Günah keçisi BTSO

14 Ekim 1995 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından TMOK’nın merkezi olan Olimpiyatevi açılmıştı. Bu açılışa TMOK üyesi olarak davetliydim ama bir başka önemli olay daha vardı. 
13 Ekim 1995 tarihinde Olimpiyatevi’nde yapılan ilk etkinlik olan TMOK, Uludağ Üniversitesi ve Tofaş  Spor Kulübü’nün düzenlediği Basketbol Yaralanmaları Sempozyumu’nu ben ve Prof.Dr.Selçuk Küçükoğlu beraber organize ediyorduk.
TMOK’dan bir telefon geldi ve acilen İstanbul’a çağırıyorlardı. Soluğu İstanbul’da aldım. Rahmetli Başkan Sinan Erdem, Genel Sekreter Togay Bayatlı ve ben toplantıya girdik. Erdem ve Bayatlı “Cumhurbaşkanlığı korumalarının bir gün önceden salonu kontrol edip, anahtarları alıp gideceklerini, bu nedenle bu toplantıyı yapamayacağımızı” söylediler.
Yurtdışından konukların katılacağı ve tüm Türkiye’den 250 kişinin olacağı, organizasyonu için aylarca uğraş verdiğimiz Olimpiyatevi’nin ilk etkinliği tehlikedeydi. Tam 2.5 saatte iki büyüğümü de ikna ettim ve bizim toplantımıza da Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Juan Antonio Samaranch’ı getirmelerini sağladım. 
Ben devletin üst düzey güvenliği ile ilk kez orada tanıştım. Şansımız ise bir hafta öncesinden fark etmiş olmaktı.
hhh
Geçtiğimiz cuma günü Başbakan Ahmet Davutoğlu Bursa’daydı. Başbakanlık korumalarının çevrelerine ve özellikle basına davranışları gazete sütunlarına ağır biçimde yansıdı.
Aynı gün yapılacak olan BTSO’nun Ekonomiye Değer Katanlar toplantısına son anda basının alınmayışı da son sürpriz oldu.
Ve aranan günah keçisi olarak BTSO’yu bulduk. 
Günah keçisi kavramı Eski Ahit’te Kefaret Günü ayinlerinde Yahudi kavminin günahları simgesel olarak bir erkek keçiye yüklenmesinden gelir. Bu keçi kurayla seçilir ve Kudüs dışında bir uçurumdan aşağıya atılırdı. Antik Yunan’da veba  afetini önleme amacıyla bir kadın ve bir erkek seçip, taşlanırlardı. 
Halbuki burada BTSO’nun bir günahı olmamıştı. Basın için salonda masalar ayrılmıştı. Bir anda Başbakanlık korumaları devreye girince basın ile birlikte BTSO’nun basın bürosundaki görevliler bile dışarı çıkarıldı. Bu uzun süredir alışkın olmadığımız bir davranıştı.
***
Böylece ortaya resmen büyük bir kriz çıktı. İşin kötü tarafı krize müdahale edebilecek muhatap bulunamamasıydı. Bir görevli “şöyle, şöyle olacak” dedi ve ortalık boşaltıldı.
Evet, üst düzey devlet protokolünü ağırlamak zor iş ama bu kente son 10 yıl içinde defalarca Başbakan ve Cumhurbaşkanı geldi. Hiçbirinde böyle bir sıkıntı yaşanmadı.
Sonuçta günahı olmayan günah keçimize kızıp, rahatladık ve de günahını aldık.

Bozkurt Hoca, ÇEK’te konuşuyor

Bursa’da eğitimin öncü kuruluşu olan Çağdaş Eğitim Kooperatifi, bugün düzenlediği panel, konferans ve seminerlere bir yenisini daha ekliyor.
“Geleceğin öğrencisini yetiştirmek” başlıklı konferansta iki değerli bilim insanı bizleri bilgilendirecek.
Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ve Prof. Dr. Hasan Şimşek tarafından verilecek konferans, bugün saat:17.30’da ÇEK 3 Mart İlkokulu ve Ortaokulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek.
Evet, bu bilimsel etkinliği izlemek gerekiyor.