Hava Durumu

Zirvede bırakmak...

Yazının Giriş Tarihi: 04.03.2018 07:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.03.2018 07:50

TRT tekelinin kırıldığı, özel TV'lerin yaygınlaşmaya başladığı günlerden bu yana, kadim bir hırs var, televizyon dünyasında:
Beni televizyona çıkarmak!
Ne ulusal kanallar, ne yerel kanallar peşime düştü, say say bitmez.
Nuh dedim, peygamber demedim, hiçbirine çıkmadım.
30 senedir medyanın içindeyim. Televizyonculuk yapmadım değil yaptım, ama hep kamera arkasında. Bazen sunuş yazdım, bazen perfore, bazen kam spiker, genellikle de metin. DSF nedir bilirim, KJ ne, bluebox ne. Konuya hakimim yani. Ama dediğim gibi perde gerisinde.
Sonunda olacağı varmış, bizim AS TV'nin kaptanı Okan Tuna, 'Sönmez Medya Buluşmaları' adında bir format üretti.
Bana da, 'yüksek ekran fobimi' bildiği için, 'Abi hiç konuşmayacaksın, bizim haber toplantılarında olduğu gibi sadece oturacaksın!' dedi ve ikna etti.
4 programdır oturuyorum. Fakat ne oturmak!..
Aslında aksiyonun dibine vuruyorum!
Elimi çeneme koyuyorum, olmuyor. İki parmağı birleştirip şakağa dayıyorum, ı-ıh yok.
Cücük sakalımı sıvazlayayım dedim geçende, yönetmenden kameraman aracılığıyla not geldi, 'Adnan Abi 10 dakikadır sakal sıvazlıyor, bıraksın!' diye.
İyi de birader bir tane burun var, kaşıdın bitti gitti, ne yapayım ben burada size.
Otur- otur bir yere kadar! Kusura bakmayın saksı gibi oturamam.
Madem girdik sektöre, bari bir özellik katalım, hareket getirelim, damgamızı vuralım!
Şaka bir yana, televizyon benim yerim değil, kendimi hiç iyi hissetmiyorum orada.
Çıkmam lazım, ekran önünü eli yüzü düzgün ağzı güzel laf yapan insanlara bırakmak lazım.
Baktım bu böyle olmayacak Okan Tuna'nın karşısına dikildim, 'azlimi!' istedim:
'Zirvede bırakmama izin ver, gençlerin önü açılsın, ben çıkmayayım artık!'
'Olmaz abi, böyle devam' dedi, güldü geçti.

Günah benden gitti, 'B' planına geçiyorum!

4 programdır ekranlardayım. Resmen yüzüm eskidi!
Ortalık 'şu televizyona bir de biz çıksak' diye kıvranan gençlerle doluyken.
Benim orada sandalye işgali yapmamın ne mantığı var, hâlâ anlayabilmiş değilim.
Ne yapıp edip televizyon dünyasıyla vedalaşmalıyım.
Bunun için şeytanın bile aklına gelmeyecek, son derece sofistike bir eylem planı yaptım. Şematik, tane tane yazayım ki, anlaşılır olsun.
1. Bir sonraki programda kameraların gülcemalimi ekrana taşıdığı bir anda, elimi göğüs nahiyesine sokup kıl çeker gibi yapacağım. Çektiğim kıllarla tek-çift oynayacağım. O program sonum olmazsa...
2. Bir sonraki programda ensemden bit yakalamış da ayıklıyormuş gibi yapacağım, parmaklarımda tuttuğum biti kırıyormuş gibi yaparsam, hareket kesin sonum olur. Olmazsa...
3. Bir sonraki programa cebim leblebi dolu geleceğim. Program sırasında Namık Göz'e ve İlhami Yıldız'a hem de yüzlerini hedef alarak leblebi atacam.
4. Leblebi işi de 'abi sen artık gelme!' diye sonuçlanmazsa daha ne yapayım bilmiyorum.
Soru sormak için el kaldırıp, soru soruyormuş gibi yapıp 'korsan tebliğ yayınlama' işine girsem, programın 10 dakikasını çalsam, üstelik son cümleyi de herhangi bir soru işareti koymadan bitirsem işe yarar mı acaba? (Korsan tebliği kekeme taklidi ile mi icra etsem?)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.