Neler oluyor hayatta

Gündem bağımlısı, magazin tutkunu olduk her birimiz. Hızlı hızlı, dakika dakika gündemi takip ediyor, yorumlar yapıyor, tüketiyor ve rafa kaldırıyoruz. Tek sorumlusu biz değiliz elbette, gündemin hiç mi suçu yok yani, on saniyede bir çalkalanıyor dünyamız, karışıyor kafamız. Sakız çiğner gibi gündem çiğniyorsak, sebebi biz değiliz. 
80 yaşındaki usta oyunca Kayhan Yıldızoğlu’nu asker kaçağısınız diye karakola çağıranlara gülmeyelim mi yani şimdi biz? Ya da sevinmeyelim mi Müzeyyen Senar gibi bir dev hastaneden taburcu oldu diye?
Yunanistan’daki seçimlerle nasıl ilgilenmeden durabiliriz ki, üstelik yeni lider bu kadar genç ve yakışlıklıyken?
Bir göktaşı dünyayı teğet geçtiğinde hiçbir şey olmamış gibi mi davranalım yani? Kim bilir belki de sonumuz gelecekti, ilgilenmesek de olmaz ki.
Tamam, belki Miley Cyrus’un üstsüz denize giriyor olması bizi ilgilendirmez ama fındık fiyatlarının çıldırdığından da mı bahsetmeyelim orda burada?
ABD’de kocasının penisini makasla kesmeye kalkan 72 yaşındaki kadının kritiğini yapmayalım mı şimdi?
Arjantin’in internet fenomeni Navarro’nun Messi ile duş alma hayalini ya da teklifini duyduğumuzda, bir kese alıp hediye etmeyelim mi yani?
IŞİD’e katılan o beş futbolcu kimmiş, kafa topuna çıkmaktan hücrelerini mi yitirmiş merak etmek de suç değil ki?
Tayland’da yalnızca internet üzerinden izlediği videolar ile diş kliniği işleten 21 yaşındaki genç kadının cesaretiyle şaşkına dönüp, acaba benim de başıma gelmiş midir sahte doktor diye vesvese etmezsek de biz olamayız ki!
Vallahi dedikoduyu sevdiğimizden değil. Gündemi hızlı tüketmekten hoşlandığımızdan hiç değil. Bütün suç bizleri hiç düşünmeden gündem yaratıp duran zihni sinirlerin. Yoksa biz mutlu mesut dizimizi izler, ne siyasete ne analize ne de futbola karıştırdık. 
Vallahi hiç meraklı insanlar değildik biz eskiden, kimsenin hakkında konuşmazdık. 
İnternet bozdu bizi, içimize bitmek bitmeyen bir telaş ve doymak bilmeyen bir merak yerleştirdi. 
Neler oluyor hayatta, bilmeden de yaşanmaz ki…