Bursaspor'un işi şimdi 'dua'ya mı kaldı?

Bırakın bu işleri...
Bu işin duayla olacağına inananların kesinlikle aklıyla zoru var demektir.
Bu saatten sonra yapılacak tek bir şey var...
O da; futbolcuların giydikleri formanın değerinin bilinciyle canını dişine takarak Trabzonspor karşısında mücadele etmeleridir.
Çünkü; paranın, pulun geçmediği, kendimizi avutmaktan öteye gitmediğimiz sözün bittiği yerdeyiz.
Tek tesellimiz 14 yıl önce küme düştüğümüz pozisyonda bugün olmayışımızdır.
Hatırlayın, içeride dışarıda üst üste sekiz maç galip gelmemize rağmen düşmüştük.
Bugün ise durum çok farklı.
Trabzon'u yenmemiz yetecek...
Yani kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.
Diğer bir deyişle Süper Lig'den PTT Ligi'ne düşüp düşmeyeceğimize futbolcular karar verecek.
Bu yüzden hesaplarımızı Çaykur Rize-Alanya maçı üzerinden yapmaya gerek yok.
Yok efendim Cumhurbaşkanı Rizeliymiş, Trabzon bu yüzden maça asılırmış, Alanya'nın iddiası olmadığı için genç oyuncularını oynatacakmış mışlarla senaryo yazmak yerine Trabzon'u yeneceksin işi bitireceksin.
Yapılacak hesap, kitap budur.
Bursasporumuzun kader maçı niteliğini taşıyan karşılaşma için bugün Trabzon'da olacağız.

İşadamları daha ne yapsın

Bursaspor'un bu duruma gelmesinin faturasını başta BTSO Başkanı İbrahim Burkay olmak üzere işadamlarına kesmek vicdansızlıktır.
Nedense birileri bu durumu şöyle dillendirme çabasında;
"Bursa'da para kazanıyorlar, zengin oluyorlar ama iş Bursaspor'a para vermeye gelince kaçıyorlar"
Bu doğru bir yaklaşım değildir.
Şehre istihdam sağlayan, vergisini ödeyen, devletine ve yasalarına karşı ticari yükümlülüklerini yerine getiren işadamlarına Bursaspor'un başarısızlığını yükleyemezsiniz.
Bunları ortaya atanlara şunu sormak gerekiyor; takımın bugünkü durumu parasızlıktan mı yoksa başarısızlıktan mı?

İşte buna yanıyorum!

Bursa'da ne kadar önemli bir şehirde yaşadığımızın farkında değiliz ya, buna yanıyorum...
Birkaç günlüğüne uzaklaştığımızda dahi özlemini hissettiğimiz kentimizi kirletmeye kimsenin hakkı yoktur.
Bunları neden yazdığıma gelecek olursak.
Geçenlerde Büyükşehir Belediyesi Sahil Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında dikkatleri çekebilmek adına Kumsaz ve Kurşunlu sahillerinde yaptığı temizlik çalışmasında ortaya şu sonuç çıkmış.
Sahildeki atıkların tamamının insan kaynaklı olduğu, denize bırakılan bu atıkların görüntü kirliliğinin ötesinde denizdeki canlı yaşamı tehdit ettiği.
Bir taraftan koruyup kollanıp herkesin yararlanabileceği hale getirilen Allah'ın bu kente lütfu güzelliklerin, sorumsuz insanlarca kirletilmesi olacak şey değil.
Yazıklar olsun...