Bursa, tarım mı? Sanayi kenti mi?

Bu köşemin başlığını gururla atmak isterdim.

Ama üzülerek söylemeliyim ki hızlı göç, çarpık yapılaşma ve hızına yetişemediğimiz bir sanayileşme...

Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşı sonrası ilk mecliste kaleme aldığı şu satırlarla yazıya başlamak daha doğru geldi bana;

"Milli ekonominin temeli tarımdır. Eğer milletimizin büyük çoğunluğu çiftçi olmasaydı, biz bu gün dünya üzerinde olmayacaktık. Türkiye'nin gerçek sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan da köylüdür."

İşte, bu sözler Türkiye'de ki tarımın ne denli önemli ve desteklenmesi gerektiğini özetliyor.

Osmanlı'nın ilk başkenti olan Bursa; günümüz Türkiye'sinin en kalabalık dördüncü kenti.

Uludağ'ın eteklerinden Bursa ovasına doğru yayılan kentimizin ekonomisi tarım ve sanayi üzerinden dönüyor.

1960'lı yıllara kadar tamamen tarımla geçinen, sulak ve bereketli ovasında her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği bu toprakları ne yazık ki koruyamadık.

1970'li yıllarda başlayan hızlı sanayileşme ve otomotiv sektörü ne yazık ki kentimize olan göçü ve çarpık kentleşmeyi tetiklemekle kalmayıp tusunamiye yol açan en büyük etken olmuştur.

30 yıl öncesine oranla şeftalinin, armudun, incirin, kestanenin, domatesin, soğanın ve fasulyenin başkenti olan; Türkiye'nin ihtiyacının neredeyse yarısını tek başına karşılayan Bursa, bereketli ovalarını koruyamadığı gibi sanayileşme ve çarpık yapılaşma ile adeta erozyona uğramış durumda...

Yine 30 yıl önce tarım ve hayvancılık konusunda kendi kendine yeten bir ülke iken, bugün samanı bile Bulgaristan'dan alır duruma düştük.

Halen 18 Organize Sanayi Bölgesi'nin bulunduğu ve yakın gelecek de 23'e çıkması planlanan Bursa'da tarım nasıl yapılabilinir ki?

Kaldı ki bir de organik tarım ile ilgili adımlar atıldığı ve yatırımlar yapıldığını duyuyoruz.

Organik tarım için 180 kilometrelik içinde herhangi bir sanayi kuruluşunun olmama şartı olduğunu biliyorum. Avrupa yasalarında ise bu 800 kilometre...

Organik meyve, organik sebze, organik yumurta ve tavuk...

Buna Bursa'yı değil; Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde 180 kilometre içinde bir sanayi kuruluşu olmayan kaç yer sayabilirsiniz ki?

İşte, Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün üstüne basa basa söylediği "Milli ekonominin temeli tarımdır" politikasından ne zaman vazgeçtiysek bu ülkenin de üzerinde kara bulutların tekrar dolaşmaya başlamış demektir...

Elbette herkesin görüşü farklı, tarımın iyi gittiğini savunan kesim de var.

Kötü gittiğini rakamlarla ortaya seren de var.

Ama şunu söylemeliyiz ki 1990'lı yıllardan sonra tarım ve hayvancılık sektöründe uygulanan yanlış politikalar sonucu ne yazık ki hem tarım hem de hayvancılık konusunda sınıfta kaldığımız bir gerçek.

25 yıl önce tarım ve hayvancılık da kendi kendine yetebilen sayılı ülkeler arasında iken bugün değil tarım ürünlerini ve hayvanları samanı bile 7 milyonluk nüfusu ve 110 bin metrekarelik yüzölçümü ile Türkiye'nin yedide birine bile sahip olmayan Bulgaristan'dan ithal eder duruma düştük!

Bu nedenle bende bu yazımızın başlığı olan;

"Bursa tarım mı?

Sanayi kenti mi?"

sorusuna cevabı sizlerin vermesini istedim...

Ne dersiniz?