Hava Durumu
Web.tv
Seyyanen hayaller kurmanın öteki yüzü…
Yazının Giriş Tarihi: 06.01.2016 07:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.01.2016 07:29
Bu hep böyle olagelmiştir.
İşçi, memur, emekli, asgari ücretli fark etmiyor.
Bordroya talimli çalışanın aylığı için ne zaman 3 kuruşluk artış müjdesi verilse sonu hep hüsranla bitmiştir.
Ele avuca gelmeyen artış miktarının sıcaklığını cebinde, birkaç gün dahi olsa hissetmesi nasip olmamıştır aylıkçı vatandaşıma. Oysa nasıl da umutlanmıştı emekli Halim amca, Nuriye teyzem ve diğerleri…
Aylığına yapılacak 100 liralık seyyanen artışla ne de güzel hayaller kurmuştular oysa. Halim amca biraz olsun soluklanmanın tadını çıkaracak, Nuriye teyze 100 lirayı nerede harcayacağının tatlı rüyalarını görüyordu, olacaklardan habersiz.
Yeni yılın ilk günlerinde başlayıp aralıksız devam eden zam sağanağı ile bir güzel sırılsıklam oldu herkes. Aylığına gelen artışın, kendi aleyhine kurgulanan rakamlar oyunundan ibaret olmasıyla yüzleşmek bu olmalıydı.
Orta direğimin hayal kırıklığı resmiyetin sıraladığı zamlarla sınırlı kalmadı elbette. Ağır kış koşulları da başının belası oldu bir şekilde. Eline çek- çek arabasını alarak pazara çıkma cesareti gösterenlere de sevimsiz sürprizler hazırladı çarşı pazar piyasası. Sebze meyve hazretleri de çıldırmış fiyatlarıyla öyle bir havalara girdi ki bu günlerde, sormayın gitsin. Sahiden bu kış sadece hava koşularıyla değil, hesap kitap konusu da çok zorlayacak herkesi.
Neyse efendim, emeklim, aylıkçım, bu karamsar tablo ile içinizi karartmayayım.
Hayat tüm ekonomik zorluklarına rağmen, aldığın nefes ve hissettiğin mutluluklarla o kadar anlamlı ki. İnan, seyyanen hayallerin yanında hiç kalır…
Bursa’dasın, hava bıçak gibi, vakit geceye yüz tutmuş ve bir sokaktan geçiyorsun.
Karanlıkta bir duvarın dibinde hayal meyal bir beden tanımlıyorsun.
Yanına yaklaşıyor ve eğiliyorsun. Kartonları döşek, rengi belli olmayan paltosunu yorgan yapmış birini teşhis ediyorsun.
Bir şeyler soruyorsun, cevap alamıyorsun. İçin burkuluyor. Omzuna dokunduğun bu adamın, kemikleri sızlatan gecenin sabahına çıkar mı çıkmaz mı kaygısı kaplıyor içini. Ayrılamıyorsun oradan. İşte tam bu sırada ne yapman gerektiğini biliyor musun? Evsizleri barınma evlerine ulaştıracak telefon numarasını çeviriyorsun. Yani alo 444 16 05’i arıyorsun. Hadi kolay gelsin…
Türk Parasını Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikle, döviz taşımak suç olmaktan çıkarıldı.
Yorum: Vay be nereden nereye gelmişiz. Şimdi ise neredeyse döviz taşıyamamak suçluluk duygusu veriyor insana!
İşçi, memur, emekli, asgari ücretli fark etmiyor.
Bordroya talimli çalışanın aylığı için ne zaman 3 kuruşluk artış müjdesi verilse sonu hep hüsranla bitmiştir.
Ele avuca gelmeyen artış miktarının sıcaklığını cebinde, birkaç gün dahi olsa hissetmesi nasip olmamıştır aylıkçı vatandaşıma. Oysa nasıl da umutlanmıştı emekli Halim amca, Nuriye teyzem ve diğerleri…
Aylığına yapılacak 100 liralık seyyanen artışla ne de güzel hayaller kurmuştular oysa. Halim amca biraz olsun soluklanmanın tadını çıkaracak, Nuriye teyze 100 lirayı nerede harcayacağının tatlı rüyalarını görüyordu, olacaklardan habersiz.
Yeni yılın ilk günlerinde başlayıp aralıksız devam eden zam sağanağı ile bir güzel sırılsıklam oldu herkes. Aylığına gelen artışın, kendi aleyhine kurgulanan rakamlar oyunundan ibaret olmasıyla yüzleşmek bu olmalıydı.
Orta direğimin hayal kırıklığı resmiyetin sıraladığı zamlarla sınırlı kalmadı elbette. Ağır kış koşulları da başının belası oldu bir şekilde. Eline çek- çek arabasını alarak pazara çıkma cesareti gösterenlere de sevimsiz sürprizler hazırladı çarşı pazar piyasası. Sebze meyve hazretleri de çıldırmış fiyatlarıyla öyle bir havalara girdi ki bu günlerde, sormayın gitsin. Sahiden bu kış sadece hava koşularıyla değil, hesap kitap konusu da çok zorlayacak herkesi.
Neyse efendim, emeklim, aylıkçım, bu karamsar tablo ile içinizi karartmayayım.
Hayat tüm ekonomik zorluklarına rağmen, aldığın nefes ve hissettiğin mutluluklarla o kadar anlamlı ki. İnan, seyyanen hayallerin yanında hiç kalır…
444 16 05’i not alır mısınız?
Bursa’dasın, hava bıçak gibi, vakit geceye yüz tutmuş ve bir sokaktan geçiyorsun.
Karanlıkta bir duvarın dibinde hayal meyal bir beden tanımlıyorsun.
Yanına yaklaşıyor ve eğiliyorsun. Kartonları döşek, rengi belli olmayan paltosunu yorgan yapmış birini teşhis ediyorsun.
Bir şeyler soruyorsun, cevap alamıyorsun. İçin burkuluyor. Omzuna dokunduğun bu adamın, kemikleri sızlatan gecenin sabahına çıkar mı çıkmaz mı kaygısı kaplıyor içini. Ayrılamıyorsun oradan. İşte tam bu sırada ne yapman gerektiğini biliyor musun? Evsizleri barınma evlerine ulaştıracak telefon numarasını çeviriyorsun. Yani alo 444 16 05’i arıyorsun. Hadi kolay gelsin…
ZAMAN TÜNELİ
Türk Parasını Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklikle, döviz taşımak suç olmaktan çıkarıldı.
Yorum: Vay be nereden nereye gelmişiz. Şimdi ise neredeyse döviz taşıyamamak suçluluk duygusu veriyor insana!
Yorum Ekle
Yorumlar
