Hava Durumu

Asıl savaş bu...

Yazının Giriş Tarihi: 25.03.2018 07:55
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.03.2018 07:55

Askeri anlamda bölgesel savaşların çıkma olasılığının giderek azaldığı bir dönemde yaşıyoruz. Devletler, artık çok sayıda askerle sonuç almaktan ziyade son teknolojiyle donatılmış ekipmanlarla hedefe çok daha kısa bir zamanda ve çok daha büyük isabet oranıyla ulaşabiliyor. Teknolojik dönüşümün sadece son 20-30 yıldaki baş döndürücü grafiğine bakıldığında nereden nereye geldiği kabataslak bile anlaşılabilir.
Her ne kadar arazide çatışmaktan ziyade teknolojinin nimetlerinden yararlanarak mesafe katetme döneminde olsak da bu durum, ülkeler için çok ciddi maliyet anlamına geliyor. Bir İngiliz bilgi işlem şirketi olan Markit'in araştırma sonuçlarına göre küresel savunma harcamaları bu yıl, öyle bir noktaya ulaşacak ki Soğuk Savaş'tan bu yana ulaşılmamış bir seviye elde edilecek.
Dünya genelinde bu yıl savunma harcamalarının 1.67 trilyon doları geçmesi bekleniyor. Belki de daha önce birçoğumuzun duymadığı bir rakam bu... Söz konusu harcamalar sadece 8 yıl önce 1,63 trilyon dolardı. Aradaki fark matematiksel olarak küçük gelebilir ancak reel ekonomi açısından baktığımızda muazzam bir para...
Yüzde 3,3'e denk gelen ciddi artışın en büyük sorumlusu da Amerika Birleşik Devletleri... Tehdit algılaması neredeyse her hafta güncellenen ABD'nin savunmaya ayırdığı pay, dünyanın dengesini değiştirecek cinsten.
Savunma harcamalarının artmasında ülkelerin tehdit algılamasındaki değişkenliğin yanı sıra istikrarsız bölge sayısının artması da etkili oluyor. En canlı örneği yanı başımızda. Suriye'de o kadar çok istikrarsız bölge var ki, onlarca harekât gerçekleştirilebilecek noktada.
Sadece Suriye mi? Filistin-İsrail çatışması, Irak'taki kargaşa, Yemen, Libya, Tunus ve daha pek çok ülkede istikrarsızlık almış başını giderken bu gidişat, otomatik olarak savunma harcamalarının katlanarak artmasına yol açıyor. En son Körfez ülkeleriyle çarpıcı bir askeri anlaşmaya imza atan ve Katar'ı adeta istim üstünde tutan ABD'nin yaptığı harcamalar, sadece kendi topraklarını değil askerinin olduğu her ülkeyi etkiliyor.
Savunma harcamalarının artması bu süreçte normal karşılansa da bu maliyetin nasıl karşılanacağı sorusu da hayati önem taşıyor. Gelir adaletsizliğinin giderek arttığı bir küresel platformda yeni kazanç yolları arayan ABD yönetiminin son günlerde Çin'i karşısına alarak başlattığı ticaret savaşlarını az önce ifade ettiklerimin doğrultusunda okumak lazım.
ABD'de 6 Kasım 2018'de yapılacak Kongre ara seçimleri, Trump yönetimi için ya yeni bir başlangıç ya da sonun başlangıcı olabilecek nitelikte. Kamuoyu desteğinin düştüğü ileri sürülen Trump, eğer Cumhuriyetçiler hem Senato hem de Temsilciler Meclisi'nde üstünlüklerini kaybederse Başkanlık seçiminin yapılacağı 2020'ye kadar çok zor bir dönemden geçebilir.
Rusya soruşturması sürerken rahat bir nefes almak isteyen ve bütçe açığı meselesini çözmeye odaklanan Trump'ın Çin'e 60 milyar dolar tutarında ek vergi ve yatırım kısıtlaması getiren genelgeyi imzalamasını bu düzlemden okumak gerekiyor. ABD'nin küresel pazarlarda rekabet gücünü artırmak için kolları sıvayan Trump'ın Çin hamlesi başarısız olursa ABD yönetimini 2020 yolunda zor bir süreç bekliyor demektir. Eğer başarılı olur ve ekonomik göstergeleri düzeltmeyi başarırsa, kasım ayındaki seçimle gücünü pekiştirip 2020'yi de garantiye alabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.