Sistem değişmeli mi?

Uzun yıllar meslek hayatımda tanık olduğum ve hiçbir zaman değişmeyen bir takıntıdan söz etmek istiyorum. Ülkemizde siyasetçilerin, akademisyenlerin, aydınların temel takıntısı veya kıramadıkları bir paradigmaları vardır. Bu da “sistem değişmeli” takıntısıdır.
Ancak sistem değiştiğinde iktidar olabileceklerine inanan siyasetçiler, eğitim kalitesinin artacağına inanan akademisyenler, kalkınma ve gelişmenin olacağı inancındaki aydınlar.
Halbuki sorun mevcut sistem içinde yapacağınız analizlerle doğru adımları atıp, stratejinizi buna göre belirleyip, pozisyonunuzu alıp; hayata geçirmek istediğinizi yapabilme becerisine sahip olmaktır. Buna sahip olanlar için sistem sorun değildir. 
Temel sorun mevcut sistem içinde kalarak, sistemi değiştirmeye uğraşmak değil, sistem içinde erk sahibi olmaya çalışmaktır.
Tarih bunun örnekleriyle doludur. Asla inanmadıkları ve kendilerini ezen bir sistem içinde yukarıdaki yol ha-
ritasına uyanlar iktidar olup, sistemi kendi istedikleri hale getirebilirler. 

 Mucize üzerine

Sürekli sistemden şikayet edenler ise hep bir mucize beklerler. Ancak hayallerini sistem değiştiğinde hayata geçirebileceklerine inanırlar.
Tek umutları mucizedir. Ve ne yazık ki tek umutları olan mucize ilahi bir mucize değildir. Kimisi ara rejim umudundadır, hatta kimisi de keşfedilmeyi bekler.
Unutmayın ben buradayım demediğiniz sürece kimse sizi keşfedemez.

Öne çıkanlar

Ana yazıda belirttiğim gibi sistem içinde kalarak, sistem içinde tek başlarına iktidar olanların tarihimizde de örnekleri vardır.
Demokrat Parti, Anavatan Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi bunun en somut örnekleridir. 
Yaşantım boyunca buna inandım. Hangi sistem içinde olursa olsun, nasıl denetlenirse denetlensin görevini layıkı ile yapmak isteyen bir insana engel olamazsınız. Sistem hiçbir zaman, hiçbir şey için mazeret değildir.