Hava Durumu

Mayın tarlası

Yazının Giriş Tarihi: 10.12.2017 07:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.12.2017 07:11

Tam bir hafta önce ABD Başkanı Donald Trump'ın özelde İsrail-Filistin, genelde Ortadoğu sorunu için bölgeyi kasıp kavuracak bir ateşle oyuna niyetlendiğini ifade etmiştim. Öyle de oldu... Trump, yine yanıltmadı ve bildiği istikamette yürüyüp gitti. Geride de adeta bir mayın tarlası kaldı.
Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak resmen tanıdığını açıklaması ve Tel Aviv'deki büyükelçiliğin buraya taşınması kararı sadece İslam dünyasında değil, Hıristiyan ve Yahudi dünyasında da tepkiyle karşılandı ve karşılanmaya devam edecek.
Üç din açısından önemi birçok kişi tarafından bilinen Kudüs'le ilgili atılan adımın uluslararası hukuk, diplomasi ve Ortadoğu gerçekleri ışığında olumlu bir karşılığı yok. Atılan adım, tamamen siyasi, ekonomik ve askeri çıkarlara yönelik. Bugüne kadar İsrail'in yanında olduklarını her fırsatta dile getiren eski ABD başkanları, Kudüs'ü resmen başkent tanıma kararını İslam dünyasıyla sıkıntıların büyümemesi ve Filistin'le ilgili sorunların daha da çetrefilleşmemesi için erteleyip duruyordu.
Ancak içerideki uygulamaları, ekibinde peş peşe verdiği fireler, sağlık reformu tartışması ve Rusya soruşturması nedeniyle adeta dört bir koldan sıkıştırılan Trump, öyle bir zamanda Kudüs hamlesini yaptı ki manidar... Tam da bölgede DEAŞ tehdidinin bitme noktasına geldiği konuşulurken İsrail-Filistin anlaşmazlığında yeniden sinirleri yerinden oynatan adımı Trump'ı diğer zorlu dosyalar düşünüldüğünde rahatlattı.
İsrail'e halihazırda Doğu Kudüs'te 1967 öncesi sınırlarına dönmesi çağrısı yapılırken Trump'ın yaptığı hamle, İsrail'in manevra alanını genişletti. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşların İsrail-Filistin sorununda durdukları nokta ortadayken Trump, hiçbir uyarıyı dikkate almadı ve belki de kendi geleceği için bölgeyi ateşe attı.
Peki, bundan sonra ne olur? Özetleyerek ifade edecek olursak... Kan, gözyaşı ve sefalet... Silah lobisinin karnını sıvazlamasına yol açan Kudüs hamlesi, zaten çözümsüzlükle sarılı olan Ortadoğu sorununu içinden çıkılmaz bir sürece itmiştir. İsrail'in hava saldırıları o kararın üzerinden daha bir gün geçmeden başladı. Filistin'de de intifada rüzgarı bir hayli sert esiyor. Tam da Suriye için Türkiye-Rusya-İran üçgeninde hayati adımların atıldığı bir dönemde bölgenin istikrar ayarlarını bozan bu gelişmeler, çatışmaların yoğunlaşmasına ve Lübnan gibi istikrarın pamuk ipliğine bağlı olduğu ülkelerde taşları olumsuz yönde oynatacaktır.
Bugün Arap dünyasının Filistin'de yaşananlar karşısında yeni bir samimiyet testiyle karşı karşıya olduklarını da belirtmek lazım. Zira bugüne kadar Filistin meselesinde sınıfta kalan Arap dünyası, gelecek için hiç de iyi sinyaller vermiyor. Lafın kısası, olan yine huzura ve barışa oldu...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.