Hava Durumu

DOSAB Buhar ve Enerji Projesi

Yazının Giriş Tarihi: 07.08.2014 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.08.2014 08:05

İçinde yaşadığımız ülkede sanayi kuruluşlarını teşvik ve koruma amacıyla, ilk kez 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu, sanayinin tanımını yapmakta ve sınıflara ayırmaktaydı.
Bu dönemde devlet, temel tüketim ve ara malları alanında ithal ikamesi sağlamak amacıyla üç beyaz ve üç siyah projesine öncelik vermiştir.
Un, şeker, pamuklu üç beyazı: kömür, demir ve akaryakıt da üç siyahı temsil ediyordu.
Bu temel malların yurtiçinde üretilmesi ile hem döviz tasarrufu sağlanacak, hem de dışa karşı bu maddeler için bağımlılık kalmayacaktı.
1931 yılında, özel sektör girişimlerinin ülke kalkınmasında yetersiz kalması sonucu, programa devletçilik alındı.
Ve 1. Beş Yıllık Sanayi Planı,  1934 yılından itibaren uygulamaya konmuştur.
1933 yılında, Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi Kredi Bankası kaldırılarak bunların yerine Sümerbank kuruldu.
Sümerbank'ın faaliyetlerinin ana amacı, özel sektör sanayiinin kredi ihtiyaçlarını karşılamak ve esas görevini sanayi planının uygulanması teşkil etti.
Sümerbank, aynı zamanda daha sonra kurulan diğer devlet kuruluşlarına da örnek oldu.
1935 yılında yeraltı kaynaklarının araştırılması için Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), elektrik enerji kaynaklarının değerlendirilmesi için Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EİE), maden ve elektrik işletmelerini kurmak ve işletmek amacıyla Etibank kurulmuştur.
1960’lı yılların ikinci yarısından sonra da sanayide ağırlık özel sektöre geçmeye başladı.
Ülkemizdeki ilk Organize Sanayi Bölgesi olan Bursa Organize Sanayi Bölgesi kuruldu.
***
Bunları neden yazdım?
Bakın bu ülkede sanayi yıllardır büyük gelişmeler gösterdi. Ama temelde, anlayışta değişen bir şey yok.
1927 yılında sanayi teşvik kanunun gerekçelerinden olan “hem döviz tasarrufu, hem de dışa bağımlılığın azaltılması” mantığı için aradan 87 yıl geçmesine rağmen girişimcilerimiz hâlâ savaşım veriyor.
2014 yılında, Türkiye’nin en modern  ve en çevreci sanayi bölgelerinden biri olan DOSAB, “bölgesi içinde, sadece bölgesindeki fabrikalarının gereksinimi karşılayacak bir buhar ve enerji üretim tesisini” kurmak için kamuoyunu ikna etmeye çalışıyor.
Ne acı değil mi?
Dış ticaretin açığındaki büyük bölümü oluşturan enerji ithalatına, 10 yıl içinde 1 milyar dolarlık katkı sağlayacak bir projeyi kötülüyoruz.
Neden?
Nedenini bilenler biliyor...

Toplantıda kimler vardı?

DOSAB’da, DOSABSİAD binasında düzenlenen DOSAB Buhar ve Enerji Üretim Tesisi Proje tanıtım toplantısında çok sayıda gazeteci katıldı.
Toplantının açılışı  DOSAB Danışmanı Celil İnce kardeşimiz yaptı.
Önce yeni projelendirilen tesisin bir tanıtım filmini izledik.
Onun ardından DOSAB YKB Ferudun Kahraman güzel ve etkili bir konuşma yaptı.
Konuşmasında bu projenin bölgeye ve Bursa’ya katacaklarını dile getirdi.
Projenin teknik özelliklerini ise bir sunu ile bizlere   DOSAB Müdürü Serhat Şengül anlattı.
Daha sonra da soru ve yanıt bölümüne geçildi.
Toplantıya DOSAB adına katılan isimler şunlardı:
“DOSAB YKB Ferudun Kahraman,  DOSAB YKB Yardımcısı İlhan Sarı,  DOSAB YKÜ Burhan Çakır, Haluk Topbaş, DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül  ve de DOSABSİAD YKB Orhan Tezyapanlar.”

Ferudun Kahraman ne dedi?

DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman konuşmasında özellikle şu soruların yanıtlarına yer verdi.
“Neden böyle bir proje ortaya koyduk?  Bu tesisi neden  DOSAB’da kurmaya karar verdik? Niçin kömür kullanıyoruz? Çevre ve insan sağlığı konusunda ne tür önlemler alıp, yatırımlar yapacağız? “
Ferudun Kahraman bu kritik sorulara şu yanıtları verdi:
“DOSAB, tekstil ve otomotiv sektörü firmalarının yoğun olduğu, buhar ve elektrik tüketimi yüksek düzeyde olan ülkemizdeki birkaç OSB’den birisi konumundadır. Bu sebeple, yasayla kendisine verilmiş olan kuruluş görevine uygun, ülke genel politikaları ile örtüşen buhar ve elektrik üretim santralı projesini ortaya koymuştur.
DOSAB, bugüne kadar elektrikte, suda ve doğalgazda, bölge sanayisine en ucuz fiyatı sağlamıştır. Böylece daha fazla istihdam yaratılmış, daha çok üretim ve ihracat yapılmış, daha fazla vergi ödenmiştir. Bölgede çalışan sayısı bugün 42 bin kişiyi bulmuştur. DOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi, çevresel etki değerlendirmesi yani ÇED başvurusunu 4 Haziran 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza yaptık. Böylece yatırımda yasal süreç de başlamış oldu. Bizler DOSAB sanayicileri olarak, buhar ve elektrik üretim santrali projesi ile milli ekonomiye büyük katma değerler yaratacağımıza inanıyoruz. Bunu yaparken de çevreye olumsuz etkimiz olmayağının garantisini ve taahhüdünü ÇED raporunda veriyoruz.”

Neden karşı çıkılıyor?

DOSAB’da sanayiciler, devletten birşey istemeden, kredi kullanmadan, dünyanın en modern teknolojisi ile Avrupa’da Çevre Ödülü’ne aday olacak bir Buhar ve Enerji Üretim Tesisi kurmak istiyor.
Bu güzel projeye de karşı çıkılıyor.
Sonuçta, 100 bacadan bir şey çıkmayacak, hepsi tek bacaya toplanacak ve 100 bacanın onda birinden daha az bir dışarıya verim olacak.
Bunun birkaç nedeni var.
Bursa’nın insanı kendi içinden çıkan değerlerin, kurumların, insanların başarısını hazmedemiyor.
Her alanda böyledir.
Kimileri niye ben bu işe giremiyorum, ortak olamıyorum diyor.
Kimileri benden izinsiz bir şey yapamazsınız, diyor.
Kimileri başka nedenlerle bu işe karşı çıkıyorlar.
Kimileri bu fikre kendilerinin aklına gelmediği için karşı.
Bir gün bu emeği harcayanların haklılığı ortaya
çıkacak.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.