İki yüzlü, Binbir Surat ve "hiç"

Çoğumuzun ortak inanışı sinema sektörü ve romanın insanı geleceğe (olumlu-olumsuz) hazırlama noktasından bir enstrüman olarak kullanıldığıdır. Buna olan inancım her geçen gün daha da pekişiyor.

Sizleri şöyle bir zamanda "Geçmişe yolculuk" yaptırmak istiyorum.

Ay'a Seyahat ya da özgün adıyla De la Terre à la Lune, Jules Verne'in 1865 yılında yazmış olduğu, türünün ilk örneklerinden olan, bir bilimkurgu öyküsüdür. Bu romanın üzerinden 104 yıl geçer.

Apollo 11 uzay aracı 20 Temmuz 1969 günü saat 20:18'de (EEZ) Ay yüzeyine iniş yapar. Amerika Birleşik Devletleri'nin bu uzay uçuşunda astronotlar Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar olur. Hepimiz (o dönemi yaşayanlar) siyah beyaz ekranlarımızdan bunu heyecanla izledik.

Uzay Yolu, Gene Roddebberry tarafından yapılmış, 8 Eylül 1966'dan 3 Haziran 1969'a kadar yayınlanan 80 bölüm hazırlanmış, bunlardan 79'u gösterilmiş bir televizyon dizisidir. Bu dizi de Kaptan Kirk, Mr.Spock ve Dr.Mc Coy unutulmaz karakterlerdi. Ve en unutamadığım ise bir yere indiklerinde kahramanların ellerinden bir cihaz çıkartıp, "Atılgan beni duyuyor musun?" demesiydi. Çünkü o dönem kablosuz bir iletişim benim için hayaldi. Aradan 17 yıl geçti.

Motorola 1983 yılında tam 3.995 dolardan satışa sunduğu DynaTAC 8000X dünya tarihine ilk cep telefonu modeli olarak geçti. Hepimizin vazgeçilmezi oldu.

Tommiks çizgi romanı 1951 yılında İtalya'nın EsseGesse çizim-stüdyosu tarafından geliştirildi ve Capitan Miki adı altında 16 yıl süreyle çizilmeye devam etti.

Literatürümüze böylece tüm çizgi romanlar "Teksas-Tommiks" olarak geçti. Tommiks, Nevada'nın göbeğindeki Kulver (Coulver) Kalesi civarında düzeni sağlamakla görevlendirilir. İki alkolik karakter, Konyakçı (Doppio) ve Doktor (Salasso), her macerasında ona eşlik eder. Bu ikili, bir yandan kendilerini sürekli komik olayların göbeğinde bulurken; diğer yandan da arkadaşları Miki'nin yardımına koşmaktan geri kalmazlar. Hepsinin ortak düşmanı da koruculardan intikam alma hevesiyle her seferinde yeniden karşılarına çıkan kılık değiştirme şampiyonu Binbir Surat'tır (Magic Face). Daha sonra Binbir Surat'ın filmini de izledik.

İKİ YÜZLÜLÜK VE BİNBİR SURAT

1980 öncesi öğrenci olaylarının yoğun olduğu dönemde okuduk. Sağ-sol çatışmalarının olduğu dönemdi. İnsanlar kategorize edilmişti. Sağcı, solcu, lümpen veya dinci. Böyle bir sınıflama söz konusu idi ama herkes kimin neyi yapacağını veya yapamayacağını bilirdi.

İnsanların bir yüzü vardı. Kuşkusuz o dönemlerde iki yüzlü insanlar vardı. Ama daha fazlası yoktu.

En kötü olasılık ihtilal olurdu. Oldu da. Liderler ve iktidarlar değiştirildi. İhtilalle.

En fazla insanlar iki yüzlüydü. Onlar da suyun yüzüne çıkardı, insanlar onu bilirdi. Her zaman olduğu gibi güçten yana olanlar, fırıldak dediklerimiz vardı.

Amma ve amma...

Kimse kimseyi kasetle değiştirmedi.

Şu anı anlamakta güçlük çekiyorum. Ne komik. İki yüzlü insanları arıyorum.

Şimdi herkes Tommiks'teki gibi Binbir Suratlı(Yüzlü).

Dünya görüşü ne olursa olsun herkes cihatta ve cihatta yapılan her şey mübah(Yapılması dince sakıncalı değil).

Şimdi Tommiks'i daha iyi anlıyorum. Binbir Surat'ı neden yakalayamadığını anlıyorum.

SON SÖZ

Ey insanım "Quo Vadis?/Nereye Gidiyorsun?".

Ey insanım nedir bu hoşgörüsüzlük?

Ey insanım nedir bu seviyesizlik?

Ey insanım nedir bu kibir?

Ey insanım nedir bu bilgi sahibi olmadan, fikir üretmeye çalışma cahilliği? Ey insanım nedir bu tüm kavramları dejenere edip, değerlerin altını boşaltma çabası?

Kazandığını mı sanıyorsun? Asıl kazandığını sanırken, kaybediyorsun.

Neyi bırakıyoruz, çocuklarımıza, torunlarımıza, geleceğimize?

"Bir koca hiç mi, bırakacağız?"

Bırak geleceğimize "hiç" bırakmayı. Sen "hiç" olmaya bak. "Her şeyi ver". Ancak o zaman "verdiğin şey, senin olur". Her şeyini veren birisinin hiçbir şeyi kalmaz, işte ancak o zaman her şeye sahip olabilirsin.