ABD maslahatgüzarından sıcak konulara çarpıcı yorumlar

Önceki gün bir otelde yerel basınla buluşma amaçlı bir toplantıda ABD'nin Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett'e gündemin en üst sıralarında yer alan konularla ilgili sorular yöneltme imkanı buldum. Deneyimli diplomatın ticari ilişkiler ve Bursa ile ilgili düşüncelerine belki daha sonra değinebilirim ancak güncelliğini koruyan meseleler hakkında yönelttiğim sorulara verdiği yanıtlar, dikkate alınıp uzun süre konuşulacak yanıtlar niteliğindeydi. Sizleri Kosnett'in verdiği çarpıcı yanıtlarla baş başa bırakıyorum...
Afrin harekâtı sürerken Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, ABD'nin terör örgütlü PKK/PYD/YPG'ye destek verdiğini söylüyor. Sizin görüşünüz nedir tartışmayla ilgili?
Biz bu askeri ilişkiyi tamamen geçici ve taktiksel olarak ve DEAŞ'ı bertaraf etme amaçlı olarak görüyoruz. DEAŞ'la mücadele sona ermiş değil. Türkiye'nin meşru kaygılarını ve gereklerini de anlıyoruz ve tanıyoruz. Operasyonun yakında sona ereceğini umuyoruz. Türk ordusunun sahada sivil can kaybını en aza indirgemek yolundaki çabalarını görüyor ve takdir ediyoruz. ABD, PKK'yı 1997'den beri resmi olarak terör örgütü listesine almıştır.
ABD'den terör örgütü PKK/YPG'ye verilmiş bazı silahların Türk askeri ve sivillere karşı kullanıldığı yönünde de bilgiler var. Bunun için ne diyeceksiniz?
ABD tarafından YPG'ye sağlanmış silahların Suriye'de ya da Türkiye içinde TSK'ya karşı kullanıldığına yönelik iddialara dair herhangi bir kanıt görebilmiş değiliz. Ancak ABD imalatı olan birtakım silahların PKK'lı teröristlerde bulunduğu yönünde vakalar da oldu ve Türk müttefiklerimiz tarafından bize bildirildi. Seri numaralarını araştırdığımızda, Iraklı güçlere verilmiş olan ve kaybolup bir şekilde karaborsaya düşmüş silahlar olduğu sonucuna ulaştık. YPG'ye verilen silahların Türk kuvvetlerine karşı kullanıldığına dair herhangi bir bilgiye ulaşırsak bunun YPG ile anlaşmamızın çok ciddi ihlali olacağını söyleyebilirim.
Türkiye ile ABD arasında vize krizi de yaşandı. Türk halkının ABD'ye dair algısı negatif yönde etkilendi. Bu sorunla ayrıca mücadele edecek misiniz?
ABD hükümetinin ciddi endişelerinden biri, Türkiye'nin OHAL şartları altında birtakım ABD vatandaşlarına ve aynı zamanda ABD'nin Türkiye temsilciliklerinin Türk çalışanlarını gözaltında tutması... Bu davanın, kamuoyu önünde görülüp bir karara bağlanmaması gerektiğini düşündüğümüz yönleri var. İki hükümet arasında görüşülmesinin daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Şu anda gözaltında olan ABD vatandaşları ve temsilciliklerdeki Türk çalışanlarının suç teşkil eden herhangi bir faaliyete dair kanıt görebilmiş değiliz. Türkiye Cumhuriyeti, aynen ABD gibi hukuk devletidir. Aynı şekilde ABD'de görülmekte olan ve Türk hükümeti için önem teşkil eden davalar var. İki hükümet de ortaklık ruhuna bağlı olarak ve karşılıklı saygıyla ilişkilerini sürdürürse sorunların uygun bir şekilde çözüleceğine inanıyoruz.
ABD'nin Türkiye gibi bir hukuk devleti olduğunu söylediniz... Türk hükümeti, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ile ilgili ABD'ye birtakım dosyalar verdi. ABD birtakım nedenler sundu ancak tatmin edilmedi ve Gülen'in iade edilmesi gerektiği iletildi. Neden iade edilmiyor?
Türkiye'nin Gülen'e karşı sunduğu dava ve kanıtları iki tarafın da son derece iyi anlayabilmesi için Türk yargı kurumları ve ABD'li mevkidaşları en üst kademede son derece kapsamlı görüşmeler gerçekleştiriyor. Bu davalarda sunulması gereken son derece spesifik hukuki şartlar söz konusu. ABD, Türkiye'nin bu konudaki taleplerini görmezden gelmemektedir. Bu durumun yol açtığı hissiyatı da son derece anlıyoruz. Türk mevkidaşlarımızla görüşmeye devam edeceğiz.