Hava Durumu

Deprem ve Acil Eylem Planı

Yazının Giriş Tarihi: 09.11.2020 08:02
Yazının Güncellenme Tarihi: 09.11.2020 08:02

İnsanın doğa ile anlamsız ve akıldışı savaşı hangi yüzyılda olursa, olsun devam etmekte. Diğer canlılardan bir farkı olarak akıl sahibi olan ve ölümü ve de öleceğini bilen insan; akılsız ve pervasızca doğaya meydan okumaya devam ediyor.

Doğa olaylarını inceleyerek, çözümleyerek insanoğlu çeşitli bilim alanlarında bir takım yasalar oluşturdu. Ama yüz küsür yıl önce Darwin'e atfedilen "Ne en zeki olan hayatta kalır, ne en güçlü olan; hayatta kalan, değişime adapte olabilen ve içinde bulunduğu çevredeki değişime en iyi uyum sağlayabilendir." sözünü yok sayarak, doğayı umursamadan, doğaya meydan okuyoruz.

Bilim dünyası yırtınıyor. Deprem öldürmez, bina öldürür, diye. Deprem bir doğa olayı ve bina ise insanın yaptığı.

Ama sonuçta ne oluyor? Rahmetli Uğur Mumcu'nun dediği gibi "Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan" sözde uzmanlar sosyal medyadan, medyaya kadar uzanan bir alanda ahkam kesmeye devam ediyor. Kuşkusuz bu sadece deprem özünde olan bir konu değil, gündemdeki her konunun sözde uzmanları(!) hep aynı insanlar.

NE YAPILMALI?

Depremlere hazırlanmanın üç ayağı olduğu ortada.

"Depremden önce yapılması gereken çalışmalar. Deprem anında insanlarımızın yapması gerekenlerin öğretilmesine yönelik çalışmalar. Deprem sonrası çalışmalar."

Tartışmasız bunlardan en önemli olanı, riski neredeyse sıfırlayabilecek olan depremden önce yapılması gereken çalışmalardır.

1999 DERPREMİ NE ÖĞRETTİ?

1999 Marmara Depremi bizlere şunu öğretti:

" Öncelikle kamu ve özel sektör ile vatandaşımız beton kalitesinin veya daha bilimsel ifadeyle yüksek mukavemetli betonun işe yaradığını öğrendi, benimsedi.

Ayrıca inşaat yapımındaki denetimsizliği gidermek amacıyla yapı denetimi kararnamesi çıkartıldı. Denetim kamusal bir hizmetti ve sektör içerisindeki yerini aldı."

1999 ÖNCESİ YAPILANLAR NE OLACAK?

Bunun için çıkartılan 6306 sayılı Kentsel dönüşüm yasası yeterli olmadığı ortada. 2012 yılında yürürlüğe konulan yasa dertlerin çözümüne katkıda bulunmadı, adeta sektöre yeni bir rant alanı getirdi. Dolayısıyla parsel ya da ada bazlı olarak yapılan dönüşüm çabaları yetersiz kaldı.

Dolayısıyla bu konu bir Milli Güvenlik konusu olarak algılanmalı, sözde değil özde bir Deprem Acil Planı oluşturulmalıdır.

BU NASIL OLMALI?

Bu konunun nasıl hayata geçirilmesi gerektiğini TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak'a sordum. O konunun uzmanı olarak kentlerin bütünsel bir bakış açısı ile ele alınması gerektiğinin şart olduğunu belirten Albayrak, şunları söyledi:

"Kentlerin bütününün ele alınabileceği, 1999 depremi öncesi bütün yapıların dahil edilerek inceleneceği, hızlı değerlendirme teknikleri içeren yeni bir yasa ile yerel yönetimler desteklenmeli ve en yakın zamanda yola çıkılmalıdır.

Bu çalışma ciddi bir planlama gerektiriyor. Başta İnşaat Mühendisleri Odası olmak üzere ilgili akademik odaların ve Üniversitelerin dahil edileceği çok ciddi bir ön hazırlık gerektiren bu çalışmalar siyasete kurban edilmemeli; siyaset üstü kabul edilmelidir. Seçim kaygısı taşımamalıdır.

Bu konu özellikle KAF(Kuzey Anadolu Fayı) oluşturması muhtemel depremde zarar görecek olan başta İstanbul ve Bursa dikkate alındığında Milli güvenlik sorunu olarak görülmelidir. Belediye yönetimleri değişse de planlanmış çalışmalara olduğu gibi devam edilmelidir.

İşte bu uzun vadeli çalışmaları içeren planın tamamın adı Deprem Acil Eylem Planıdır.

Önce 1999 öncesi yapıların tamamının envanterinin çıkarıldığı, risklerinin belirlendiği yapılar için nasıl bir çözüm olacağı bölge bölge bu acil eylem planı içerisinde tarif edilmelidir.

Bu planlama yapılmadan yarınlara hazır hale gelemeyeceğimiz artık anlaşılmıştır.

Dolayısıyla kaybedilecek vakit yoktur."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.