Hava Durumu

Suriye-Irak bitti, sıra Körfez'de mi?

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2018 07:27
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2018 07:27

Irak ve Suriye genelinde istikrarsızlık ve şiddet sarmalı, can yakmaya devam ederken küresel güç odaklarının pusulası, son dönemde Körfez ülkelerini göstermeye başladı. İslam coğrafyasında gelir adaletsizliği ve terörün açtığı yaraların onarılması her geçen gün güçleşirken yerel aktörlerin sınırsız desteğiyle cesaret alan küresel odaklar, bölgenin dengelerini altüst eden girişimlerini daha da sertleştiriyor.
Kuzey Kore-Güney Kore tarihi barışı için ilk adımların atılmasının ardından gözler, yeniden Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin olduğu alanlara çevrildi. Bu gerginlik alanlarına Ermenistan'ı da eklemek mümkün.
Bu alabildiğine geniş coğrafyada sorunların kaynağı, mevcut yönetimlere karşı duyulan öfkenin dış güçler tarafından çok kolay şekilde manipüle edilebilmesi. Suriye ve Irak'ta belirsizlikler giderek arttıkça, rant ve sömürünün boyutları küçüldükçe yeni adreslerin aranması doğal hale geliyor.
Son günlerde Körfez ülkeleri arasında yeniden alevlenen kriz ateşi, kısa zaman öncesine damga vuran krizi hortlatacak nitelikte. Yemen ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki ada hakimiyeti konusunda patlak veren son olay, küçük çaplı çatışmaları beraberinde getirir. Tabii ki iş, sadece bu iki ülke arasında kalmaz. Suudi Arabistan ve İran etrafında kümelenecek bölge ülkeleri, bölgesel bir savaşın aktörleri pozisyonuna sahip olabilir.
İran, bu denklemde çok kritik bir ülke. Hem bölgesindeki hakimiyet alanı hem de Suriye meselesinde Türkiye ve Rusya ile birlikte kilit rolde olması hasebiyle ağırlığı çok ciddi. İran ile Suudi Arabistan arasındaki gerilimin perde arkasındaki en önemli güç ise Amerika Birleşik Devletleri.
Suudi Arabistan liderliğindeki bazı Körfez ülkeleriyle hiç olmadığı kadar iyi ilişkiler kuran ABD Başkanı Trump, büyük resme bakıldığında İran'ın hakimiyet alanını daraltmanın peşinde. Trump'ın son Körfez ziyaretinden sonra Katar üzerinden İran'a verilen mesajı hatırlayacak olursak durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamamız yeterli olur.
Nisan sonu, mayıs başından itibaren İran üzerinden yeni bir gerilim durumunun söz konusu olduğu ortada. Bunun nedeni de ABD Başkanı Trump'ın nükleer müzakereler üzerinden peş peşe verdiği olumsuz sinyaller... Trump, 12 Mayıs günü İran ile nükleer müzakerelerin ne olacağı konusunda kararını verecek. Trump'ın tehditvari açıklamalarına tepki gösteren Tahran yönetimi de aynı sertlikte, nükleer anlaşmayı yeniden müzakere etmeyeceğini duyurdu.
ABD, İran ile ticaret yapan ülkeleri de kimi zaman açık açık, kimi zaman da perde arkasından uyarıyor. Bu da İran'ın hem bölgesel hem de küresel anlamda gücünün sarsılması anlamına geliyor.
12 Mayıs sadece ABD-İran ilişkileri açısından değil, Körfez bölgesi ve Ortadoğu'nun geleceği açısından çok kırılgan. Bu kırılganlık, büyük sarsıntılara yol açabilecek potansiyelde. Irak ve Suriye'de belirsizliğin zirve yaptığı bir dönemde bu düzlemde yaşanacak gelişmeler, iyi okunmalı...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.