Hava Durumu

#alanımadokunma

Yazının Giriş Tarihi: 19.08.2020 07:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.08.2020 07:57

Yakın zamanda Özel Eğitimciler Derneği ÖZDER'in destekleriyle

'Branşıma dokunma çağrısı' başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu yazıda dile getirmeye çalıştığım önemli bir husus vardı. Özel insanların özel eğitiminin, alan mezunu öğretmenler tarafından verilmesi ve özel eğitim öğretmeni yetiştiren kurumların liyakatla iş yapması gerektiğini vurgulamıştım. Ne yazık ki bunun iyi algılanmadığını gördüm.Biz geri adım beklerken yanlış düşünce adeta hortlayarak iyice saçma bir duruma dönüştü.

Geçtiğimiz günlerde Giresun Üniversitesi'nde Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü için 1 kişilik 'doçent' kadrosu açıldı. Öyle bir kadro ki tamamen kişiye özel!

Doçentlik kadrosuna alınacak kişi için 'Hesap verebilirlik ve eğitimde hakkaniyet uygulamaları ile ilgili çalışması'gerektiği belirtilmiş. Bu şartı sağlayan tek bir isim bulunuyor. Özel Eğitim bölümüyle hiçbir alakası olmayan ve özel eğitimle ilgili hiçbir çalışma yapmamış öğretim üyesinin, alanda neler yapabileceğini hayal edin!

Konu ile ilgili gerçek özel eğitimcilerin çatısı altında buluştuğu sivil toplum kuruluşu ÖZDER, yine üzerine düşeni yaptı ve haklı olarak kamuoyu oluşturmak adına hemen harekete geçti. Konu ile ilgili ÖZDER Başkanı sevgili hocam Sultan Taştan, anlamak istemeyenlere ya da anlamada sıkıntı yaşayanlara yeniden durumu izah etmek için bir açıklama yaptı:

"Özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin nitelikli özel eğitim hizmetlerine olan gereksinimleri ancak nitelikli yetişmiş 'özel eğitim öğretmenleri' ile karşılanabilir. Özel gereksinimli çocuklarımız Milli Eğitim Bakanlığı'na (MEB) bağlı resmi özel eğitim okulları, sınıfları ve kaynaştırma uygulamalarıyla özel eğitim hizmetlerinden, yanı sıra da özel özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde destek eğitim hizmetlerinden yararlanmaktadırlar. Son günlerde kamuoyunda özel gereksinimli çocuklarımızın 'destek eğitim hizmetleri'nden yararlandığı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde özel eğitim öğretmenliği programlarından mezunu olmayan öğretmenlerin, uzaktan eğitimle uzman öğretici kursu alarak derslere girebileceğine ilişkin haberler ve sosyal medyada çeşitli gruplarda ilanlar çıkmaktadır. Bu haberler ve sözde alan mezunu açığını kapatmaya yönelik etik dışı girişimler, özel eğitim öğretmenliği programlarından mezun, bu alanda mesleki eğitim almış özel eğitim öğretmenleri arasında mesleki alanı ihlal ve kendi eğitimlerinin değersizleştirildiği hissini uyandırmıştır.

Son günlerde aynı zamanda çeşitli üniversiteler tarafından eğitim fakültelerinin özel eğitim bölümlerinin ilgili anabilim dallarına özel eğitim alanından mezun olmayan (lisans ve/veya lisansüstü eğitim) akademisyenler için 'kişiye özel' kadro alım ilanlarının verildiği görülmüştür. Bir meslek elamanını yetiştirmek için o meslek alanıyla ilgili lisans ve/veya lisansüstü eğitimi (yüksek lisans ve doktora derecesi) olmayan birisine üniversitelerde kadro verilmesi için talepte bulunmak akla, mantığa, bilime ne kadar aykırıysa ve etik dışıysa özel eğitim bölümlerinde özel eğitim alanının ilgili programlarında (özel eğitim, zihin, işitme engellilerin eğitimi ve özel yetenekliler eğitimi) yüksek lisans ve doktora derecesi olmayan kişilere kadro açılmaya çalışılması da o kadar aykırı ve etik dışıdır.

Öğretmenlik meslek etiği düşünüldüğünde özel gereksinimli çocukların T.C. Anayasası ile belirlenmiş, alan uzmanları tarafından sunulan nitelikli eğitim alma hakkını savunmak özel eğitim öğretmenlerinin tek meslek örgütü olan Özel Eğitimciler Derneği (ÖZDER) açısından bir hak doğurmuştur. Özel gereksinimli çocuklarımıza sunulan eğitim hizmetlerinde bireyselleştirmenin, kanıt temelli uygulamaların ve eğitsel değerlendirmelerin yanı sıra sunulan tüm hizmetlerin çocuklarımız için genellenebilir ve sürdürebilir olması da son derece önemlidir. Bunun yanı sıra özel gereksinimli çocuklarımıza hizmet sunan özel eğitim öğretmenlerinin aile eğitimi konusunda da yeterli olması gerekmektedir. Tüm bu yeterlikler düşünüldüğünde özel eğitim öğretmenliği programlarında özel yetişmiş personel ve programlar aracılığıyla sunulan lisans eğitimiyle kazanılan bu bilgi, beceri ve yeterliklerin 'sertifika programlarıyla' ve özel eğitim bölümlerinde istihdam edilmeye çalışılan 'alan dışı akademisyenler' ile kazandırılması mümkün değildir. Bu noktada ÖZDER olarak sahadaki sorunların farkındayız, bu sıkıntıları yakından takip etmekteyiz ve hâlihazırda özel eğitim öğretmenliği programlarından mezun olan özel eğitim öğretmenlerinin sayıca sahadaki açığı kapatmak için yeterli olmadığını görüyoruz. Bu konuda sorunlara ilişkin çözüm önerilerimizi ÖZDER olarak MEB'e yakın zamanda sunmuş bulunmaktayız. ÖZDER olarak çözüm yolları uygulanırken alan mezunu özel eğitim öğretmenlerinin bugün ve gelecekteki haklarına, daha da önemlisi özel gereksinimli çocukların nitelikli ve bilimsel eğitim alabilmesi için gerekli önlemlerin alınmasında yılmadan mücadele vereceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz."

Özel gereksinimli bireylerin önündeki engelleri kaldırmanın yolu, 'özel eğitim öğretmenliği programları'ndan mezun olmuş nitelikli öğretmenlerle ve onları yetiştirecek özel eğitim alanında lisans ve/veya lisansüstü eğitim almış akademisyenlerle mümkündür. Nitelikli özel eğitim hizmeti için özel eğitim 'alan mezunu öğretmen' ve 'alan mezunu akademisyen' temel şarttır.

Bu temel düşünce hasıl olmadıkça özel eğitimin ve özel bireylerin bir adım ilerleme şansı yoktur. Tüm sağduyulu vatandaşlarımızı bu konuda ÖZDER'in hak arayışına katılmaya ve ÖZDER tarafından Twitter'de başlatılan #alanımadokunma başlığına destek vermeye davet ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.