Hava Durumu

Doping ahlaksızlığı

Yazının Giriş Tarihi: 04.01.2020 08:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.01.2020 08:15

Bu hafta, son yıllarda özellikle Rus sporcular ile gündeme gelem performans artırıcı yasaklı maddelerin kullanımını masaya yatırıyoruz... Klasik soru ile başlayalım: Doping nedir? Fiziksel ve/veya zihinsel performansı artırmak amacıyla yasaklı maddelerin ya da yöntemlerin kullanılmasına doping deniyor. 1879 yılında bisikletçi Arthur Linton'un yarışma esnasında ilaç kullanımı sonucu ölmesi dikkatleri performans artırıcı ilaçlar üzerine çekmiştir. 1900'lerin başlarında sporcuların alkol, striknin karışımı kullanmaları; yarışmalardan önce kafein, kokain almalarında artış görülmüştür. Bu tür maddelerin kullanımının artması üzerine, Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu 1928 yılında doping sayılan maddelerin sportif alanda kullanımını yasaklamıştır. Bu alanda yasaklama koyan ilk federasyondur.

Bilimsel ve teknolojik alandaki hızlı gelişmeler, yasaklı maddelerin kullanımına bir manada destek olmuştur. 1920'lerde bulunan amfetamin ve 1930'larda bulunan sentetik hormonların devreye girişi 1940 ve 1950'li yıllarda bu maddelerin sportif alanda çok yaygın kullanımını beraberinde getirmiştir. 1950-1970 arasında anabolik-androjenik ilaçlar oldukça yaygın kullanılmıştır. 1960 Roma Olimpiyat Oyunları'nda Danimarkalı bisikletçi Knud Enemark Jensen'in yarışma esnasmda amfetamin alımı sonucu ölmesiyle, sporda dopingle mücadele fikri ortaya çıkmıştır.

Bu amaçla hızla çeşitli organizasyonlar hazırlanmıştır. Bu hazırlık, yapılan dopingin tespiti için seferber olunurken, karşılığında madde kullanılmasını yasaklayan çalışmaların adımını da attırmış oldu. 80'li yıllarda sporun devlet kontrolünde düzenlendiği, özellikle bazı Doğu Bloku Avrupa ülkelerinde laboratuvarlar bir yandan sihirli hapları, iğneleri, bir yandan da bunların silicilerini bulup el altından dünya piyasasına sürmek için adeta yarıştılar. İlaç ya da gıda takviyesi, vitamin kullanımı dünyada çok büyük ranta dönüşürken, sporcuların sağlığını hiçe sayan, kalıcı hastalıklara hatta ölümüne neden olan bu tür işlere teşvik eden insanlık düşmanı sözde spor adamlarının varlığı da üzülerek ifade ediyorum artmaya devam etmektedir. Bu ahlaksızlarla savaş, amansızca sürüyor.
Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), 1999 yılından beri faaliyet gösteren uluslararası ve bağımsız bir kuruluştur. WADA'nın amacı, dünya çapında dopingle mücadeleyi teşvik etmek, dopingle mücadeleye yönelik çalışmaları izlemek, geliştirmek ve bu mücadelenin uluslararası düzeyde uyum içerisinde yürütülmesini sağlamaktır.

Dünya Dopingle Mücadele Kuralları (CODE), WADA'nın dopingle mücadele programlarının temelini oluşturan ve bütün paydaşların sorumluluklarını belirleyen temel dokümandır. Bu sayede, önceden her ülke ve spor dalı için değişiklik gösteren kurallar birbirleriyle uyumlu getirilerek hale bir bütün haline gelmesi sağlanmıştır.

Peki ülkemizde neler yapılıyor? Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu (TDMK), Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) bünyesinde yer alan; Türkiye'de sporda dopingi önleyici faaliyetleri düzenlemek, geliştirmek ve koordine etmekten sorumlu olan ulusal bir dopingle mücadele kuruluşu. Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) tarafından tanınmış Türkiye'deki tek Ulusal Dopingle Mücadele Kuruluşu olan Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu'nun ana amacı, Dünya Dopingle Mücadele Ajansı'nın (WADA) belirlediği Dünya Dopingle Mücadele Kuralları çerçevesinde sporcuların haklarını gözeterek eşit ve adil spor ortamını desteklemektir. 2020 yılı yasaklılar listesine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://www.tdmk.org.tr/wp-content/uploads/2016/03/2020_Yasaklilar_Listesi.pdf

Büyük Önder Atatürk'ün sözü, pusulamız olsun: "Ben sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.