Hava Durumu

Bilim, bilim insanı ve Kayıhan Pala

Yazının Giriş Tarihi: 03.09.2020 07:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.09.2020 07:58

İnsanoğlu bilmediği şeylere karşı korkma eğilimi gösterir. İnsanların yüzyıllar önce şimşek çakmasından, güneş tutulmasından ve benzeri afetlerden korkmaları duruma örnektir.

Korku ve merak ile başlayan öğrenip araştırma süreci, daha iyi yaşam, üstün olma gibi isteklerle devam etmiştir. Bilim böylece değişik süreçlerden geçerek gelişim göstermiştir.

Bilimin temel amacı evren hakkında araştırma ve gözlemleme metodu ile tahminler yapmaktır. Bilinmeyenleri yanıtlamak ve insanlığa yararlı bilgiler ortaya sunmaktır. Bilimle uğraşılmasının nedeni, insanoğlunun evreni anlamaya çabasıdır.

Çeşitlilik, süreklilik, yenilik, ayıklanma bilimin temel nitelikleridir.

Burada çeşitlilik bilimsel çalışmanın özel kişilere, devletlere ya da kurumlara ait olmadığını, isteyen herkesin ve her kuruluşun bilimle uğraşabileceğini, din, dil, ırk, ülke ayrımın yapılamayacağını, ilgilendiği konulara herhangi bir sınır koyulamayacağını ifade eder.

Süreklilik ise; hiçbir zaman durmadığını ve durdurulamayacağını anlatır.

Yenilik sürekli yeni bilgilerin üretilmesini ya da var olan bilgilerin üzerine yenilerinin konularak farklı buluşlara imza atılmasını gösterir.

Ayıklanmada bilgilerin her zaman isteyen herkes tarafından denetlenebilme, yanlış bilgilerin ayıklanarak yerine doğruların koyulabilme özelliğini yansıtır.

Bilimi, bilim insanları yaparlar. Burada bilgili insanlar ile bilim insanları arasında bir fark vardır. Bilim adamının kafası her türlü karanlığa kapalıdır, aydınlıktır. O gerçeği arar, gerçeği bulur ve gerçekleri söyler, yayar. Yaşamını da ortaya koyar ancak gerçekleri söylemekten vazgeçmez. İşte iki örnek...

1616'nin İtalya'sındayız...

İtalyan bilim insanı Galileo 385 yıl önce dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü söylemişti. Bu fikirleri kilise tarafından yanlış olarak kabul edildiği için ölümle yargılandı. Galileo, 20 Eylül 1642 yılında ölünceye kadar ev hapsinde kaldı. Mahkemeden çıkarken şöyle diyordu:

"Her şeye rağmen dünya güneşin etrafında dönüyor"

2020'nin Türkiye'sindeyiz...

Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Bursa Tabip Odası eski başkanı ve TTB Pandemi İzleme Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, 21 Nisan 2020'de yaptığı açıklamasında şöyle demişti:

"Türkiye'de henüz salgının tepe noktasını görmediğimizi düşünüyoruz. Ben 2-3 hafta kadar önce tepe noktasının 20-27 Nisan arasında gözlenebileceğini, ondan sonra bir azalma olacağını ve Haziranın 2. haftasına kadar da sönümleneceğini tahmin ettiğimi yazmıştım. Bu tahminin ne kadar geçerli olacağını bu hafta hep birlikte göreceğiz"

Bu söylemi üzerine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmuştu. Savcılık görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü'ne göndermiş, Rektörlük de soruşturma açmıştı.

Rektörlük, soruşturmayı, görevlendirdiği soruşturmacının raporunun ardından, içinde Tıp Fakültesi ve Hukuk Fakültesi dekanlarının da olduğu, üç kişilik son soruşturma komisyonunun kararı doğrultusunda sonlandırdı.

KARAR NE ÇIKTI?

Kararda özetle şöyle denildi:

Pala'nın halk sağlığı alanında uzman bir bilim insanı olarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Halk Sağlığı Acil Durumu ve Pandemi olarak ilan edilen Covid-19 hastalığını izlemesinin, bilimsel veri toplamasının, değerlendirmesinin ve yayınlamasının akademik olarak olağan bir durum olduğu, ayrıca bu verilere dayalı görüş açıklamasının ise gerek Anayasa, gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri çerçevesinde, temel bir hak olan 'ifade özgürlüğü' kapsamında olduğu, soruşturulan durumun ise, "Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir" düzenlemesini yapan Anayasa'nın 27. Maddesi kapsamına uygun olduğu sonucuna varıldı.

SONSÖZ

Evet, bilim insanları tarih boyunca söylemlerinden ötürü sıkıntılar çekmiş, yaşamlarını kaybetmişlerdir. 1980'lerden sonra başlayan ve birçok değeri yitirdiğimiz toplumsal bir yozlaşma süreci yaşıyoruz. Bu süreçte bilim ve akademi dünyası da nasibini alıyor. Önünde akademik ünvanı olan ama bilimsel kimlikten uzak, tamamen siyasallaşmış akademisyenlerle karşılaşıyoruz. Kimi medyada, kimi diğer yerlerde.

Bu noktada bilimden sapmamış gerçek bilim insanlarımızı bilimin bir temel niteliği olan ayıklanma ile ayırmak ve onları korumak geleceğimiz için önem taşımaktadır.

Kayıhan Pala'ya geçmiş olsun diyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.