayı gezin

Yazının Giriş Tarihi: 28.04.2020 08:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.04.2020 08:01

Filmlerde hep arka plana bakarım. Asıl kız asıl oğlanı öperken benim gözüm caddelerde, sokaklarda, dükkanlarda.

Yerel halk ne yiyor, ne içiyor.

Asıl adam kötü adamları kovalarken de öyle, kötü adamlardan kaçarken de.

Gözüm hep arka planda.

Paris'i, Londra'yı, Berlin'i hadi deyince görme imkanımız var mı?

Kuala Lumpur'u, Addis Ababa'yı, Ulan Bator'u.

San Fransisko misal istisna.

Bir ara dadandığım polisiye marifetiyle sokak sokak, cadde cadde bellemiştim.

Neredeyse adres tarif edecek hale gelmiştim bu kentte.

'Silikon Vadisi mi, şu tarafa doğru epeyce yürü emmi?'

ONLARINKİ EARY, BİZİMKİ ORLİ!

Eary isimli bir arkadaşım var, dilimiz ecnebiceye dönmediği için biz kendisine direk Orli diyoruz.

Bu geçen gün ziyaretime geldi.

Sokağa çıkma yasağında nasıl geldi diyecekseniz, hikayelerde oluyor böyle. Oturduk balkonda 'eary grey' çay içtik, iki lafın belini kırdık.

Çay kutusunun üzerinden canlı yayın malumatfuruş:

Bizim siyah çaya benzeyen bir çay bu.

İsmini İngiliz gezgin Eary Grey'den alması tam bir garabet!

Uzun yıllardan beri Seylan'da, uzak doğuda içilen bir çay olduğu halde, ilk bu abi görmüş onu, o ülkede. İçmiş. Hoşuna gitmiş.

Almış götürmüş İngiltere'ye. Çayın adı olmuş, Eary Grey!

Bu da tuhaf bir emperyalizm hikayesi aslında.

Beyaz adam görene kadar Amerika diye bir kıta yokmuş gibi yazılıyor tarih. Beyaz adam içine kadar da, o çay hiç içilmemiş sanki.

(İsim babaları hep beyaz adamlar!)

Laf nereden nereye geldi. Ne diyorduk?

Hah işte bu bizim arkadaş Orli, evde artık ikram edecek bir şey kalmayınca, kalktı gitti. Benim evde kuraklığa sebep olduğu için de galiba biraz kendini borçlu hissetti. Ve şu mesajı yolladı:

'Abi, Drive & Listen diye bir site var. Gir buraya istediğin ülkede istediğin şehri arabayla gez. 10 numara bir uygulama!'

HAVANA HAYALİM GERÇEK OLDU!

Hemen girdim. Bizden İstanbul, İzmir ve Antalya var.

Berlin, Şikago, Guadalaja, Havana, Kiev, Londra, Los Angeles, Rio de Janeiro, Münih, Moskova, New York, Oslo, Paris, Prag, Roma, San Fransisko, St. Peterburg (Bizim arkadaş grubu Leningrad der!), Tokyo, Toronto, Varşova, Ekaterinburg ve Zürih, elinizin altında.

Oturduğun yerden 25 şehri, arabayla gezme imkanı!

Görüntü arabanın içinden. Arabada müzik de açık. Camdan kol sarkıtılabiliyor mu, ondan emin değilim ama, müziğin sesini açabiliyor, kısabiliyorsunuz. Böylece 'DSF' imkanı doğuyor. DSF, yani doğal ses fonda! (Yani caddenin doğal gürültüsü ve uğultusu)

Ayrıca 3 tane de hız seçeneği konmuş. Bir, birbuçuk ve iki!. Döner gibi.

Az vaktiniz varsa, hızlı gezin, yoksa normal. Gezerken, insanların hali pür melali ile ilgili bilgi sahibi de oluyorsunuz. Yol verdiğiniz bir Havanalı hatun size gülümseyerek teşekkür ediyor örneğin.

Bu detaydan anlamışsınızdır, ilk iş Havana'ya daldım. 'Herbokolog' diye bir grubumuz vardı bir ara, gazeteci arkadaşlarımla.

Parayı bulsak ilk gideceğimiz yer Küba!

Gezdim Havana'da. Hem de Küba'da hala faal ve oraya özgü sarı 60 model Chevrolet arabayla.

Paris'te, Berlin'de, Roma'da da küçük turlar attım.

Hepsini bir günde bitirmenin ve işin tadını kaçırmanın manası yok.

Bence oturmak lazım ailece.

'Hanım topla çocukları, haritadan yer beğenin, bugün sizi nerede gezdireyim' diye rüzgar yapmak lazım evde.

Bu site korona aşısı adeta, bırak ülkeyi şehri, evden bile çıkamadığımız şu günlerde.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.