Hava Durumu

“Kısa bir yaşamın onurlu öyküsü”: Dr. Orhun Günaydın

Yazının Giriş Tarihi: 12.07.2014 08:31
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.07.2014 08:31

Meslektaşımız Op. Dr. Orhun Günaydın’ı 37 yaşında kaybettik.
Uzman olarak çalıştığı Onkoloji Hastanesi’nde kansere karşı derman olurken, kanserle savaşırken kendisi kanser olan bir meslektaşımızdı.
Son nefesine kadar çalıştı. Kendisi de kanser tedavisi görmesine ve hastalığının en ileri evrelerinde bile görevini ve hastalara hizmet vermeyi hiç aksatmadı Dr. Günaydın...
Bu nedenle, bu yıl Bursa Kamu Hastaneler Birliği tarafından 14 Mart Tıp Bayramı’nda verilen “Fedakarlık Ödülü”nü almıştı.
Bu değerli meslektaşımı bu yıl ilk kez verilen Dr. İsmail Fakı Sağlık Ödülleri töreninde gördüm son kez. Yorgun ama dimdik çıktı sahneye, ödülünü onurla aldı.
Fedakârlık...
11 yıl lise – ortaokul
6 yıl tıp fakültesi
2 yıl mecburi hizmet
1 yıl zorunlu askerlik
5 yıl uzmanlık eğitimi
1 yıl uzmanlık mecburi hizmeti
Her şey yolunda ve zamanında giderse 26 yıl...
Her gece sabaha kadar ders çalışarak, uzmanlıkta gün aşırı nöbet tutarak, ailenden, çocuklarından çalınan onca hafta sonu ve tatil, bayram çalışarak geçen 26 yıl...
Şansın varsa iyi bir hastanede göreve başlayıp, evlenip, evini düzenini kurmakda 3-5 yılını alır.
Sonuçta ilkokulda başladığın maratonu, doktor olma çabanı yaklaşık 30 yılda tamamlarsın. Başka mesleği seçen lise arkadaşların emekli olurken sen daha yeni çalışmaya başlarsın...
Şimdi Dr. Orhun Günaydın’ın fedakârlığını bir kez daha düşünün...
37 yaşının 30 yaşını okuyarak, mecburi çalışmalarla geçirmişsin.
Geriye 7 yıl çocukluğundan başka ne kalır?
En verimli çağında, eğitim maratonunu başarı ile tamamladığın yıl, kanser hastanesinde çalışırken, kanser hastası olup, hakkın varken izin almadan, rapor kullanmadan kanser hastaları için görevinin başına gelmişsin.
Şimdi bir kez daha düşünün, Dr. Orhun Günaydın’ın neden yazılmaya, onurlandırılmaya, ödüllendirilmeye değer bir meslektaşımız olduğunu...
Birkaç yerel gazetede ölümü 2 paragraf küçük haber oldu.
Oysa hayat öyküsü büyüktü.
En iyi çalışma arkadaşları anlattı onu...
Sosyal medyada sayfalarında paylaştılar duygularını...
Hepsi adına duygularını en güzel ifade edenlerden biri olan, sevgili meslektaşım Dr. Özlem Şafak’ın duygularını sizlerle paylaşmak isterim;
“Bugün Tabip Odası’ndan SMS mesajı ile gelen ölüm haberini okuyunca birdenbire gözümün önünden bir film şeridi geçti.. Onkoloji hastanesinde beraber 2 yıl mesai yaptığım gencecik meslektaşım, güler yüzlü, tatlı dilli, her konuda söyleyecek sözü olan, bazen dakikalarca birlikte güldüğümüz, kemoterapi seanslarının arasında bile çalışarak bu acımasız hastalığa meydan okuyan, her daim yüksek enerjisi ile beni şaşırtan güzel kardeşim Orhun ve ona dair her şey geçti içimi yakarak...Olur olmaz şeyleri kafaya takıp söylendiğimde “Bunlar da dert mi ablacığım?” diyerek beni utandırdığın günden beri artık kelimelerim senin engeline takılıyor...Bugün sakladık seni.. Rahat uyu ablacım..
Çalıştığı hastaneden dualarla uğurlanan Dr. Orhun Günaydın’ın ailesi ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.
Geriye yol arkadaşı Semiha Günaydın’ı, küçük oğlu Batuhan’ı, örnek alınacak bir meslek hayatını, çok kısa ama onurlu bir yaşamı bıraktı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.