Hava Durumu

Ayasofya neden bu kadar önemlidir?

Yazının Giriş Tarihi: 10.07.2020 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.07.2020 08:02

Ayasofya,360 yılında Bizans İmparatoru İkinci Konstantin tarafından açıldı. 1204 yılında Haçlıların eline geçti ve 1261'e kadar Roma Katolik Kilisesi oldu. 1261'de Bizanslıların İstanbul'u yeniden ele geçirmesiyle Ayasofya Ortodoks Kilisesi olarak kullanılmaya başlandı.

29 Mayıs 1453'te, Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u ele geçirince Ayasofya'yı yaralı Bizans askerleri, kadınlar ve çocuklar için sığınma yeri yaptı. İlk birkaç gün ise ibadetlerine orada devam etmesine izin verdi.

1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Sultan Mehmet, "Ayasofya bundan böyle camidir" dedi...

KILIÇ HAKKI NEDİR?

Bir şehir eğer sulh ile elde edilemiyor da harp yoluyla elde ediliyorsa, İslam devletlerinde kadınlara ve çocuklara dokunmadan o şehirdeki ganimetler toplanabiliyor ve şehrin en büyük mabedi camiye çevriliyordu. Fatih Sultan Mehmet Han'da üstün zekâsı ve ferasetiyle bu şehre girmiş ve kılıcının hakkını vermek için Ayasofya'yı cami olarak ilan etmişti. Aslında bu bütün kültürlerde yapılan bir uygulamaydı.

İSLAM ÂLEMİ İÇİN NE İFADE EDİYOR?

İstanbul yedi tepe olarak bilinir ve birinci tepesi Ayasofya'yla başlar. Rivayet olunduğu üzere Peygamber Efendimiz(sav), Sahabe-i Kirama bu mabetten bahsediyor. İstanbul'un fethinin önemi de buradan geliyor aslında. İşte bu sebeple de Eyüp Sultan hazretleri gibi birçok sahabe de İstanbul kuşatmasına katılmış ve burada namaz kılmayı murat etmiştir. Eyüp Sultan Hazretleri şehit edilmeden evvel Peygamber Efendimiz' in sözüne hürmeten burada iki rekât namaz kılmak için kale kumandanına varıp izin istemiştir. Yalnızca en yaşlı olan kişiye izin verilmiştir. O yıllarda doksan küsür yaşında olan Eyüp Hazretleri, ölmeden evvel bu muradına ererek namazını kılmış ve o hengâmede sur dibinde şehit edilmiştir. Şu anda terler direk kıblesinin Eyüp makamı olduğu söylenir.

AYASOFYA NASIL MÜZEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ?

1934 yılında cami ibadete kapatıldı. 1935 yılında müze olarak açıldı. O yıllarda Ayasofya içindeki İslam'a ait bütün eserler dışarı çıkarıldı. Bir tek levhalar yani Allahü Tealanın, Peygamberimizin, Dört halifenin(Ebûbekir, Ömer, Osman ve Ali) ve Peygamberimizin torunları olan Hasan ve Hüseyin'in isminin yazılı olduğu 8 tane levhayı dışarı çıkaramadılar. Çünkü bu levhaların boyutu çok büyüktü, zaten bu sebeple de yapılırken mabedin içinde yapılmışlardı. Yaklaşık 15 sene kadar bu levhalar yerde bir köşede beklemiştir.

PEKİ, BU İŞE FATİH HAN NE DİYOR??

Sultan Mehmet, vakfiyesinde uzunca yazdığı: " Kim ki bu vakfiye'ye aykırı bir emir verirse..."diye bizleri ikaz ediyor. Ben hepsini buraya yazamıyorum ama siz muhakkak okuyun. Hatta şu an bu evrak Tapu kadastroda muhafaza ediliyor.

Evet, işte böyle... Ayasofya camiye çevrilecektir; mirasa sahip çıkmak gerek. Bu mabet anamızın ak sütü kadar helaldir. Bana kalırsa camiye çevirmekte geç bile kalındı. Bu arada dış seslere de şimdiden hazır olun. Ortodoks merkezi Rusya, Fener Rum, Kıbrıs Rum, Yunanistan ha bi de içerdeki sesleri unutmayalım tabi.

Ben bu seslerden daha çok Ayasofya'nın cami olarak açıldığı ilk gününde duvarına yapışan kamet seslerine odaklanmış bulunmaktayım şu an.

Hiç bu kadar heyacanım tarih kokmamıştı...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.