Kar

Uludağ’a ilk karın düştüğü o an, o büyülü an eskiden kulaktan kulağa yayılırdı şehirde. Ne kadar yağdığı, kaç santime ulaştığı konuşulur, detaylı bilgi için akşam haberleri beklenirdi. Şimdi bir santim fazlalaşsa dağdaki kar, eşzamanlı bir bayram havası tutturuyor ovadakiler. İletişim çağında yaşıyoruz, her şeyden her an ha-berdar oluyoruz ne de olsa. 
Bu satırlar yazılırken Uludağ’da kar kalınlığı on santimetreye ulaşmış durumda. Bursalılar’da bir heyecan, dağda bir kıpırdanma başladı bile. Hemen herkes bembeyaz Uludağ fotoğrafları paylaşıp, işten kaçıp karlarda yuvarlanmak istediğine dair hayallerini ekliyor fotoğraf altına. Hemen herkes izin alacağı günü, kar kalınlığının biraz daha artmasını, sezonun açılmasını, şenliklerin başlamasını bekliyor bugünlerde. Dağdaki kar önemli bizim için. Hem ruh halimizi, hem ekonomik kararlarımızla gelir gider dengemizi etkiliyor ne de olsa. 
Durmadan geçmişi yâd eden sıkıcı yaşlılar gibi görünmek istemem ama bundan yıllar önce çok daha fazla kar yağardı hem Uludağ’a, hem Bursa’ya. Diz boyunu geçen kar şehrin havasını bir anda değiştirir, çocukluğumuzun neşesini ye-rine getirirdi. Şimdiki nesil “kar tatili” nedir bilmiyor bana kalırsa. Kar diye görüp gördükleri, kaldırım kenarlarında biriken çamur birikintisi ne de olsa… 
Geçmiş yıllarla düzenli olarak kar kalınlığı, karın yerde kalma süresi gibi konularda karşılaştırma yapılan bir araştırma var mı bilmiyorum. Ben kendi adıma bu kadar çarpık kentleşmenin, gereksiz ağaç kesiminin, dağın ekolojik sistemiyle oynamanın ve ovanın kalbini kırmanın sonuçlarının sandığımızdan daha acı olduğuna inanıyorum. Yalnızca henüz farkında değiliz hiçbirimiz. Ve yağan kar miktarı da, geldiğimiz noktayı algılayabilmek açısından önemli bir göstergemiz. Gidip parti yapmak için değil, bilip önlem almak için yapılmalı böyle araştırmalar ve açıklanmalı da kamuoyuna. 
Bir tarafında dağ, bir tarafında deniz ile cennetten bir köşe olduğu iddia edilen kentimizde, hangi plajlarda gönül rahatlığıyla yüzebiliyor ya da dağda kaç gün kayak keyfi yapabiliyorsunuz? Dahası önümüzdeki kaç yıl gönül rahatlığıyla kar yağdığında keyif yapacağınızı düşünüyorsunuz? Bu kadar hoyrat davrandığımız doğa, bize istediğimizi verir mi sanıyorsunuz?
Moralinizi bozmak değil niyetim. Bembeyaz Uludağ fotoğrafları görünce, en az sizin kadar kıpır kıpır ediyor içim… Bursa’nın eskisi kadar kar ile aşk yaşayamıyor olmasıdır benim derdim. Dengesini bozduk memleketin, bari bundan sonrası için temkinli hareket edelim…