Türk futbolunun 'marka' değeri!..

Gazeteciliğin adı konmamış kuralları var. Örneğin biri, kan-revan savaş fotoğraflarının yayınlanmaması.
Ama bir gün önünüze öyle bir savaş fotoğrafı gelir ki, anında anlarsınız, o fotoğraf savaşın ne kadar kötü bir şey olduğunu tüm dünyaya anlatacak ve belki de savaşı bitirecek.
Hiç durmaz yayınlarsınız!
Bu fotoğraf da öyle.
Burası Kadıköy'deki Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı.
Deplasman tribününün tuvaleti!
Deplasmana gelmiş rakip takımın taraftarına görülen reva bu.
Pisuvarlar da, aradaki bölmeler de sökülmüş maçtan önce ve deplasman taraftarı, 'gider'i bile olmayan mini bir yalağa mahkum edilmiş. (3 kişi hacetini giderse, dudak payı bile kalmıyor geriye!)
Tekrar ediyorum: Ülkenin en büyük, en modern şehrinde, görece olarak en gelişmiş en okumuş yazmış insanlarının oturduğu ilçede, en güzide kulübümüzün konuğuyuz ve...
Katlanmak zorunda kaldığımız muamele bu.
Şimdi lütfen kimse bana 'Türk futbolunun marka değeri'nden, 700 milyon Euro'yu aşan 'piyasa değeri'nden söz etmesin. Ve kimse bana, yakın yıllarda dünya kupası Avrupa kupası gibi organizasyonlara aday olmaktan falan da.
Bu çağda konuk taraftara devre arasında ihtiyaç gidersinler diye yapılan muamele buysa...
Sifonu çekip dağılalım, temaşa sanatı da denen futbolun şu rezilliği karşısında.
(Bırakın görüntüyü, kokudan girilmez bile buraya.)

Çuvaldızı kendimize
Şampiyonluk senesi, Türkiye tarihinin en büyük deplasman hareketi yaşanmış ve...
35-40 bin Bursasporlu, İstanbul Belediye maçı için deplasman yapmıştı. Üstelik maç Olimpiyat Stadı'ndaydı, yani gitmesi zor, son derece sapa bir yerdeydi.
O kalabalık içinde ben de vardım.
O 'büyük göç hareketi' yazılı ve görsel medyada hep kötü anlarla yer aldı.
Misal, 7-8 kişi yan yana dizilmiş, yol kenarındaki bir parkta hep beraber çiçek suluyorlardı!
Bursaspor taraftarını kötü gösteren onlarca böyle fotoğraf yayınlandı gazetelerde.
Olayın şu boyutuna hiç girilmeden tabii.
Bursa'dan İstanbul'a güzergahta ne kadar benzin istasyonu varsa kapatmış gitmişti o gün. Ne yiyecek bir parça bisküvi bulabildi o kadar insan, ne su alacak bir büfe, ne ihtiyaç giderecek küçücük bir tuvalet. Hal böyle olunca o nahoş manzaralar çıktı ortaya.
Bursaspor deplasmana gidiyor diye yol üzerindeki esnafın kepenk kapatması üzerine özeleştiri de yapılması lazım, o da ayrı konu.

Tüm taraftarlar aynı
Şimdi bu fotoğrafı FB yöneticisinin önüne koysak, eminim 'Ne yapalım kardeşim, onlar da her seferinde pisuvarları kırıyorlar, aradaki bölmelere zarar veriyorlar' falan der.
Bunu diyen de haklı.
Konyaspor taraftarı da Bursa'da pisuvarları kırdı.
Hasılı, her gittiği yerde dükkan yağmalayan, her gittiği yerde pisuvar kıran taraftarlar neden hâlâ tespit edilemezler, neden bu tipler ayıklanamazlar ayrı konu.
Eminim Fenerbahçe taraftarı da Timsah Arena'nın tuvaletlerine şefkatle yaklaşmamıştır hiçbir zaman. Özetle yok aslında bunların birbirinden pek farkları.
Tek farkları, forma renkleri.