Hava Durumu

Musibet, nasihat ve kehanet

Yazının Giriş Tarihi: 31.03.2020 07:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.03.2020 07:52

Ne demiş atalarımız?

"Bir musibet, bin nasihattan iyidir"

Peki, biz ne yapmışız?

"Başımıza gelen musibetlerin hiçbirinden ders çıkartamamışız."

Sadece biz mi böyle yapmışız?

"Hayır! Tüm insanlık tarihsel süreçlerde insanlığın başına gelen hiçbir musibetten ders çıkartmamış."

Şimdi bazı iyimser bakışa sahip insanlar, Korona virüs musibetinden sonra insanlığın büyük bir ders çıkartacağını, evrensel sorunlarla -açlık, küresel ısınma- yoksulluk, temiz su- sağlık- mücadele etmek için tüm devletlerin bir araya geleceğini, tüm dünyanın sorunlar için ortak hareket edeceğini düşünüyor.

Ama ben ise bunun böyle olmayacağını, dünyanın ulus devletler bazında daha otoriter bir döneme gireceğini, bu dönemi başarılı yöneten liderlerin kalacağını, yönetemeyenlerin değişeceğini, hatta ve hatta bazı ülkelerin sınırlarının değişeceğini düşünüyorum. Bu süreç yaşandıktan sonra bizleri asrın ikinci yarısında daha ilginç bir dönem bekleyecek.

Ne mi o?

Gelişen teknoloji ile bir süre sonra kaybolan bir işçi sınıfını göreceğiz. Kaybolan işçi sendikalarını göreceğiz. Tamamı yapay zeka ile çalışan makinaların kurduğu sendikalar patronlarla toplu sözleşme masasına oturacak. Kısa bir sürede beyaz yaka kavramı ortadan kalkacak. Marks'ın artı değeri o zaman farklı sorgulanacak.

Ben kahin miyim, bu kehanetlerde bulunuyorum? Elbette hayır. Ama bir Kızılderili özdeyişini anımsatıyorum:

"Kehanet, muhtemel bir olayı kesin bir bakış ile görmekten başka şey değildir. Hava ya bulutlu olacaktır, ya da güneş açacaktır."

Ayrıca nelerin olacağından değil, nelerin olmayacağından hareket ederek bu sonuçlar üzerine kurgular yapıyorum.

Yine bir Kızılderili özdeyişi şöyle der:

"Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şimdiki usul bu değil ama inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler."

Sanmıyorum. Ama umut ediyorum. Yüreğim umut ediyor, ama aklım olmayacak diyor.

ŞANS MI, ŞANSSIZLIK MI?

Evet, şöyle bir yaşantıma göz attığımda kuşağımızın ne ilginç bir döneme denk geldiğini görüyorum. Aya inildiği, uzayda istasyon kurulduğu bir dönem. Teknolojik gelişmelerin nerede ise tüm değişimlerin - radyodan, televizyona; bilgisayardan, internete; cep telefonundan, yapay zekaya- yaşandığı bir dönem. Birçok ekonomik krizin yaşandığı bir dönem. Birçok darbenin yaşandığı bir dönem. Utanç duvarının yıkıldığı, komünist Çin'in dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda ilerlediği bir dünya.

Ne demişti Kızılderili şefi;

"Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Belki de bu kadar çok doğanın ve dünyanın dengeleriyle oynadığımız için bu durumdayız, para gerçekten yenmiyormuş. Aptal virüs(!) zengin, fakir; cahil, eğitimli ayırımı yapmıyormuş. Bu virüsten adam olmaz, yakında bunun da genetiğini değiştirirler. Aynen insan olmanın mayasını değiştirdikleri gibi.

Sağlıkla kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.