Ancak bizi ne havanın ne de insanların bu durumu ilgilendiriyor.
Maçın oynanacağı Savon Sanomat Arena Stadı’na antrenman için karşılaşmadan 1 gün önce gitme fırsatımız oldu.
İşte esas soğukluğu o anda hissettik. Hem gördüklerimiz, hem de duyduklarımız karşısında...
Nedir burası böyle?
Abi tribünlere bak!
Nasıl zemin böyle ya!
Eyvahhh!
Maç burada mı oynanacak?
İşte bu Arena’yı! gören Yeşil Beyazlı kafileden yükselen birkaç söz...
Ama ne de olsa Bursaspor, üç idmanını suni çimde gerçekleştirmiş, yani bir nebze hazır durumda. Telaşa gerek yok.
Maç sırasına baktığımız zaman, zeminde kayan, ayakkabısına kaçan kauçukları temizlemeye çalışan, topa vuramayan, kayarak müdahaleden kaçınan sert ve agresif futbolcular...
Ne kadar hazırlandığımız ortada. Saçlara gösterilen özen kramponların yanından geçmemiş!
Sonuç: 0-1.
Maç dönüşü ise havaalanında Yeşil Beyazlı oyuncular bu durumu tartışıyordu. Fakat onlara karşılaşma öncesi Serdar Aziz’in basın toplantısındaki bir cümlesini hatırlatmak isterim:
“Bu zemin bizim bahanemiz olmaz, olamaz”
Peki gerçekten bu sahanın skor ile bir alakası var mıydı?
Kesinlikle yoktu.
Saha içinde her şey meydanda.
Tamam ortada saha yok ama, ciddiyet yok, güven yok, hırs yok, istek yok... Yok da yok... En önemlisi transfer yok.
Ben Bursa’ya döndüğümde ayakkabıma kaçan kauçukları çıkarmayı başardım. Umarım bu takım kalesinde gördüğü golü, yönetim de şapkada gizlediği transferi çıkarmayı başarır.
Yoksa elimizde bir avuç kauçukla gezinir dururuz Heykel Meydanı’nda, ‘çıktı çıktı kauçuk çıktı’ diye.