Yine ders aldık...

Geçmişte de olduğu gibi yine bir sınıf atlama maçını geçemedik. Göztepe maçı 3 puanla bitse neler olurdu neler. Demek ki tamamen futbolcuya dayalı bir takımımız var. Sistem sadece gol yememek öncelikli kurulu. Net görüntü şudur ki, beklentilerimizi çok yukarıda tutmadan takıma destek olmak. Özellikle iç saha maçlarının önemi çok ön planda olmalı. İçeride ve dışarıda sürpriz yenilgi almayan bir Bursaspor ligde sıralamayı belirleyen takım olur. Bu maçın özelinde Le Guen Avrupai mesajlar verdi. Ama bunu anlayıp da anlamayacak futbolcular var takımda. Ne de olsa paralar hesaba gecikmeli de olsa yatıyor. Yalnız hoca da mesaj vereceğim derken bir puandan edecekti Bursaspor'u. Neyseki sözle de söylediği üzere Harun'a güvenini sahada da gösterdi. Bursaspor'un her maçı ders niteliğinde adeta. Ligin ikinci yarısı yönetim ve hoca oturup bir plan hazırlamalı. Bu takıma monte edilmesi gereken gençler hazırlanmalı ve oynatılmalı. Görünen o ki oyuncu istikrarı bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu da adaletli değil.
Mali sıkıntıyı çözmek için uğraşan başkan ve yönetim adeta kördüğüm vaziyetine geldi. Her gün ödeme yapmak için uğraş veriyorlar ama sanki futbolcular parasal sıkıntıyı kafalarından hiç silmiyorlar. Yukarıda yazdığım ligin ikinci yarısına ait önerimi de bunu öngörerek yazdım. Bakın her türlü futbol güzelliği Bursaspor'un yanında iken takım bir türlü ateşlenmiyor. Ortalama 22.000 kişiye oynuyorlar. Deplasman sıkıntıları hiç yok. Taraftar görevini tam yapıyor. Şehir takımı sahiplenmiş. Her türlü zorluğa rağmen ödemelerini alan futbolcular, henüz istikrarı yakalayamıyor. Sorun apaçık ortada. Kapı gibi sözleşmelerine güveniyorlar. Futbolcuları getirmek için adeta yarışan menajerler nerede? Bir de bu futbolcuları götürmek için gelsenize.