Hava Durumu

Ne bastonmuş ama!

Yazının Giriş Tarihi: 10.01.2021 08:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.01.2021 08:00

Bundan tam 100 yıl önce, İngiltere'nin başkeni Londra'da bir trafik kazası meydana gelir. Ancak bu kaza, sadece sıradan adli bir olay olarak kayıtlara geçmez. Bu kaza, kısa zaman sonra bir hareketin, bir farkındalığın başlangıç noktası olarak da arşivlerde yerini alır. Kaza sonucu görme yetisini yitiren fotoğraf sanatçısı James Biggins, fark edilmek için beyaza boyadığı basonuyla belki de bir yüzyıla damga vuracak isimler arasında olacağını bilmiyordu. Vizörden baktığı hayatı kararan ama buna rağmen hem kendisinin hem de kendisiyle aynı durumda olanların fark edilmesi için beyaz baston kullanmaya başlayan Biggins, bugün içinde olduğumuz haftanın mimarı bir anlamda...

Beyaz Baston Körler Haftası ya da Beyaz Baston Görme Engelliler Haftası olarak adlandırılan bu haftanın küresel şekle büründüğü yıl ise 1931... Bu simge hareket, o yıldan bu yana dünyanın dört bir yanını sarıp sarmalamakta. Her ne kadar gerçek ya da tüzel kişilerce bu haftanın önemine dair paylaşım yağmuru görüyor olsak da gerçek manada duyarlılığın olmadığını bir kez daha hatırlatalım bu vesileyle.

Gündelik hayatta pek çok engelle karşı karşıya gelen görme engelliler, özellikle ulaşımdan yana ülkemizin bir türlü asgari standartlara geçememesi nedeniyle dertli. Kılavuz çizgilerin ihtiyaca cevap verecek şekilde olmaması, trafikte görme engellileri tehlikeye atacak boşlukların olması halihazırda büyük sıkıntılar oluşturuyor. Belediyelerin sorumluluğundaki erişilebilirlik konusunda hala çok geride olmamız, hem görme engellilere hem de refakatçilerine ciddi sorunlar oluşturmaktadır.

Bugün bırakın ara cadde-sokakları, ana arterlerdeki cadde ve sokakları dolaşın ve görme engellilerin tek başlarına bir noktadan gitmek istedikleri diğer noktaya erişimlerinin nasıl imkansız olduğunu gözlerinizle görün!

Ülkemizde görmeden yaşamını sürdüren veya görmede güçlük çeken, az gören, yaklaşık 1,5 milyon görme engellinin bulunduğu tahmin ediliyor. Bu, ciddi bir rakam... Dolayısıyla gerçek manada toplumsal bir bilince, farkındalığa ihtiyaç var. Sadece dövizlerle, pankartlarla yürüyüp tarifği birkaç dakikalığına durdurup basın açıklaması yapmak ne yazık ki yeterli değil. Önemli olan, bunu 52 haftaya yayarak topyekün bir farkındalık oluşturmak.

BUNLARI YAPMAK ZOR DEĞİL

Peki, çok karmaşık olmadan neler yapılabilir? Sürücülere seslenelim öncelikle... Beyaz bastonlu bir engelli yaya gördüğünüzde, kişi karşıdan karşıya geçmeyi amaçlıyorsa güvenliği tehlikeye atmayacak şekilde aracınızı durdurun ve istiyorsa ona yardım edin. Siz siz olun, görme engelliye metrelerce uzaktan seslenerek yön tarif etmeyin. Sabır gösterip onun güvenliğini temin ettikten sonra hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Bir başka yanlış: Gereği yokken görme engelliye yüksek sesle seslenmek! Bu hareket, onları paniğe sürükleyip olmadık hataları yaptırabilir. Görme engelli için yapılan sarı renkteki kılavuz çizgiler üzerinde onun fark edemeyeceği bir engel görürseniz lütfen müdahele edin.

Bugün kentimizin bazı ana caddelerinde sesli yönlendirme yapan trafik lambaları var. Çok güzel bir uygulama. Hatta yıllarca hasret kaldığımız bir uygulama. Ancak yeterli mi? Değil... Tüm ana caddelerde, yaya geçidi olan trafik lambaları ve toplu taşıma araçları vakit kaybedilmeden ses fonskiyonu ile donatılmalı. Yetmez, kentte yaya geçidi olan tüm trafik lambaları bu özelliğe geçirilmeli.

Mutlaka bir haberde denk gelmişsinizdir... Görme engelliler için yapılan sarı kılavuz çizgilerinin birçoğu ya elektrik direği, ya trafo ya da koca bir saksıda bitiyor! Haliyle engeli fark edemeyen pek çok görme engellinin, irili ufaklı kazalar nedeniyle canı yanıyor. Duraklar, ağaçlar, direkler veya levhalar, görme engellilere sorun çıkartacak şekilde dikilmemeli. Esnafımız, kaldırımı ürünleriyle işgal ederken 2 kez düşünmeli. Araçların kaldırımlara park etmesine müsamaha gösterilmemeli. Kaldırımlardaki çukur ya da çıkıntılar süratle düzeltilmeli. Keza kaldırımlardan bodrum ya da giriş kata ulaşım varsa bu alan da görme engellilerin fark edeceği şekilde düzenlenmeli. Alt ve üst geçitler, görme engelliler için özel bir güzergahı içerecek şekilde yeniden planlanmalı. Toplu taşıma araçlarında hangi durağa gelindiği ve bir sonraki durağın neresi olduğuna dair ve kapının açılıp kapanmasıyla ilgili sesli uyarı sistemi olmalı. Konuyla ilgili görevli olan tüm kamu-özel kurum/kuruluş çalışanları bu konuda zorunlu eğitim almalı. Bir engellinin hayatı kadar değersiz değildir sanırım bunları yapmak!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.