Şimdi moda Cengiz!

Fransa ve Yunanistan'da oynamış Lefter Küçükandonyadis'le başlayıp listeye Fiorentina'ya transfer olan 'Sinyor' Can Bartu ile devam etmek, kısa süreliğine bir Palermo macerası olan Metin Oktay'ı da başlangıç listesine almak gerek.
Yurtdışına damga vurmuş TC pasaportlu sporculardan söz ediyoruz.
'Medya çağı'nın yıldızı tartışmasız Hidayet Türkoğlu'ydu.
Ondan önce Mirsad Türkcan gitti NBA'e ama, Hido kadar kalıcı ve başarılı olamadı.
Bu çerçevede Türk insanına iyi gelen lejyoner sporcular sıralamasında Mehmet Okur'un ve Sociedad'ı şampiyonluğa oynatan Nihat Kahveci'nin yeri hepimizde ayrı. Hakkında Times gazetesine 'Kerimoğlu, İngiliz futbolunun temellerini sarsıyor' diye başyazı yazılan Tugay'ı da aynı kefeye koymak gerek.
Çok fazla sporcumuz yurtdışında forma terletti, sayılarıyla, golleriyle, asistleriyle gurur kaynağımız oldu ama 'damga vuran, imzasını atan' sporcu sayısı bir elin parmaklarını geçmez aslında.
Engin Verel, Selçuk Yula, Hami Mandıralı, Oktay Derelioğlu, Okan Buruk, Fatih Akyel, Fatih Tekke, Rüştü Reçber, Ahmet Dursun, Burak Yılmaz, Caner Erkin, Hasan Kabze, Tümer Metin, Gökdeniz Karadeniz, Alpay Özalan, Tuncay Şanlı, İbrahim Kutluay (NBA'den ziyade Panathinaikos günleri) Ersan İlyasova, Semih Erden, Ömer Aşık, Furkan Aldemir, Cedi Osman, Emre Çolak, Enes Ünal vs... (Eminim unuttuklarım vardır)
Son zamanlarda Arda Turan'a konsantreydik milletçe. Ama Atletico yılları gibi parlak olmadı ne yazık ki, Barcelona günleri.
Şimdi moda Cengiz Ünder. Daha ilk sezonunda golleriyle ve asistleriyle konuşulmaya başlandı. Hatta bir İtalyan bahis firması Cengiz'in 2023'te Ballon d'Or (Messi'nin, Ronaldo'nun değişimli aldıkları ödül bu) kazanma ihtimaline oran açıkladı.

Nasıl mutluyuz, anlatamam!

Türk halkı ne kadar mutlu çıktı fark ettiniz mi? TÜİK'in açıkladığı oranlara 'mutlu' demek yetmez bence, 'musmutlu' demek lazım, fazlalığı vurgulamak için.
Gerçi oran azalıyor, 2016'da yüzde 61'imiz mutluymuş, 3 puan gerileyip yüzde 58 olmuş mutluluğumuz ama, bence bu oran da epeyce yüksek.
Detaylara girmeyeceğim, yaş gruplarına, evli-bekar ayrımlarına, cinsiyetlere vs...
Çünkü bu oranları ete-kemiğe büründürmek zor. Kimi evli olduğu için mutlu, kimi bekar olduğu için. Bu departmanı nasıl kategorize ettiler acaba!?
Şu konuya da diyecek bişey bulamadım.
Herhangi bir okul bitirmeyenlerde mutluluk oranı yüzde 62.5!..
(İlkokul 57.7, lise ve dengi 57.4, üniversite yüzde 56, ortaokul yüzde 56.)
'Bilmemek mutluluktur' yargısı haklı çıktı bu rasyoda!
Büyük kentlerde adamı çevir 'en büyük sorun ne' diye sor, yüzde 100 'trafik' der.
TÜİK'e göre 'ulaştırma' maddesinde mutluluk oranı yüzde 72,3...
(Asayiş yüzde 74, sağlık 71, sosyal güvenlik 62, eğitim ve adli hizmetler 54)
Sizi bilmem, okuduğum oranlar beni ziyadesiyle mutlu etti.
Koskoca TÜİK sallayacak değil ya, durum üç aşağı- beş yukarı böyle demek ki.

6 ay konuşurlar artık...

Finans kuruluşlarının bulunduğu bölgede çatışma çıkmış, 2 kişi vurularak öldürülmüş.
Olay nerede olmuş derseniz, hiç tahmin etmeyeceğiniz bir yerde: İsviçre'de, Zürih'te.
30 yıldır bu işlerin içindeyim. İçinde çatışma, silah, vurulma ve ölü bulunan hiç haber hatırlamıyorum İsviçre'den. Zaten çatışmanın neden çıktığı, ölenlerin kimliği vs hiçbir bilgi yok haberde. Ben söyleyeyim, 3 ayda zor toparlarlar bu olayı ama 6 ay kadar da konuşurlar.
Hiç alışık olmadıkları bir durum çünkü. Bizim Ortadoğu'da saat başında olsa, çeyrek geçe unutulacak bişey.