Ortadoğu’da çözüm Türkiye’siz olmaz

İki kıtayı birleştiren yapısıyla dünyanın en stratejik coğrafyalarından birinde yer alan ülkemiz, bölgesindeki hakimiyeti ile de uluslararası anlamda birçok sıcak gündemle karşı karşıya kalabiliyor. Bunlardan biri de kuşkusuz geçtiğimiz günlerde başlatılan Musul operasyonu. Irak’ta yıllardır sağlanamayan birlik ortamı ve akan kan, emeli aslında bölgedeki petrolü ele geçirmek olan emperyalist  güçlere insan haklarını korunması altında mazeret yaratıp yeniden fırsat verdi ve harekat başlatıldı. 
 Yüzyıllardır iç içe yaşadığımız Ortadoğu bölgesi ve halkları hem tarihsel bağımız hem de din kardeşliğimiz yönünden dış politikamızın olmazsa olmaz unsurlarındandır. Müslüman’ın Müslüman kardeşine kıyması, sözde demokrasi ve huzur getirmeye çalışan Batılı emperyalist güçlerin oyunları ve tüm bu senaryonun yıllardır dünyanın gözü önünde sürdürülmesi… İçimizi acıtan bu durum karşısında sessiz kalmamız mümkün değildi ve Türkiye her zaman olduğu gibi tavrını mazlumlardan yana ortaya koydu. hassasiyeti, bugün yine Halep halkı ve Musullu kardeşlerimiz için gösteriyoruz. 
 Türkiye yalnızca en büyük sınır komşularından olan Irak ya da Suriye’nin değil tüm Ortadoğu halklarının sorunlarının çözümüne ortak olmak zorundadır. Din, kültür  ve tarih bağımız olan Ortadoğu halklarının, demokrasi, özgürlük, insan hakları adı altında sömürülmesine, bölge insanlarının maddi çıkarlar uğruna hayatlarını kaybetmesine göz yummamız söz konusu değildir. Irak’la coğrafi açıdan hiçbir alakası dahi olmadan sırf maddi çıkarlar uğruna bölgeye giren emperyalist güçlere karşın biz her zaman Ortadoğu’nun bütünlüğünün, huzurunun yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Bu açıdan Cumhurbaşkanımızın da tüm dünya kamuoyuna duyurduğu gibi Musul meselesinde ve Orta- Doğu’da huzurun yeniden tesis edilmesi adına sahada ve masada söz sahibi olacağız.