Hava Durumu

Çevre üzerine anımsatmalar

Yazının Giriş Tarihi: 07.06.2021 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.06.2021 08:03

Nasıl bir alışkanlıksa bizler, bazı önemli olayları yılın sadece bir günü anımsarız. 1972 yılında İsveç'in Stockhlom kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla, 5 Haziran günü Dünya Çevre Günü olarak kabul edilir.

Geleneksel modamız gereği 5 Haziran'da siyasilerimiz, STK'lar ve diğer kuruluşlar çevre ile ilgili mesajlarını yayınlar ve de çeşitli etkinlikler düzenler. O gün birşey yazmadım hiç olmazsa bir gün daha çevreden söz edilsin diye.

Neymiş şu çevre, bir göz atalım...

SANAYİ DEVRİMİ

Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, Avrupa'da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinelerin makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa'daki sermaye birikimini arttırmasına denir. Genelde başlangıç tarihi olarak 1760 kabul edilir.

Bilim adamları, 21. yüzyılın ilk çeyreğine gelindiğinde, Sanayi Devrimi'nin başladığı 18. yüzyıldakine göre, örneğin 1750 yılı ile karşılaştırıldığında, atmosferdeki karbondioksit oranının yüzde 40, metan gazı oranının da yüzde 150 arttığını belirtiyor.

Bu ne demek ? Şu demek. Dünyamız 4.5 milyar yıldır güneşin çevresinde dönüyor. İnsanoğlu da çeşitli aşamalarla yaklaşık 2.5 milyon yıldır var olduğu kabul ediliyor.

Bu iki buçuk milyon yıldır insanoğlunun atmosfere saldığı karbondioksit oranının 1750 yılındaki değerinin, yaklaşık yüzde 40'nı ve metan gazının da yüzde 150'sini arttırmayı, sadece 250 yılda sanayileşme ile başarmış(!) olduk.

Aferin bize(!). Bu ne yaptı? Bu bizi küresel ısınma adını verdiğimiz, bir yok oluşun başlangıcına getirdi.

NASIL OLDU?

Başta karbondioksit olmak üzere kükürt ve azot oksitleri ile metan gibi bazı gazlar, dünyaya düşen güneş ışınlarını emerek bu ışınların yeryüzüne dağılıp geri dönmesini engelliyor, ısıyı, tıpkı bir seranın içinde korunduğu gibi koruyor. Bu doğa olay sera etkisi, söz konusu bu gazlar da sera gazı olarak adlandırılır.

Bunu en çok yayan ülkelere göz attığımızda "Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ülkeleri, Hindistan, Rusya, Japonya ve Brezilya" sırlaması karşımıza çıkar.

Ülkemize baktığımızda Türkiye'de 2013 yılında toplam seragazı emisyonu 459,1 milyon ton karbondioksit eşdeğeri oldu. Bunun % 67,8'i enerji, % 15,7'si endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, % 10,8'i tarımsal faaliyetler, % 5,7'si de atıktan kaynaklanıyor.

ABD hükümeti kuruluşu Ulusal Okyanus ve Hava Dairesi (NOAA) son Küresel Isınma Raporu'nda 21. yüzyılın ilk 15 yılında, küresel ısınmada, 20. yüzyılın ikinci yarısına oranla herhangi bir yavaşlama olmadığını belirtiyor.

1987 yılında 196 ülkenin taraf olduğu "Ozon Tabakasını İncelten Maddelere İlişkin Montreal Protokolü" kabul edildi. Türkiye'nin 1991'de taraf olduğu protokol, sera etkisi yaratan bazı gazların kullanımını yasakladı.

1997 yılında "Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi" içinde imzalanan "Kyoto Protokolü" ise küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası en önemli çerçeve sayılıyor.

Kyoto Protokolü'nde sera gazı salınımlarının % 55'inden fazlasını üreten 160 ülke, karbondioksit ve sera etkisine neden olan beş gazın salınımını azaltmayı veya salınım ticareti yoluyla haklarını arttırmayı taahhüt ettiler.

SON SÖZ

Çevre konusu genelde bir miras olarak algılanır. Halbuki o bir miras değildir. Mirası seçiminiz ile büyütüp, küçültebilirsiniz. Veya tüketebilirsiniz. Ama çevre konusu bir emanettir. Sanki bir kutsal emanettir. Aynen insanın kendi vücudunun belirli bir süre kullanacığı bir emanet olduğu gibi, içinde yaşadığı dünya da bir emanettir.

O emanete nasıl bakarsanız, gerek bireysel olarak yaşam süreniz, gerekse küresel olarak da insan uygarlığının dünyada kalma süresi azalır veya artar.

Seçim insanındır. Akıl bu işe yarar.

Darwin diyor ki "Doğaya uyum sağlayan türünü devam ettirir. Sağlayamayan yok olur." Bırakın doğayı değiştirmeye çalışmayı, akıl uyum sağlamanın önemine işaret ediyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.