Hava Durumu

İş dünyası, COVİD, spor ve sağlık (I)

Yazının Giriş Tarihi: 18.06.2020 08:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.06.2020 08:21

Önceki gün zoomda "Covid-19 pandemisi sporu nasıl etkiledi? Sporcular, spor kurumları ve sponsorlar, karantina süreçlerinde neler yaptı? Spor dünyası yeni normallere nasıl uyum sağlayacak?" konulu bir panel izledim.
Sportsnet Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülüm yönetiminde Cengiz Eroldu(TOFAŞ CEO ve TOFAŞ Spor Kulübü Başkanı), İpek Soylu(Milli Tenisci), Renay Onur(Spor İstanbul), Naz Aydemir Akyol(Milli Voleybolcu), Tankut Turnaoğlu(P&G), Yavuz Olken(AXA Sigorta) bilgilerini ve deneyimlerini de paylaştılar.
Bu paneli izlerken aklıma COVİD'e karşı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi noktasında hareketin ve sporun önemi geldi. Bu alanda eğitim görmüş, doktora yapmış bir insan olarak bazı bilgileri ve önerileri sizlerle paylaşmak istedim.

SPOR VE SAĞLIK

Öncelikle burada bir temel ayırımdan söz edeceğim. Spor diye kastettiğim performans sporu değil. Rehabilitif, rekreasyonel, sağlık için yapılan hareket ve spordan söz ediyorum. Çünkü performans sporu(profesyonel takım ve bireysel sporlar) insan sağlığı üzerine yoğun biçimde zararlı etkiler de yapabilir.
Yaşam genelde hareket ile tanımlanır. Tarih boyunca uygarlık gün geçtikçe büyük bir hızla gelişmeler gösterirken, otomasyon ve mekanizasyonun getirileri her gün insanı daha az hareket eder hale getirmektedir. Örneklemek gerekirse; genel üretimdeki insanın fiziksel aktivitesi 19. yüzyılda %92 oranındaydı. Günümüzde ise bu oran gelişmiş ülkelerde %15'in altına düştü. Bu da beraberinde hipokinetik/hareket azlığı hastalıkları diye bir hastalıklar grubunun doğmasına neden olur.


Halbuki insanın uygarlık tarih boyunca gelişme ve evrimleşme süreci çok yoğun bir hareketlilik içinde geçer. Doğa olaylarından korunmak, vahşi hayvanlardan korunmak, beslenebilmek ve türünü devam ettirmek için insanoğlu sürekli bir mücadele içindeydi. Günümüzde ise bu döngü tersine döndü. Uygarlık her geçen gün insanı daha az hareket eden bir hale getiriyor. Hele hele bu pandemi(salgın) döneminde evlere tıkılarak, toplantılarımızı sanal ortamda yaprak, ofisimizi evimize taşıyarak, hareketlerimizi daha kısıtlar bir hale geldik.

BİR ARAŞTIRMA

Kuzey Amerikanın Wisconsin Üniversitesi Biyodinamik laboratuvarlarında 1967 yılında bir araştırma yapıldı. Araştırmanın konusu "Koroner damar hastalıklarından koruyucu egzersizler" di. Bu projeyi üniversite hastanesinin kalp uzmanları, biyodinamik laboratuvarlarının doktorları, spor bilimleri doktorları ve uzmanlar yürüttüler. Projenin başında ise spor Fizyolojisi bilgini Prof. Dr. Bruno Balke vardır. İşte, dünyadaki sağlık için spor konusunda yapılan bu ilk geniş kapsamlı bilimsel çalışmada bir de Türk bilim adamı vardı. Dr. Necmettin Erkan bu önemli çalışmada bulunan bilim adamlarından birisiydi. (Necmettin Hoca'yı tanıma ve çalışmalarından yararlanma fırsatım oldu.)
Araştırma önce üniversitenin 359 profesörü arasında yapıldı. Ve koroner damar hastalıklarına yakalanma olasılığı fazla olan, iki ya da daha fazla risk gösteren 101 profesör seçtiler. Koroner damar hastalıklarında risk faktörleri olarak aşağıdaki faktörler göz önüne alındı:
"Yavaş yaşantı fiziksel güçsüzlük, yüksek düzeyde kolesterol, hipertansiyon, yüksek kan-yağ düzeyi, aşırı şişmanlık, ağır sigara alışkanlığı, zorlu sorumluluk dolu bir iş yaşantısı ve EKG de şüpheli bulgular."
Bu 101 profesör iki deney, bir de kontrol grubuna ayrıldılar. Daha sonra çeşitli egzersiz programlarına alındılar. İlk grup yürü-koş grubuydu. İkinci gruba sportif oyunlar oynatıldı. Son grup ise kontrol grubuydu.
Birinci gruba haftanın üç günü 30-45 dakika koşu -yürüyüş yaptırılıyordu. Bir süre sonra bu grup tempolu bir koşuyu 30-45 dakika sürdürebilecek duruma geldi. Oyun grubu ise haftanın 3 günü 45-50 dakika süreli oyun derslerini bir lider denetiminde görüyorlardı. Basit koşmaca, basketbol, voleybol gibi oyunlar öğretildi. Kontrol grubu ise ancak haftada bir 35-40 dakikalık bir yürüyüş yapıyordu.
Her 3 grupta her 3ayda bir muayeneden geçiriliyorlardı. Sonuçta bu orta yaşların oluşturduğu gruplarda şaşırtıcı bulgulara rastlandı. İlk iki deneysel gruptaki profesörler kilo kaybetmeye ve 2-2. 5 ayda normal fiziksel görünüm almaya başladılar. Altı ay sonunda fazla kilolu kimse kalmamıştı. Kalp ve damar hastalıklarında önemli bir tehlike nedeni olan hipertansiyonları kalmamıştı. EKG'lerinde önemsiz bazı anormallikler olan profesörlerin bu anormalliklerinin tamamen ortadan kalktığı gözlendi. Kan, kolesterol ve yağ düzenlerinde kişiden kişiye değişen değişiklikler görülmekle beraber bunların normale doğru yavaş yavaş indiği görüldü. (Devamı cumartesi günkü yazımda)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.