Barış Gücü olur mu?

ABD'nin büyükelçiliğini taşıma kararı aldığı Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak resmen tanımasının bölgede çok yıkıcı sonuçları olabileceğini ifade etmiştim. Sadece ben değil, milyonlarca kişi böyle düşündü. Ne yazık ki öyle de oldu.
Filistinlilerin mart sonu başlattıkları Büyük Yürüyüş'ün finali çok kanlı oldu. İsrail güvenlik güçlerinin hiç tereddüt etmeden gerçekleştirdiği saldırılarda 60'tan fazla Filistinli hayatını kaybetti. İsrail ve İsrail'in politikasını destekleyenlere göre hayatını kaybedenlerin hepsi teröristti.
Yoğun tepkiler sonrası Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından bağımsız bir soruşturma komisyonu kurulması kararlaştırıldı. Hoş, komisyonun soruşturmasıyla alınacak sonuçların bir yaptırım niteliği taşımayacağı daha şimdiden belli.
Bu kararın hemen sonrasında İstanbul'da kritik gelişmeler yaşandı. Olağanüstü toplantıya çağrılan İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Kudüs zirvesi öncesi Yenikapı'daki mitingle İsrail ve ABD'ye lanet okunurken Filistinlilerin sadece Türkiye değil birçok İslam ülkesinin kanatları altında olduğu mesajı verildi.
Ancak bu mesajlar verilirken diplomatik ağırlığı çok az olsa da başka bazı ülkeler, Tel Aviv yerine Kudüs'te büyükelçilik açma kararlarını bir bir hayata geçiriyordu. Bu zincirini bir ucunda İsrail varsa diğer ucunda da ABD yer alıyor.
ABD'nin Kudüs hamlesi, uluslararası hukuk açısından meşru olmadığı gibi uluslararası ilişkiler bağlamında da sorunluydu. İki devletli çözüm adına belki de en umutsuz olunan döneme böylece adım atıldı.
Artık bölgede yeni barış umutları yeşertmek, sanılandan çok daha zor. Düşünün ABD'nin de uhdesinde İsrail ve Filistin liderleri aynı masaya oturacak ve barışı inşa etmek için el sıkışacak. Bu ihtimal, sınırdaki son saldırılarla hemen hemen imkansız hale geldi.
İstanbul'daki Kudüs zirvesinde sadece İsrail ve ABD'ye tepki, Filistin'e destek mesajları yoktu. Zirve sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ramazan ayı boyunca İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Filistin için büyük bir yardım kampanyası düzenleyeceği açıklaması önemli...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Uluslararası Barış Gücü gönderilmesi çağrısının da altı kalın kalın çizilmeli. Bosna Hersek ve Kosova örneklerini veren Erdoğan'ın bu konuda çağrının yanı sıra girişimlerde bulunduğu da bir gerçek. Bu çağrıya büyük küresel aktörlerden kararlı destek gelirse Yenikapı-Gazze hattındaki bu yoğun trafik, bölgesel ve küresel dengeleri altüst edecek bir şeyleri beraberinde getirebilir.