Hava Durumu

Kadir Şeker olayı üzerinden sosyal medyanın yargıya etkisi

Yazının Giriş Tarihi: 19.02.2020 07:57
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.02.2020 07:57

5 Şubat 2020 günü toplumumuzda, özellikle sosyal medya aracılığıyla oldukça infial yaratan bir olay meydana geldi. İddiaya göre üniversite sınavlarına hazırlanan Kadir Şeker evine giderken Özgür Duran'ın eşi Ayşe D.'yi dövdüğünü görüyor ardından eşini/kız arkadaşını dövdüğü iddia edilen Özgür Duran'a engel olmak isterken çıkan arbedede Kadir Şeker'in çakı darbesi ile Özgür Duran hayatını kaybediyor ve Kadir Şeker tutuklanıyor.
Olayın sosyal medyada yayılması ve yaratılan algı ile Kadir Şeker kahramanlaştırıldı; Kadir Şeker'in tutuklanması ise toplumda ciddi manada tepki oluşturdu. Peki ne oldu da biz Kadir Şeker'i bir anda kahraman yaptık? Kadir Şeker olayı gerçekleştikten sonra sosyal medyada tutuklanmasına tepki gösterenler olayı tüm detayı ve delilleri ile biliyor muydu?
Bu durum aslında birden fazla sebebin bir araya gelerek ortaya çıkardığı bir sonuç: Sebeplerden ilki ve bana göre en önemli nedeni toplumda adalete olan güvenin oldukça zayıf oluşu. Toplumda yargıya olan güven yüzde 30'larda ve maalesef bu durum devlet yetkililerince de doğrulanıyor. Toplumun büyük bir kısmı adaletin geç, yavaş ve adil olmayan şekilde işlediğini düşünüyor.
Bir diğer sebep ise sosyal medyanın ortaya çıkardığı güçten istifa edilerek kişiyi, nesneyi ve olayı olduğundan fazlaca değerlileştirerek ya da yererek ortaya kahramanlar sanık, mağdur veya kurbanlar çıkarmamız. Kendimize karşı dürüst olalım. Bu tamamen önyargı, linç kültürü ve sürü psikolojisi gibi alt-nedenlerle oluşturduğumuz bir durum.
Yine, kadına karşı şiddetin ülkemizde gittikçe yaygınlaşması ve kadın ölümlerinin artması neticesinde toplumda ciddi infial oluşması ve yaşanan her olumsuz olayın akabinde "Bu son olsun!" temalı mesajlarla üzeri örtülen kadına karşı şiddet olaylarının engellenememesi sonucu toplumda birikmeye devam eden öfke.
Bu üç hadisenin birleşimi sosyal medyaya yargı üzerinde tehlikeli denebilecek şekilde etki imkânı sağlıyor.
Çok değil bundan 7-8 ay önce hamile bir kadının içinde bulunduğu bir araca saldıran baklavacıların sosyal medyadaki tepkiler sayesinde jet hızıyla tutuklanması olayını hatırlayalım. Baklavacı olayında toplum olarak yine aynı refleksi gösterdik ve bu refleks sonucu araca saldırı eylemini gerçekleştiren kişilerin her ne kadar sonradan tahliye edildilerse de hızlıca tutuklanmaları toplumda sosyal medyanın yargıya etkisinin yargı sürecini hızlandıracağı ve bu süreci adilleştirebileceği şeklinde algılanmasına yol açtı.
Bu çıkarım toplum hafızasına; "Yahu zaten kadına karşı şiddet olayları bitmiyor, adalet yavaş işliyor hâkime, savcıya, yargıya güven yok. Madem öyle, sosyal medyadan çıkan tepki çok olunca istediğimizi de alıyoruz o halde yine aynı refleksi gösterelim" sonucunu katıyor ve kadına karşı şiddetin merkezinde olduğu iddia edilen başka bir olayda yine aynı hızla benzer şekilde tepki vermemize neden oluyor.
Halbuki baklavacı olayında dahi olay daha sıcaklığını korurken sosyal medyada paylaşım yapan kişiler olayın tüm detaylarını bilmiyordu. Ya araca saldıran kişilerin üzerine olayın görüntü altına alınmasından önce araç sürülmüş idiyse? Söz konusu varsayım halinde dahi baklavacıların eylemi haklı olmamakla birlikte verdiğimiz/verebileceğimiz tepkiyi ve yargılamanın seyrini değiştirebilecek bir detayı bilmeden yarattığımız kamuoyu ile davaya bakacak savcı veya hâkimi etki altına almak ne kadar doğru?
Bu vesileyle aslında farkında olmadan hukuk sistemimizi gittikçe savcıların ve hakimlerin yerini sosyal medya kullanıcılarının tuttuğu ve kişilerin sosyal medya mahkemelerinde suçlu, suçsuz ya da kahraman ilan edildiği bir distopya'ya sürüklemekteyiz. Bunu ise yargının "yavaş işlediği" ve "güvensiz olduğu" gerekçeleriyle henüz delilleri tam olarak toplanmamış, olayın kilit kişisinin 4 defa ifade değiştirdiği, iddianamesi henüz hazırlanmamış bir vaka üzerinden kafamızdaki önyargılarla yapıyoruz.
Yani toplum olarak meseleye yaklaşımımızın, Kadir Şeker suçsuz mu, değil mi, kahraman mı, yoksa sadece çakısıyla kasten adam öldürerek meşru müdafaa ve/veya haksız tahrik hükümlerinden yararlanacak biri mi değerlendirmelerini içeren paylaşımlar yapmadan önce yargılamanın adilce yürütülmesi için yargıya destek vermek üzerine kurulu olması gerekiyor. Buna karşılık ise yargının da ben nerede hata yapıyorum da benim görevim vatandaş tarafından sosyal medyada ifa ediliyor diye takkeyi önüne koyup düşünmesi gerek!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.