Hava Durumu

Yaptığımız her şey kaydediliyor

Yazının Giriş Tarihi: 21.09.2016 04:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.09.2016 04:53
Biz kimiz? Niçin yaratıldık? Nereden gelip nereye gidiyoruz?
Kim olduğumuzu, niçin yaratıldığımızı, nereden gelip nereye gittiğimizi ve ne olacağımızı hiç düşünmüyoruz. Çoğu zaman maddenin peşinde koşuyor ve manayı unutuyoruz. Böyle olunca da kuru bir yaprağın rüzgarın karşısında sağa sola savruluşu gibi, şer rüzgarların karşısında savrulup yolumuzu kaybediyoruz.
Müslüman kişi hesaba çekilmeden evvel kendisini hesaba çekendir. Nefsini hesaba çeken kişi çok az hata yapar veya çok az suç işler. Kendini hesaba çeken bir kişi, ne ekmişse onu biçeceğini bilir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle beyan buyrulur:
“Kim zerre kadar iyilik yaparsa mükâfatını, kim de zerre kadar kötülük yaparsa cezasını bulur.” (Zilzal, 7-8)
Zaman hızla akıyor. Saatler, günler, haftalar, aylar, yıllar göz açıp kapayıncaya kadar tükeniyor. İnsan ömrü de böyle. Bu nedenle hızla akan ömrü, hayırlı ve faydalı işlerde geçirmek gerekiyor. Unutmayalım ki, hayatımız devamlı kayıt altına alınıyor. Yaptığımız her bir iş, iki melek tarafından kayıt altına alınıyor. Bu gerçek Kur’an-ı Kerim’de şöyle zikrediliyor:
“Üstelik, biri insanın sağ tarafına biri sol tarafına oturmuş iki alıcı melek de (onun yaptıklarını) kaydetmektedir. İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 17-18) 
Mademki, küçük büyük yaptığımız her şey kayıt altına alınıyor ve bunların hesabını vereceğiz, öyleyse kendimizi hesaba çekelim. Kalplerimizi kin ile değil, din ile dolduralım. Gaflet değil, ülfet insanı olalım. Zararlarımızı (günahlarımızı) kârlarımızı (sevaplarımızı) hesaplayalım ve kendi bilançomuzu çıkaralım. Günah kirlerimizi, gözyaşlarımız ve tövbe ile temizleyelim. Ömür sermayemizi kâra (sevaba) dönüştürecek önemli kararlar alalım.
Kısa ömrümüzde nefsimizin hoşuna gidecek davranışlar değil, ALLAH ve RESULULLAH’ın razı olacakları davranışların içinde olalım. Her gece nefis muhasebesi yaparak, günahlarımıza tövbe istiğfar edelim. Yarınlarımız ve geleceğimizin hayırlarla, bereketlerle, iyiliklerle, güzelliklerle geçmesi için büyük gayretler gösterelim. Bugünümüzü dünümüzden kârlı, yarınımızı da bugünümüzden hayırlı ve faydalı kılacak işler yapalım.

Kalplerin tabibi

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) “tabibü’l-kulüb” idi. Yani kalplerin tabibiydi. Onun mücadele ettiği insanların ise kalpleri hastalıklı, yürekleri taşlaşmıştı. Hastalıklı kalplerin ancak iman ile iyileşeceğini çok iyi biliyordu.
Eşi Ümmü Seleme’ye sordular:
“Allah Resulü (s.a.s) en çok hangi duayı okur?”
Ümmü Seleme validemiz şöyle cevap verdi:
“Ey kalpleri halden hale çeviren (Allah’ım)! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”

1 soru 1 cevap

Kabir azabı var mıdır?
Ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata “Kabir Hayatı” denir.
İslam inancına göre “kabir azabı” vardır. Buna delalet eden ayetler ve hadisler vardır. Nitekim bir hadis-i şerifte buyruluyor ki:
“Kabir ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse eğer o duraktan kurtulursa sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulamazsa, sonraki durakları geçmek daha zordur.” 

Günün duası:

“Allahım! Seni zikretmek, nimetlerine şükretmek ve sana en güzel şekilde ibadet etmek için bana yardım eyle.”
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.